Nerdesin

15.4K 392 40
                                    

İlk defa uykumu almış hissediyordum. Kendime gelmiş çok enerjik bir gün geçirebilirmişim gibi. Bana engel olan tek şey karnımdaki hafif ağrıydı.

 'Yanlış pozisyonda yatmış olmalıyım' diye düşündüm. Gözlerimi araladığımda odayı dolduran ışıktan dolayı gözlerim kamaşmıştı. Gözlerimi kırpıştırırken tavanla bakışıyordum. Boğazım kupkuru olmuştu. Sanki yıllardır su içmiyormuşum gibi bir his vardı boğazımda. Dilimi dudaklarımda gezdirdiğimde çatlamış olduklarını ve tam soyulmalık olduklarını fark ettim. Başıma saplanan ağrıyla elimi istemsizce alnıma götürdüm.O sırada kolumda uzanan bir boruyu gördüm. Serum muydu o? Işığa alışmış gözlerimi iyice açarak etrafıma baktım. Ben neden hastanedeydim? Kollarımla oturur pozisyona geçmeye çalışırken karnımda ağrı hissettim. Karnıma baktığımda ufak bir sargı bezi olduğunu gördüm. Ama sargı bezinin devamında olan dikiş izlerini görünce kalan yaralarımın iyileştiğini anladım. Sol koluma baktığımda sargı bezine sarılmış olduğunu fark ettim. Tanrım ne olmuştu bana? Odaya baktığımda kimse olmadığını fark ettim. Annem dışarı çıkmış olmalı diye düşündüm. Kolumdaki serumu kendi kendime çıkardım ve kanamasın diye damar yolumu kapadım. Yan tarafımdaki su şişesinden boğazımı yumuşatmak için büyük bir yudum aldım. Ama yetmedi ve suyu tek dikişte içtim. Bacak aramdaki sızıyı hissettim. Yorganı kaldırınca sonda takılı olduğunu gördüm. (Sonda idrar kesesine uzanan bir boru. İdrar direk borunun ucundaki torbaya doluyor. Genelde koma- idrar kesesini kontrol edemeyenlerde ve ameliyat çıkışlarında takılır gerekli görülürse.) Ne kadar süredir hastanedeyim ben ve niye kimse yok? Etrafa baktığımda hiç eşya bulamadım. Yerdeki hasta terliklerini giyip doğrulmaya çalıştım. Biraz başım döndüğü için hemen ayaklanmamayı tercih ettim ve zonklayan başıma elimi tekrar götürdüm. Gözlerimi sımsıkı kapama gereği duydum. Gözlerimde canlanan anlar ise tamamen korkmama yetti.

Mert'in dedikleri?

İris? 

Peki ya Demir? Ne haldedir? İris... İris.. Hayır bu gerçek olamaz. Bu sadece iğrenç bir rüyaydı. 

Hızla ayağa kalkıp kapıya doğru adım atmaya çalıştım ki başımın dönmesi ve karnıma giren sancıyla öne doğru düşmem bir oldu. Sıkı sıkı gözlerimi kapamışken belimde hissettiğim ellerle gözlerimi açtım. Karşımda gördüğüm gözlerle tekrar irkildim. Belimdeki elini yavaşça bacaklarımın arkasından geçirip beni kucakladı bende boynuna sarıldım.Yüz ifadesini çözmeye çalışıyordum. Kilo mu vermişti? Uykusuz yada yorgun olduğu çökmüş gözlerinden ve mosmor olmuş göz altlarından belliydi. Kilo vermiş olmalıydı çünkü elmacık kemikleri daha bir çıkıktı. Koyu siyah saçları dağılmıştı ama gene de çok yakışıklıydı. Kokusu.. Hala beni etkileyen ve kendine çeken kokusu... O tehlikeydi ama ne kadar bilinçaltıma itsem de ondan çok etkileniyordum. Acaba ben ne haldeydim. Üç dört aydır bu hastane odasında kokuşmuş olmalıydım. Utançtan ona bakmayı kesip başımı yere indirdim. Oda beni bir adım arkamızdaki yatağa yatırmıştı. Üstümü örtüp çatallaşmış ve sert sesiyle 

"Hemşirelere haber verip geliyorum sakın bir yere kımıldama." diye emir verdi. Bende sadece başımı onaylar anlamda salladım. İçeri bir hemşire ve doktor girdiğinde ikisi de tepkimi ölçmek amaçlı bana bakıyorlardı. Erkek olan doktor gülümseyerek

"Günaydın Masal Hanım." dedi Demir kapının yanındaki duvara yaslanmış beni izliyordu. Ama duygusuz gözlerle. Hiçbir ifade yada duygu yoktu. Belki biraz üzüntü? Anlamlandıramıyordum. Bakışlarımı tekrar doktora getirdiğimde fısıltıyla

"Günaydın..." dedim. Ses tonum bana bile yabancıydı. Demir'in telefonu çaldığında ona baktım oda kim olduğuna bakıp bana baktı ve kapıyı açıp çıktı.

"Masal Hanım şey siz çok uzun-"

"Lütfen Masal diye hitap edebilirsiniz. En son duyduğum üç ay kadardı ama sonra arrest geçirmiş olmalıyım (Kalbi durmuş). Ne kadar zamandır uyuduğumu söylerseniz, sondamı çıkarırsanız ve durumumu söylerseniz daha iyi olur bir de banyo yapabilir miyim?" dedim. Doktor ve hemşire bana şaşkınlıkla baktılar. Doktor kendini toparlayıp 

BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin