***
HAYIRSIZ YAZARINIZ GELDİ :) BIR SÜREDİR YOĞUNLUKTAN DOLAYI HİKAYEYE VAKİT AYIRAMADIM BUNUN İÇİN SİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM. UMARIM BU BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ. AYRICA HİKAYENİN FİNALİNE SAYILI BÖLÜMLER KALDI BUNUNDA ALTINI ÇİZMEK İSTERİM... DESTEĞİNİZİ EKSİK ETMEYİN. BUYURUN BÖLÜM SİZLERLE...Yazar: Meh-Pare
Bölüm: 52 (Meleğim...)Genç adam gömleğini giyindikten sonra yatağa yaklaştı. Yastığına sarılmış, saçları etrafına dağılmış, uyuyan kızın yanına uzandı. Yüzüne oturmuş tebessüm ile saç tutmalarını sevmeye başladı.
-Meleğim... Diye seslendiğinde genç kız minik mırıltılar dışında bir tepki vermedi.
-Uyanman gerek hadi Meleğim, dedi bu sefer daha yüksek tonda. Hemen sonra alnına bir öpücük bıraktı.
-Yiğit? Dedi genç kız uyku mahmuru çıkan sesiyle. Gözlerini kırpıştırarak ışığa alıştırmaya çalışıyordu bir yandan da.-Sabah Devran aradı. Şirkette bazı sorunlar çıkmış geri dönmem gerekiyor. Ama sadece bir süre için. Sonra tekrar geleceğim.
-Ben gelmeyecek miyim?
-Gerek yok. Hem tatil yapar kafanı dinlersin. Bende işimi halledip dönerim.
-Yok ben kalmak istemiyorum, dedi genç kız elini Yiğit'in gömleğinin yakasında dolaştırırken.-Neden? Bir şey mi var? Yani canını sıkan bir şey mi oldu?
-Hayır ondan değil, ben sorun yaşamak istemiyorum.
Yiğit bir süre düşünür gibi yapıp,
-Haklısın. Seni burada tek başına bırakmak doğru olmaz. Tehlikenin ortasına bırakamam ben seni, dedikten sonra dudağına bir öpücük kondurup geriye çekildi. Ayağa kalkıp,
-Bir an önce hazırlanıp çıkalım o zaman, dedikten sonra ceketini de alıp odadan çıktı.*****
-Yoruldun mu?
-Yok iyiyim, dedi genç kız. Başına giren ağrı canını yakmaya başlamıştı iyiden iyiye.
-Ben şirkete geçeyim sen evde kal dinlen, dedi evin önünde arabayı durdurmuş genç kızın inmesini bekliyordu o sırada.
-Tamam, diye onayladı genç adamı kemerini açıp ineceği sırada Yiğit tarafından engellendi.Genç adam kapıyı açmak için uzanan kızı tutup kendine çekti. Onun şaşkın ifadesine aldırmadan dudaklarını onun dudakları üzerine kapattı. Elleri de genç kızı sarıp sarmalıyor kucağına hapsediyordu.
Geri çekildiklerinde ikisi de nefes nefeseydi.
-Kocanı öpmeden gidebileceğini bir daha aklından bile geçirmek Melek, dedi kocaman bir gülümseme ile genç kıza bakıp.Zümra beklemediği anda gelen öpücüğün şaşkınlığı üzerinden atabilmiş değildi. Yanaklarına konan masum pembelik ile bakışlarını genç adamdan kaçırdı. O anda baş ağrısını dahi unutmuştu.
-Ben ineyim, diyebildi kelimelerini zorlukla birleştirip. Uçarcasına arabadan inip eve ilerledi.Genç adam bir süre giden kızın arkasından baktı.
-Hala kaçıyorsun Melek. Ama alışacaksın. Bana, varlığıma, sevgime, dokunuşlarıma...
Arabayı hareket ettirip uzaklaştı.********
-Of Yiğit nerede kaldın? Dedi duvardaki saate baktı önce. Sonra başını önünde hazır duran masaya çevirdi. Yüzünün asılmasına engel olamadı. Artık umudunu kesmişti. Kalkıp masadaki tabakları mutfağa taşıdı. Her yeri toplayıp eline aldığı bir fincan kahve ile televizyonun karşısına geçti. Bir süre sessizlik içinde boş boş ekrana baktı. Ta ki kapıdan gelen anahtar sesine kadar.
Ayağa kalkıp kapıya ilerledi.
-Yiğit, sen mi geldin?
Ceketini askıya asıp kendisine doğru dönen adama baktı. Çok bitkin görünüyordu.
-Geç kaldım. İşim uzun sürdü. Başım patlayacak gibi ağrıyor, dedi.
-Çok mu yoruldun? Zümra ona dudak bükerek bakınca, onu kendine çekip kolları arasına hapsetti. Başını boyun çukuruna gömüp derin birkaç soluk aldı.
-Biraz böyle durursak bütün yorgunluğum geçecek, diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...