Kısa olsa da bekletmeyip paylaşmak istedim. Bir sonraki bölüm kısa zamanda gelecek. Ancak bu tamamen bölüme gösterdiğiniz özene bağlı. Sınır falan koymak değil niyetim. Ancak okuyan herkesin o küçük yıldıza okunmasını rica ediyorum...
Yazar: Meh-Pare
Bölüm: 45 (Gerçekler...)
Zümra eve girdiği gibi üst kata çıkıp Bahar'ın odasına girerek kapıyı kilitledi. İçindeki kaçma isteğine karşı koyamıyordu. Koridorda duyduğu ayak seslerinden sonra odanın kapısının zorlandığını hissetti.
-Zümra! Konuşacağız!
-Git Yiğit! Dedi titreyen sesiyle.
-Aç şunu, bak kırarım!
-Biliyorum kırarsın, ama git konuşmak istemiyorum! Yalnız kalmak istiyorum. Beni rahat bırak!
Genç kız yüreğinin derinliklerine gömdüğü duygularının su yüzüne çıkmasıyla paniğe kapılmış ve genç adamdan kaçmıştı. Duygularının ağırlığı üzerine çökerken arkasındaki yatağa ilerleyip uzandı. Başını yastığa koyduğunda gözlerini kapattı ve o anda gözünden bir damla yaş düştü. Yanağından süzülen damla yastığa ulaşıp kumaşın yüzeyinde küçük bir nokta bırakarak kayboldu.
İlk kez kendine yenilip Yiğit'e karşılık veriyordu. Gizlediği duygularını artık kontrol edemediğini farkındaydı. Yiğit bu kadar yakınındayken içinde tutamıyordu artık. Genç adama büyük bir adım atarak yüreğinin kapısını aralamıştı bugün. Yattığı yerden doğrulup aynadaki yansımasına baktı. Gördükleri gerilemesine neden oldu. Artık gözleri duygularını saklayamıyor, açık açık her şeyi yansıtıyordu. O öpücük savunma mekanizmasını kırmış, duygularını ardına sakladığı kalın perdeyi yırtmıştı. Uzun süredir saklamayı başardığı duyguları açığa çıkmış ve tamamen yüzünden okunuyordu.
Ayağa kalkıp cama yaklaştı. Hava yeni yeni kararmaya başlamış ve bahçedeki ağaçların hareketlerinden anlaşıldığı üzere rüzgar şiddetini arttırmıştı. O sırada Yiğit'in yer minderlerinde uzanmış, bir kolu başının altında, gökyüzünü izlediğini gördü.
-Kaçtım evet! Bu şekilde karşına çıkamam. Bu kadar savunmasız, duygularım bu kadar ortadayken olmaz. Beni yine en hassas yerimden, kalbimden kırmana dayanamam, diye mırıldandı. Yiğit'in ayaklandığını görünce panikle geriye çekildi. Yatağın köşesine çöktü. Bir süre sonra koridorda duyduğu ayak sesleri içindeki heyecan dalgasını hat safhaya ulaştırdı. Adım sesleri kapının önünde durdu. Genç kız ellerini iki yanına koyup bilinçsizce yatak örtüsünü sıkarken, nefesini de tuttu. Beklediği tepki gelmeyince odadaki karanlık ve sessizlikten rahatsız oldu ve yatağın yanında duran gece lambasını yaktı. Adım seslerini yeniden duyduğunda, giderek uzaklaşan sesler ile içinde oluşan burukluğa mani olamadı.
-Hem kaçıyorum, hem de bir şeyler bekliyorum, diye mırıldanarak başını eğdiği sırada kapının arkasında yerde duran kağıt dikkatini çekti. Eğilip aldığı gibi gece lambasına yaklaşıp ikiye katlanmış kağıdı açtı ve okudu.
''Benden mi kaçıyorsun yoksa duygularından mı bilmiyorum? Ama bir kez olsun kontrolü elinden bırak. Gözünün önündeki perdeyi kaldır ve beni gör. Sana uzattığım elimi gör artık! Tereddüt etme tut elimi. Emin ol ben bir daha bırakmam sen elini bir kez uzatırsan. Ama önce etrafına ördüğün duvarları yık, yık ki sana ulaşabileyim. İyi geceler Melek...''
NOT: Beni görmek istemeyebilirsin, ortalıkta olmayacağım. Mutfağa in ve yemek ye! Ayrıca Bahar yarın dönüyor. Orada daha fazla kalıp benden kaçabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun karıcığım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...