YAZAR:Meh-Pare
Bölüm: 5 (Beklenmedik Davranışlar, Beklenmedik Tepkiler...)
Sabah yüzüne vuran hafif güneş pırıltılarıyla uyandı genç kız. Yerinden doğruldu. Saat daha sabahın yedisiydi. Hazırlanmaya başlamak için gayet iyi bir zaman diye düşündü. Yattığı yerde oturur pozisyona geçip ayaklarını yataktan aşağı sarkıttı ve o an terlemiş olduğunu hissetti. Yerinden kalkıp perdesi çekilmemiş cama doğru yürüdü. Pencereyi açıp sonbaharın serin rüzgarı odanın içine dolduğunda ürperdi, ancak önemsemedi. Bir süre rüzgara karşı öylece dikildi pencerenin önünde yeterince açıldığına karar verip adımlarını odasındaki banyoya çevirdi. Duş alıp bornozunu giyindi. Odasına tekrar döndüğünde açık bıraktığı camdan içeri giren rüzgar tekrar bedeniyle buluştu. Ürpertici soğuğa son vermek için camı kapattı ve dolabının önüne geçti. Şimdi sıra yeni bir Zümra ortaya çıkarmaya gelmişti işte..
***
Sabah erkenden uyandı genç adam zaten iki gecedir doğru düzgün uyuyamıyor sabah hep erkenden uyanıyordu. Yerinden doğrulurken başında hissettiği ağrıyla gözlerini kapattı istem dışı. Dün Zümra okuldan çıkıp gittikten sonra onu hiç görmemiş ve çok merak etmişti. Ancak alacağı tepkilerden çekinip kimseye de soramamıştı. Akşama doğru canının iyice sıkılmasıyla Yeşim'i atlatmış ve Doğan'ı da alıp biraz dertleşmek için Temp'e gitmişti. Zaten her zaman Doğan'la orada takılır biraz içer ve kafa dağıtırlardı. Ama anlaşılan bu sefer biraz fazla kaçırmıştı. Eve nasıl geldiğini bile doğru düzgün hatırlamıyordu. Ayakları soğuk zemine değdiğinde bile hiçbir tepki vermedi. Başını iki elinin arasına aldı ve ağrısını azaltmak için biraz ovdu. 'Neden bu haldeyim? Niye bu kadar kafama takıyorum? Bana ne oluyor?'Gibi bir çok düşünce kafasının içinde dönmeye başladığında yüzünü avuçlarının arasına alıp sıvazladı. Ne yapsa olmuyordu ya her seferinde onu kırıyor ya da umutlandırıp sonrada hayal kırıklığına uğratıyordu. Aslında bir bakıma ikisi de aynı kapıya çıkıyordu. Olduğu yerden kalkıp hızlı adımlarla kendini banyoya attı soğuk suyu art arda yüzüne çarpıp kendine gelmeye çalıştı. Suyu kapatıp başını kaldırdı. Aynadaki yansımasını inceledi bir süre ve ne kadar dağıldığını fark etti. Kendine biraz çeki düzen vermeye karar verip önce tıraş oldu, sonrasında duşa girdi. Çıktığında biraz olsun rahatlamıştı. Dolabından çıkardığı siyah kotunu ve beyaz tişörtünü üzerine geçirdi. Siyah deri ceketini de üzerine geçirip evden çıktı. Dünden beri haber alamadığı genç kızı aklının en ücra köşesine atıp motoruna binip dostu Doğan'ın evine doğru sürdü.
***
Uzunca bir kararsızlıktan sonra nihayet uygun bir şeyler bulabilmişti genç kız. Eline aldığı kolsuz uzun beyaz gömleği üzerine geçirdi. Omuzlarındaki demir sarı renk düğmelerle gayet güzel göründüğünü düşündü. Altına giydiği siyah tayt ve topuklu siyah kısa botlarıyla güzel bir uyum yakalamıştı sonunda. Sıra saçlarına gelmişti. Açık bırakmaya karar verdi. Zaten her zaman at kuyruğu yapardı değişik olmalıydı. Biraz düzleştirdikten sonra uçlarına hafif kıvrımlı şekil verdi. Gözlerinin rengini ortaya çıkarması için siyahımsı far sürdü. Eye lineer ve rimelini de sürdükten sonra artık hazırdı. Siyah uzun ceketini ve siyah çantasını alıp odasından çıktı. Hülya'nın kahvaltı masasını hazırladığını görünce günaydın deyip mutfağa geçti. Zümra'yı fark den genç kız bir an afalladı birkaç kez gözlerini kırpıştırıp elleriyle de ufaladı. Emin olmak için sordu;
-Zümra canım sen misin ?
Elinde çaydanlıkla Hülya'nın yanına gelen genç kız arkadaşının tepkisine gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...