Yeni ve up uzun bir bölümle geldim... Bir hoş geldini hak ettim bence. 😁😁💞 Önceki bölümü hala okumayanlar olduğunu görüyorum. Onlar çok şey kaçırıyor. Haberleri olsun. Neyse ya çok konuştum buyurun iyi okumalar... Yorum ve voteye aç yazarınız burada bekliyor 😇😇😇
Yazar: Meh-Pare
Bölüm: 46(Umutlar kırılınca, parçaları yüreğe batar...)
Bayram tatilini de İstanbul'da geçirip Bursa'ya döndüklerinde soluğu Gizem'in yanında aldı genç kız. Bütün İstanbul macerasını, Yiğit ile aralarında geçen her şeyi bir bir anlattı ona. Gizem gülümseyerek arkadaşına sarıldı.
-Ay! Şimdi oldunuz mu siz?
-Yok kızım bir şey olduğumuz falan!
-Zümra, balım... Bak bu bir gelişme, ben çok sevindim. Artık eminim Yiğit'te seni seviyor. Adamın bir itiraf etmediği kalmış. Ona da sen fırsat vermiyorsun ki yapsın itirafını! Ama seni tehdit edip şu gelenek saçmalığını ortaya atması çok sinir bozucu. Büyük öküzlük yapmış. Ama bunların soyu aynı! Zümra arkadaşının kolları arasından çıkıp yüzüne dikkatle baktı,
-Devran bir şey mi yaptı?
-Bir şey yapmasına gerek yok ki! Varlığı zarar onun! Geçen hafta pazarlama müdürü var ya İshak Bey, işte o beni yemeğe götürdü.
-Ama Gizem o dam çok yılışık ve sinir bozucu. Onu kendinden uzak tutman gerekirdi! Dedi onaylamaz tavrıyla.
-Aman neredeyse Devran efendinin tarafında olduğunu düşüneceğim, bir dinle önce yaptığını öğren sonra haklıyı, haksızı ayırt edersin!
-Tamam anlat hadi!
-Bizim yemek yediğimiz restoranta Devran'da geldi. Hemde yanında Sude çiyanıyla. Bakışlarını dikti bizim masaya yediğim boğazımda kaldı resmen. Sonra restorantın bar bölümüne geçtik bir şeyler içmeye. Onlarda geldiler peşimizden. Dayanamadım onun bakışlarının esaretinden kaçmak için tuvalete gidiyorum diyerek kalktım masadan. Kapıdan çıktığım gibi, arkamdan gelmiş fark etmemiştim, kolumdan tutup restoranttan çıkardı. Arabasına bindirdi zorla. Bağırdım, çağırdım ama takmadı beni kalas! Evin önünde durduğumuzda telefonu çaldı. Gördüm Sude çiyanı arıyordu. Ona ''Bu akşam bazı problemler oldu ayrılmak zorunda kaldım. Başka akşam telafi edelim.'' Demez mi? Bende film koptu.
Zorla arabadan çıkarıp eve soktu. Kendi dairesine. Zorla! Hayvan gibi kolumdan tutup savurdu beni salonun ortasına! Kükreyip durdu karşımda. Korkmadım desem yalan olur. Gözleri beni parçalıyor gibi bakıyordu bana. ''O adamla ne işin var?'' diye sordu. Dedim ''Sana ne!'' Onu ne ilgilendirir ama dimi! Hiçbir şey söylemedi uzun uzun yüzüme baktı sonra da balkona çıktı. Bende vurdum kapıyı çıktım. Ama asıl beni şaşırtan ben kapıdan çıktıktan sonra içeriden gelen sesler oldu. ''Lanet olsun!'' ''Kahretsin!'' diye bağıra bağıra bir şeyleri kırıp döktü evin içinde.O günden beri yüzüme bakmıyor. Beş karış suratla geziyor. Benimle muhatap olmuyor. Sanki suçlu benim. Laf bile sokmuyor. Ama tabi çok sevgili sekreterinden bana sıra gelmiyordur.
Zümra arkadaşının verdiği tepkilere gülmekten ileriye gidemedi. Onun kendisine olan şaşkın bakışlarına daha fazla karşı koyamayıp yanaklarını sıktı önce. Sonrada iki yanağına sesli birer öpücük kondurdu.
-Deli kız onu da delirttin sonunda!
-He tabi ben delirttim. Kızım adam zaten delinin teki. Maço, görgüsüz ayrıca da öküz!
Birer fincan kahve alıp balkona geçtiklerinde Gizem gözleri uzaklara dalan arkadaşına buruk bir tebessüm ile baktı.
-Ne yapmayı düşünüyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...
