Selamlar... Bölümünüz geldiii..
Vote ve Yorumlarınızı heycanla bekliyorum.. :)Bu bölümü çok sevdiğim yazarım biriciğim
cigdemugur a itaf ediyorum.. Bana destek olduğun için teşekkür ederim güzelim.. :)
Yazar: Meh-Pare
Bölüm:16(Yanlış Anlaşılmak...)
Bir an içine dolan ürpertiyle gözlerini araladı genç kız. Uçuşan perdelerle de anladı ki camı açık unutmuş öyle uyumuştu. 'bu gidişle çok kötü hasta olacağım ' diye düşünerek yattığı yerden doğruldu. Camı kapatmak için kalkacağı sırada kulağına dolan sabah ezanı sesiyle yatağında oturur pozisyonda kalıp sessizce ezanı dinledi.'Ne kadar huzur verici' diye düşünmekten alıkoyamadı kendini. Ezan bittikten sonra bir süre daha yatağının içinde öylece oturdu. Kütüphanede olanlar aklına geldi.
----Kütüphane----
Uyuyan genç adamın yüzünde o kadar kaybolmuştu ki yanına yaklaşan adamı fark etmedi. Omzuna dokunan elle irkilip kendine geldi. Başını kaldırdığında kendisine gülümseyerek bakan Semih'i gördü.
-Selam ne yapıyorsun burada, diye sordu. Masada genç kızın önündeki kağıda çizdiği resme takıldı bakışları. Zümra karşısındaki genç adamın baktığı yeri görünce resmin üzerine bir kitap koyarak aceleyle kapatmaya çalıştı. O sırada çıkan gürültüyle Yiğit gözlerini açtı. Zümra'nın konuştuğu adamı görünce sinirlendiğini hissetti.
-Zümra, dedi sert çıkan sesiyle.
-E..efendim, dedi genç kız bir an afalladı.
-Hadi gidelim artık bugün için bu kadar çalışma yeter bence, hem benim ağrım var, dedi. Genç kız başını sallayıp eşyalarını toplamaya başladı. Semih,
-Benden duymuş olmayın ama en güzel olan ödevi seçip sahnede sunulmasını isteyecek Bay Dwan, dedi. Zümra bir an için adama baksa da cevap vermeyip başını salladı anladığını belirtircesine. Yiğit'le birlikte ayağa kalktığında Semih'e
-Görüşürüz, diyerek ondan uzaklaştı.
-----------------------
Genç kız daha fazla uyuyamayacağını anlayınca kalkıp elini yüzünü yıkadı. Odasına döndüğünde günün yavaş yavaş aydınlandığını görünce biraz yürüyüş yapmaya karar verdi. Saçını gelişi güzel bir topuz yapıp dolabından aldığı siyah taytı giyinip üzerine uzun kollu dizlerine kadar uzanan siyah askılı penye elbisesini giydi. Beyaz yağmurluğunu da üzerine giyip kendini dışarı attı. Uzun bir süre yürüdükten sonra yorulduğunu düşünerek parkın içindeki bir banka oturdu. Birkaç dakika dinlendikten sonra eve dönmek için ayağa kalktı. Cadde üzerindeki pastahaneden kahvaltı için aldığı poğaçalarla dükkandan çıkarken biriyle çarpıştı.
-Af edersiniz ben önüne bakmadım, dedi. Başını kaldırdığında kendine gülerek bakan Semih'i gördü.
-Günaydın, dedi genç adam karşısında şaşkınca yüzüne bakan kıza.
-Gü..günay..dın, dedi.
-Bu yakınlarda mı oturuyorsun? diye sordu.
-Evet, sen? diye sordu. Semih gülümsemesini yüzünden eksik etmeyerek;
-Bir arkadaşıma kahvaltı için gidiyorum. O da buralarda oturuyordu, dedi. Genç kız başını sallamakla yetindi.
-Neyse o zaman ben seni tutmayayım, dedi. Genç adam yanından geçmeye çalışan kızın önüne geçip,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)
Romance01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkadaşlığın içinde büyüyen masum bir sevda kuşu ve bu sevda kuşunu yüreğine konduramayan bir adam... **** -Hani beni çok seviyordun ne o pes mi...