Ortama hakim olan kısa süreli sessizlik Rana'nın telefonunun sesiyle bozuldu. Genç kız telefonunu çıkarıp ekrana baktığında gülümsedi. İğneleyici bakışlarını karşısında oturan Yiğit'e dikip,
-İyi insan benim arkadaşım, lafının üzerine aradı, dedi. Yiğit sesli şekilde yutkundu ancak boğazına oturan yumru onu boğuyordu.
-Efendim Meleğim.
-(...)
-Hep birlikte yemek sohbet ediyoruz. Dur dışarı vereyim herkesle konuş, dedi. Sesi dışarı verip masanın ortasında tuttu telefonu.
-Konuş bakalım.
-Merhaba.. Nasılsınız bakalım özlediniz mi beni?
-Evet, dedi herkes hep bir ağızdan. Peri ve Fırat Bey hariç.
Yiğit ise içinden ''Burnumda tütüyorsun. Özledim be uğurum. Sen gittin bela yağıyor başımdan aşağı. Aklım başımdan gitti benim sensiz Meleğim'' dedi.
-Bensiz hep beraber ne yapıyorsunuz? Kesin dedikodu yapıyorsunuz arkamdan, dedi gülerek. Yiğit, genç kızın sesini duymasıyla içinde bir yerler titreşti. Vicdan azabı, özlem, pişmanlık her şey birbirine karışmıştı genç adamın yüreğinde.
Rana gözlerindeki tehdit eden edayla Yiğit'e bakıp tek kaşını kaldırdı. Yiğit yapma der gibi başını sağa sola salladı.
-Yok kuzum özel bir nedenden dolayı toplandık. Yiğit'in babası geldi. Bizimle tanışmak için yemek düzenledi, dedi. Yiğit'in bir an kalbi depar attı. Rana söyleyecek sandı kısa bir an için.
-Gerçekten mi? Fırat Amca, nasılsınız?
-İyiyim kızım sen nasılsın?
-Teşekkür ederim, iyiyim.
Kısa bir sohbetten sonra telefonun kapanmasıyla rahat bir nefes aldı. Delici bakışlar altında yenen yemek bittiğinde genç adam arkadaşlarıyla vedalaştı. Rana'yı kenara çekip,
-Bana bak beni tehdit etme sakın bir daha!
-Ne o korktu mu korkusuz beyimiz?
-Kızım beni deli etme. Sakın Zümra'nın bu saçmalıktan haberi olmasın. Daha çok üzülmesi..-
-Ne olur öğrenirse he ne olur?
-Üzülsün istemiyorum, dedi genç adam dişlerini sıkarak.
-Sanki hiç üzülmedi? Bu kızın tek üzüntüsü hayal kırıklığı sensin. Ne fark eder bir fazla bir eksik? Zaten eninde sonunda öğrenecek. Ne kadar erken o kadar iyi, dedi Rana burnunu inatla havaya kaldırırken.
Yiğit tam bir şey söyleyecekken yanlarına gelen Peri genç adamın koluna girip,
-Hadi Yiğit gidiyoruz artık, dedi.
-Sende sakız ve kaşar gillere çok meraklısın Yiğit. Biri gidiyor biri geliyor, diyerek son lafını sokup arkadaşlarının yanına yürüdü Rana.
-Gençler hepinizi bekliyorum İstanbul'a. Sizi aldıracağım uçakla.
-Merak etme Fırat Amca Yiğit'i yalnız bırakmayız, dedi Doğan.
Arabaya binip hareket ettiklerinde geç adam artık cehenneme doğru yola çıktığına kanaat getirdi. Geri dönüşü olmayan bir yola girmişti yaptığı aptallık yüzünden. Şimdi ise söz söyleme hakkı bile tanınmıyordu kendisine. Eli kolu bağlı öylece önüne konan hayat senaryosunu oynayacaktı artık.
****************************************************************
MUTLULUKTAN UÇUYORUM... ŞU AN BULUTLARIN ÜSTÜNDEYİM HEP OLMAK İSTEDİĞİM YERDE... BENİ YALNIZ BIRAKMAYAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM.. KOCAMAN ÖPÜCÜKLER KALPLER GÖNDERİYORUM.. BUGÜN 1k OYA ULAŞTIK :) BUNUN ŞEREFİNE KISA ZAMANDA BÖLÜM PAYLAŞACAĞIM :) ELİMDEKİNDEN KISA BİR ALINTI PAYLAŞTIM. BİTER BİTMEZ BÖLÜM GELECEK :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...