HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)

«H.K.D.~3

Yazar: Meh-Pare

Bölüm:3(Beklenmedik anlarda gelen mutluluk...)

Partinin yapılacağı yere gelip arabasını park etti genç adam. 'Mücahid'in arabası burada olduğuna göre gelmişler demek ki' diye geçirdi içinden. Anahtarlarını cebine atıp seri adımlarla evin kapısından içeri girdi. 'Bakalım bugün olanlardan sonra buraya gelmiş mi Zümra Hanım' bu düşünceyle etrafı taradı çok kalabalıktı. Birinin kolundan çekmesiyle ne olduğunu anlamadan kendini evin mutfağında buldu. Onu çekiştiren ise Hülya ve onları mutfakta bekleyen Mehmet. Ne olduğunu anlamaya çalışarak bakışlarını ikisininde üzerinde gezdirdi Yiğit. Aradan geçen bir kaç saniyenin ardından Mehmet;

-Bugün Zümra'yla aranızda ne geçti, diye sordu. 'Hadi canım çok kazık yerden geldi bu soru' diye geçirdi içinden Yiğit. Ama cevap vermezse üzerine atlayıp boğabilir gibi bakan Mehmet'e kısa bir bakış atıp,

-Doğu p*çi Zümra'yı sıkıştırıyordu. Bende dersini verdim, diye cevapladı onu. Şaşkın bakışlarla ona bakan Hülya'ya göz kırptı. Ancak Hülya'dan gelen soruyla kala kaldı,

-Onun bileğinde ve sırtındaki izlerin sebebi kim ?

Ne söylemeliydi şimdi. Ellerini saçlarının içinden geçirerek karıştırdı. Bileği tamamen kendi öküzlüğüydü peki ya sırtı? O hayvan Doğu ona bir şey mi yapmıştı.

-Bileğinin sebebi benim, dedikten sonra derin bir nefes alıp devam etti;

-Doğu'ya çok sinirliydim Zümra'yı kolundan tutup götürürken ne kadar sıktığımı fark edememişim. Ama sırtındaki izleri... deyip susmak zorunda kaldı. Çünkü aklına gelen şeyle onlarında sebebinin kendisi olduğunu anladı. Onu o duvara ne kadar sert itmiş olacak ki böyle bir şeye sebep olmuştu.

-Kahretsin, offf.. diyerek elini sıktı. Ona öfkeyle bakan Mehmet ve Hülya'yı orada bırakıp dışarı çıktı. Onu bulup özür dilemesi gerektiğini düşünüyordu.

Havuz başındaki masalara tek tek göz gezdirdi. Neredeydi bu kız. Tam arkasını dönüp geri içeri girecekken en kenardaki minderlerde oturmuş Rana, Hale ve Samet'le konuştuğunu gördü. En azından yanında güvenilir birileri vardı meydan Doğu'ya kalmamıştı. Yavaş adımlarla onların az ilerisinde oturan kendi arkadaşlarının yanına gitti. İçecek bir şeyler alıp o da aralarına oturdu. Önlerinde çalmaya başlayan slow müzik eşliğinde dans eden Doğan ve Selin'e baktı. Arkadaşını mutlu görmek onu da gülümsetmişti. Bora'nın içecek bir şeyler almak için yanlarından ayrılmasıyla Seyit'le baş başa kaldı. Arkadaşının gözleri sabırsızca etrafta geziniyordu. Seyit bu boş boş bakmaz. Kimi aradığı belliydi, Hülya'yı tabi ki.. Seyit kendi hırsı yüzünden Hülya'yı yüzüstü bırakmıştı. Ancak şimdi buna pişmandı ve deli divane sevdiği kızın peşinde dolaşıp kendini affettirmeye çalışıyordu. Yiğit ona gülümsedi. Gözü Zümra'nın oturduğu tarafa kaydığında Zümra'nın yerinde Hülya ve Mehmet'in olduğunu gördü. Zümra neredeydi ? Hızla etrafı taradı ve onu buldu. Eve doğru yürüyüp salon kapısından içeriye girmişti. Aceleyle ayağa kalktığı için kendisine bakan Seyit'e,

-Hülya arkada arkadaşlarıyla oturuyor, dedikten sonra hızlı adımlarla Zümra'nın arkasından girdi. Onu merdivenden yukarı çıkarken görmesi içinde merak duygusu uyandırdı. 'Nereye gittiğini sanıyor bu kız' diye geçirdi içinden ancak hemen arkasından yukarıya çıkan Doğu'yu fark edince siniri alevlendi yeniden. O da sessiz adımlarla arkalarından çıktı, eğer ters bir şey görürse öfkesinin aleviyle ikisini de yakardı. Merdiven basamaklarının bitiminde durup duvarın arkasından koridora göz gezdirdi. İşte Zümra oradaydı. Odalara bakarak ilerliyordu. Anlaşılan arkasından gelen Doğudan bir haberdi. Orada durup ne olacağını izlemeye karar verdi.