KANDİL HEDİYESİ BİR BÖLÜM OLSUN DEDİM. KADİR GECEMİZ MÜBAREK OLSUN. DUA EDER DUA BEKLERİM GÜZEL YÜREKLERİNİZDEN.
MEDYA EKLEME ÖZÜRLÜSÜ BİR YAZAR OLARAK TARİHE GEÇEBİLİRİM GALİBA. YADA BU WATTPAD BANA İNAT YAPIYOR. :) NEYSE BÖLÜM GELDİ. BENİM BEKLENTİMİ KARŞILAR NİTELİKTE DEĞİL ÇÜNKÜ BAŞTA İSTEDİĞİM DUYGUYU YAKALAYAMADIM. SİZLERE İYİ OKUMALAR... :)
Yazar: Meh-Pare
Bölüm: (Söz, nişan olayları...)
ZÜMRA...
Öğlen güneşinin tatlı sıcaklığı yüzüme vururken kafamın içinde köşe kapmaca oynayan düşüncelere dalıp dalıp gidiyordum. Gözlerim dalgaların üzerinde gezinirken rüzgarın savurduğu saçlarım yüzümde oynaşıyordu. Oturduğum banktan kalkıp tekrar yürümeye başladığımda düşüncelerimi ardımda bırakmayı beceremediğimi anladım.
Yiğit... Yaptığı saçmalıklar, söylediği sözler, tutarsız halleri... Her şekilde canımı sıkmayı başarıyordu. Beni zorla götürdüğü dağ evinde olanlar ise ayrı bir ironiydi.
'Hem kaybetmek istemiyorum diyorsun hem de kaybetmek için elinden geleni yapıyorsun!' diye iç geçirdim. Ona karşılık dayanamayıp söylediğim ağır sözler canını sıkmış olacak ki orada kalkıp gitti. Beni bir başıma bırakıp! Ama ben yine kalbime yenik düşüp kapıda yolunu gözledim. Geldiğinde ise hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Yine onun yüzünden içine düştüğümüz durum ise düşündükçe sinirlenmeme neden oluyordu. Benim yüzünden babasından tokat yediğinde içim yansa da sonrasında ağzından çıkanlar odama gelip söyledikleri ona olan inancımı bir kez daha paramparça ederek önüme sermiş oldu.
'Hep hayal kırıklığısın Yiğit! Baştan aşağı hayal kırıklığı...' Yüreğimi saran hüzne engel olmak için söylediği saçmalığı tekrar ettim kafamın içinde. Bu yeniden sinirlenmeme neden oldu.
-Allah'ım ne kadar aptalım! Neymiş sahte evlilikmiş! Yok efendim boşanırmışız! Aptal kafam aptal! Seninle evlenmeye meraklı olan var sanki manyak! Diyerek ellerimi yüzüme kapattım. İçim avaz avaz bağırıp 'istemiyorum' diye veryansın ederken hiçbir şey yapamamak beni boğuyordu.
Uzun yürüyüşümün sonunda tekrar evin önüne geldiğimi fark ettim. Kimseye görünmeden çıkmayı başardığım eve şimdi aynı şekilde gerisin geri tekrar girmem gerekiyordu. Çünkü babam ile bir tartışma yaşamaya daha mecalim yetmez. Apartmanın kapısına geldiğimde bir an içime dolan değişik ürpertiyle arkamı dönüp boş sokağa baktım. Kimseyi göremeyince içeriye yöneldim. Sessizce eve girdiğimde etrafta kimsenin olmaması benim için büyük şanstı. Hemen odama yönelip yorgun bedenimi yatağa bırakmak üzere harekete geçtim.
-----------------------------------------------
YİĞİT...
Evden ayrıldığımızdan beri olanları kafamın içinde bir yerlere koymaya çalışıyor ama bir türlü başaramıyordum. Evlilik fikrini bir anlık cesaretle ortaya atmış olsam da bundan zerre pişman değildim. Şu an ki tek pişmanlığım Zümra'ya söylediğim sahte evlilik yalanıydı. Hele boşanırız saçmalığını hatırladıkça kendimi dövmek istiyordum. Bu sözler benim ağzımdan çıkmış olsa da inanması güç, asla ama asla gerçek olmayacak şeylerdi. Aslında en büyük yanlışı ondan ve duygularından hatta kendi duygularımdan kaçarak ben yaptım. Dağ evinde hak ettiğimin yanında devede kulak kalan sözleri bir nebze olsun canımı yaksa da ben bundan daha kötüsünü hak ediyordum. Ona kaçıyorsun dediğim halde aslında en çok kaçan bendim. Kaldıramadığım şeyler duyduğumda bir şeylerin arkasına sığınmaya çalışmam ne kadar yanlış olsa da ben duygularımı yeni yeni kabullenmişken onun kalkıp ta gözümün içine baka baka sevmiyorum demesi ruhumda derin yaralar açıyor ve kalbimi kanatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...