ERKEN BÖLÜM SÜRPRİZİ :) UMARIM BEĞENİRSİZİN. BUGÜN OTURDUM ÜÇ SAATTE TAMAMLADIM :)
MEDYA: ZÜMRA VE GİZEM :)
blackpearl_112 böcüğüne gelsin... :)
Yazar: Meh-Pare
Bölüm: 34(Gece karası gözlerin esaretinde..)
''Ali- Carry on'' şarkısını açıp dinleyerek okuyabilirsiniz...
VE BÖLÜM...
ZÜMRA...
Kaderde olana engel olunmazmış. Belki de bundandır kalbimi korumak için verdiğim mücadelenin yavaş yavaş kırılması.
Onun varlığı kalbimi tehdit ederken, ondan kaçmak için gösterdiğim çaba, bana boşa uğraşıyorum gibi hissettirmekten başka işe yaramıyor iken, ben nasıl kendimi, kalbimi, ondan sakınıp koruyacağım?
O gün Yiğit orada olmasaydı, o araba bana çarpacaktı. Çünkü ben korku ve panikten uyuşan uzuvlarıma komut verip harekete geçiremezdim. Ama o beni geri çekip kollarının arasına aldığında yüreğimdeki korku buhar olup yok oldu ve ben onun varlığının sıcaklığıyla sarmalandım. Yüreğime huzur doldu. Söyledikleri kafamı karıştırsa da yine farklı anlamlar yükleyip olmayacak hayallere kapılmak istemediğimden başka şeylere yönelip kafamı dağıtmaya çalışıyorum. Cuma günü gezilip görülecek her yere gittiğimiz için iki gün onunla karşılaşmadım. Ama şimdi şirkete giderken ayaklarım geri geri gidiyor. Çünkü onu görünce ne yapacağımı nasıl davranacağımı kestirememek elimin ayağımın birbirine dolaşmasına neden oluyordu.
Hayal kurmak istiyorum. İstiyorum ama yine kırılmaktan, yıkılmaktan, yerle bir olmaktan korkuyorum. Yüreğimin bir acı daha kaldıracak gücü kaldı mı bilmemek beni tedirgin ediyor. Bu yüzden o bana her yaklaştığında ondan koşarak uzaklaşıyorum.
''Yaklaşma bana! Uzak dur!'' diye bağırıyor aklım. Ama kalbim... Yokluğunla kavruluyor. Çölde susuz kalmış bir bedevi misali... Bir damla varlığına dahi muhtaç hissederken, ihtiyaç duyarken, ateşe dokunmuş gibi geri kaçıp saklanıyorum.
-Zümra, hadi in! Diyen Gizem'in sesiyle kendime gelip arabadan indim. Derin bir soluk alıp havayı ciğerlerime doldurdum. Biraz olsun ferahlığa ihtiyacım var. İçimdeki boğucu düşünce kalabalığından uzaklaşmaya...
Gizem yanıma gelince birlikte şirkete doğru yürümeye başladık. Asansörün önüne geldiğimizde kapanmak üzeri olan kapıyı düğmeye basıp açtım. Ancak kapı açılınca karşımda gördüğüm kişi bu yaptığımdan pişmanlık duymama yetti. Gizem içeri girince bende girmek zorunda kaldım. Hemen arkamdaki varlığı avuç içlerimi soğuk soğuk terletirken, üzerimde hissettiğim bakışlarının ağırlığı beni yoruyordu. Sanki birer ok gibi kalbimi delip geçiyordu. Asansörde kısa selamlaşma dışında Gizem ve benden ses çıkmazken Yiğit ve Devran'ın arasında duran Sude, bana işkence etmek istercesine hiç susmadan konuşuyordu.
-Zümra Hanım'ın keyfi pek yerinde değil galiba? Diye bana laf atması ise daha çok canımı sıktı. Gizem dayanamamış olacak ki benim yerime cevap verdi,
-İnsanların keyfinin kahyası mısın Sude? Üstelik Zümra'nın seni ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum, dedi. Açılan kapıdan kendimi hemen dışarı atıp odamın olduğu kanada doğru yürümeye başladığımda Yiğit'in sesiyle olduğum yerde durdum.
-Zümra, dur orada!
Elimdeki çantanın sapını sıkıp ona döndüğümde,
-Odan o tarafta değil. Yeri değişti, dedi. Anlayamaz ifademle kaşlarım çatıldığında konuşmaya devam etti,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...