ÖNCELİKLE KISA BİR BİLGİ :)
BUNDAN SONRA BÖLÜMLERİ PAZARTESİ YAYIMLAMAYA KARAR VERDİM.. YANİ HER PAZARTESİ YENİ BÖLÜM GÜNÜMÜZ OLACAK.. BİLGİNİZE... :) ÇOK ÇOK KOCAMAN SEVİLİYORSUNUZ.. YORUM VE VOTELERİNİZİ BEKLİYORUM..
Media: Zorla Zümra'nın yanına gönderilen bir Yiğit.. :)
Yazar: Meh-Pare
Bölüm: 17/2(Pembe yanak...)
Okulun terasındaki kafeteryadan her şeye şahit olmuştu genç adam. Zümra'nın yıkılışına. Rana'nın onu alıp götürmesine. Arkadaşlarının toplanıp konuşmasına. -ki muhtemelen kendisini benzetme planı kuruyorlardı-
Kendine okkalı bir küfür savurdu. Her şey güzel giderken yine bir çuval inciri berbat ettiğine mi yansın, Zümra'yı üzdüğüne mi? Yoksa Yeşim'i tam başından savmışken tekrar başına sardığına mı? O bunları düşünürken Yeşim ayağa kalkıp,
-Aşkım ben derse gidiyorum, diyerek eğilip öpmek istedi ancak Yiğit izin vermedi.
-Tamam, diyerek soğuk bir karşılık verdi. Yeşim giderken Bora geldi genç adamın yanına. Elini omzuna vurup masaya oturdu.
-Hayırdır Karadeniz'de gemilerin mi battı? diye sordu şakayla karışık muzip ifadesiyle. Yiğit arkadaşına kısa bir bakış atıp tekrar bahçede konuşan ekibi izlemeye devam etti. Bora başını çevirip bakınca,
-Oğlum bunlar ne yapıyor lan bahçenin ortasında toplanmış? diye sordu.
-Bana ne işkence yapacaklarına karar veriyorlar, dedi Yiğit alayla gülerek.
-Niye be. Ne halt yedin? Yoksa yine o kızı üzecek bir şey mi yaptın? Yani artık bizim bile canımıza tak etti Yiğit!!
-Saçma sapan insanlarla yakınlık kuruyor. Bir şey yapmadım hem. Beni Yeşim'le biraz samimi gördü, dedi. Bora ters ters arkadaşına baktı.
-Allah'tan bir şey yapmadın. Bir de yapsaydın ne olacaktı çok merak ettim, dedi. Tekrar bahçedeki ekibe bakınca,
-Samet'te geldi. Aha kardeşim sen en büyüğünden ayvayı yedin o zaman. Hastanede senin yüzünden Zümra'yla arasının bozulduğunu söylemişti bizimkiler onun hırsını senden çıkarır şimdi o, dedi. Kırdığı potu sonradan fark edip dilini ısırdı tabi.
-Ne demek bu. Onların arası benim yüzümden mi bozuldu. Hani kavga etmişlerdi. Samet ağır konuştu demişti Doğan, benimle alakası ne? diye sordu kaşlarını çatıp.
-Ya.. Olum- Yiğit'in sert sesi genç adamı susturdu.
-Kıvırmadan adam gibi anlat bana ne halt döndüğünü!.
-Samet evet ağır konuşmuş. Ancak yaptığı konuşma seninle alakalı. Yani Zümra'yı zayıf yerinden senden vurmuş, dedi.
-Ne söylediğini söyle bana!
-Ya olum.. İşte Zümra senin umurunda değilmiş, herkese ayak bağı olduğunu söylemiş falan, dedi.
Yiğit duyduklarıyla şaşırmadan edemedi. Samet'in en son yapacağı şeydi Zümra'yı kırmak. Tam Bora'ya neden diye soracakken bahçedeki ekibin tam kadro kendilerine doğru geldiğini gördü. Mecburen sustu. Kendisine yönelen öldürücü bakışları umursamadı bile sadece Samet'e odaklandı.
Gelenler de masaya oturunca ortama bir süre daha sessizlik hakim oldu.
-Ne bu olum kendimi yüksek gerilim hattında gibi hissettim, dedi Samet şakayla karışık. Arkadaşlarından yükselen homurtularla soran bakışlarını tek tek hepsinin üzerinde gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...