«H.K.D.~12

8.2K 548 45
                                    


Yazar:Meh-Pare

****

ŞU ANA KADAR YAZDIĞIM EN İÇİME SİNEN BÖLÜM OLDU DİYEBİLİRİM.. SİZİNDE GÖRÜŞLERİNİZİ BİLDİRMENİZİ İSTERİM.. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM.. :) 

İYİ GECELER.. Buyurun; HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI Sizlerle...

*****

Bölüm:12(Kaybetme korkusu...)

Zümra'nın kollarına yığılan bedenini dikkatlice koltuğa uzattı Samet. Kendisine yardım eden Rana'yla bir süre ne yapacaklarını bilemez bakışlar attılar birbirlerine. Eline aldığı kolonyayla koltuğun yanına gelip yere çökerek genç kızın bileklerini ovmaya başladı hemen Hülya. Rabia ve Selin ise dolu dolu gözlerle odanın ayrı ayrı köşelerin çekilmişti. Samet eğilerek genç kızın nabzını kontrol ettikten sonra arkadaşlarına döndü;

-O iyi merak etmeyin. Sadece bayıldı. Yorgunluktan olsa gerek, dedi biraz olsun rahatlatmak istercesine.

-Bugün ne kadar ısrar etsem de hiçbir şey yemedi bedeni de yorgun düştü. Haberi de alınca, dedi Mehmet endişeli bakışlarla.

Rabia'ya sarılarak onu sakinleştirmeye çalışan Mücahit oturduğu yerden doğrulup;

-Hastaneye gitmemiz gerekir, dedi. Ona hak verircesine mırıltılar yükseldi arkadaşlarının ağzından. Rabia'nın başını öpüp ayağa kalktığında genç kızın endişeli bakışları da ona dönmüştü. Sevdiği kızı rahatlatmak istercesine elini tutup sıktı.

-Ben giderim gelecek olan varsa çıkalım, dedi Mücahit. Selin'de ayağa kalkıp onun yanına yürüdü;

-Bende geleceğim, dedi. Samet Mehmet'e dönüp koltukta baygın yatan kıza bakarak;

-Uyanınca onu tutabilecek tek kişi sensin burada. Hastaneye gelmesine engel ol. Daha fazla üzülmesin kız, dedi. Mehmet onu onaylarcasına başını salladı. Genç kıza son kez kısa bir bakış atıp hastaneye doğru yola çıktılar. Evde kalan Hülya, Mehmet ve Rana'nın endişeli bakışları Zümra'nın solgun yüzüne odaklanmıştı. Hiçbirinin tek bir kelime etmemesi ve ortama hakim olan sessizlik yüreklerindeki endişe kıvılcımlarını harlıyordu. Odanın içinde bakışlarıyla köşe kapmaca oynar gibi sessizce oturdular bir süre daha. Uzun sessizliği bölen kapıdan gelen zil sesi oldu. Hülya hemen kalkıp kapıyı açmaya gitti. Birkaç dakika sonra yanında Hale ve Buğra'yla döndü. Endişeli bakışlar yeniden genç kızın üzerinde birleşti.

-Siz nereden duydunuz? diye sordu Rana.

-Selin'i aradım ne yapıyorsun diye o söyledi. Hastaneye gidecektik ama sizin evde olduğunuzu Zümra'nın durumunu söyleyince buraya geldik, dedi Hale arkadaşına. Yine ortama çöken kısa bir sessizlikten sonra;

-Uyanınca onu nasıl tutacağız. Bugün olanların üzerine birde şimdi.. Of ben kahve yapayım, diyerek salondan çıkıp mutfağa gitti Hülya. Hale endişeli bakışlarla genç kıza bakarak;

-Ne kadar süredir bu durumda? diye sordu Hale.

-Başta bayıldı ama sonra beden yorgunluğu yüzünden ağır uykuya daldı, dedi Rana. O sırada elinde kahvelerle içeri giren Hülya herkese kahvesini ikram ettikten sonra eski yerine oturdu. Bu sefer sessizliği bozan Mehmet'in telefonuna gelen mesajdı. Bir süre çatık kaşlarla telefona bakıp cevap yazdıktan sonra yine cebine koydu. Arkadaşlarının meraklı bakışlarını fark edince;

-Mücahit.. Zümra'yı sordu. Yiğit'in durumu iyi değilmiş ameliyata almışlar. İç kanaması varmış ve birkaç yerinde kırıklar, diyerek açıkladıktan sonra başını ellerindeki bardağa çevirdi. Yine herkes sustu. Ortamdaki sessizlikte sadece odadakilerin nefes alışverişleri duyuluyor, kimse ağzını açıp tek kelime etmiyordu. Aslında bu suskunluğun sebebi ellerinden bir şey gelmemesiydi. Gözlerinin önünde solgun teniyle huzursuzca nefes alıp veren arkadaşları için ellerinden hiçbir şey gelmiyordu. Hepsi biliyordu Zümra uyandığı anda Yiğit'e gitmek isteyecekti. Nasıl engel olacaklarını düşüncesi dönüp duruyordu akıllarının bir köşesinde. O sırada belli belirsiz bir fısıltı duyuldu odanın içinde;

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin