SELAMLAR...
YENİ BÖLÜM GELDİ. HEMDE UP UZUN GELDİ :) ÇOK ŞEY SÖYLEMEYE GEREK YOK İYİ OKUMALAR...
Yazar: Meh-Pare
Bölüm:39 (Korku, seviyoruz haberimiz yok...)
Hava alanı girişinde arabadan indiklerinde tek tek herkes ile sarılıp vedalaştılar.
-Bizde gelseydik içeri? Diye serzenişte bulundu genç kız.
-Gerek yok kızım zaten bilet bulamadık bu kadar geç saatte yorduk sizi buraya kadar, dedi Fırat Bey gelininin elini tutup. Genç adam bagajdan çıkardığı dört valizi tek tek yanlarına taşıdı. Zümra'nın yanında durduğunda Fırat Bey ikisinin de bileklerinden tutup ellerini birbirine kenetledi.
-Böyle olun, bir an bile birbirinizin elini bırakmayın. Birbirinize göz kulak olun, dedi. Yaşadıkları ani temasın şokunu yaşayan ikili söylenenlere itaat etmek için başlarını sallamakla yetindi. Fırat Bey kenara çekilince Metin Bey hemen önlerinde durdu. İkisininde omzuna ellerini yerleştirip,
-Kendinize dikkat edin! Kızım sana emanet oğlum, dedikten sonra hep birlikte içeriye yönelip gözden kayboldular. Ailelerinin arkasından bir süre baktıktan sonra Zümra elini genç adamın avucundan kurtarıp arkasını döndüğünde genç adam tarafından engellendi.
-Neden kaçıyorsun? Diye sordu Yiğit kolundan yakaladığı genç kızı kendisine çevirip. Zümra genç adam dışında her yere bakarken,
-Rol yapmak zorunda değiliz, gittiler artık, dedi. Genç adam sabırla nefes alıp,
-Neden rol yapmak zorunda olalım ki? Diye sordu. Sonunda genç kızın dikkatini çekmeyi başarmış olacak ki Zümra'nın öfkeli bakışları üzerine çevrildi. Genç adamın elinden kolunu kurtarıp yürümeye başladığında Yiğit'te yanında yürümeye başladı.
-Neden mehir olarak öyle bir şey istedin?, diye sordu. Hem alacağı cevabı merak ederken, hem de genç kızla konuşmaya çalışıyordu.
Zümra duyduğu soruyla bir an imam nikahının kıyıldığı dün geceyi hatırladı.
***Nikah Kıyıldığı Gece***
İmam Kur'an-ı Kerim'i elinden bırakıp karşısında oturan iki gence döndü.
-Nikah ahdini okudum. Kızım eşinden ne mehir istiyorsun? Genç kız yanında oturan Yiğit'in yüzüne çevirdi bakışlarını. İkilinin gözleri buluşurken,
-Güven ve doğruluk istiyorum. Ne olursa olsun bana hiçbir zaman yalan söylememesini... dedi. Yiğit'in gözleri duyduğu sözlerin şaşkınlığıyla büyürken kendisine çeki düzen verip yüzünü ifadesizleştirdi. Odadaki sessizliği İmam'ın sesi bozdu.
-Mehir olarak güven ve doğruluk isteniyor, duydun değil mi oğlum? Kabul ettin mi?
-Evet ediyorum, dedi genç adam da gözlerini genç kızın gözlerinden ayırmadan.
-O zaman nikah ahdini onaylıyorum. Ancak çok dikkatli olun. Gelin kızım çok hassas bir şey istedi. Eğer verdiğin sözden dönüp mehiri bozacak bir şey yaparsan nikah üzerinizden düşer oğlum. Allah bozmasın, hayırlı olsun.
*****
Genç kız gözlerinin önünden geçen anıları kovup,
-Neden? Başka bir şey mi istemeliydim? Diye sordu. Gözlerindeki alay pırıltıları genç adamın dikkatinden kaçmazken,
-Yani... Araba iste, ev iste hatta şirketten hisse istemen lazımdı. Herkes böyle şeyler istiyor, dedi.
-Ama ben herkes değilim! Ama haklısın, keşke başka bir şey isteseydim. Sonuçta o kadar güvenilir ve doğrusun ki (!) bana boşanacağımızın garantisini dahi veriyorsun, dedi. Yolun karşı tarafında duran arabanın yanına ulaşıp kendi tarafına bindi. Yiğit giden genç kızın ardından bakıp kendisine sövmeyi ihmal etmedi, uzun süredir yaptığı gibi. O da arabaya bindikten sonra hızla hava limanından uzaklaştılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...