BEDEN

Küçük Cosmos

"Seni burada görmek ne kadar güzel bir tesadüf öyle. Bende hayret Savaş Antalya'ya nasıl gelmemiş diyordum." Dediğimde gülümsemesi kocaman olmuştu.

"Benim değilde senin burada olman büyük bir süpriz oldu açıkçası üstelik Açelya ile birlikte." Dediğinde Açelya'ya bir baş selamı vermişti. Gözleri Şule'yi bulunca başta şaşırdı ve hızla bana döndü

"Demek Demir'in kızları buluştu ha?" Dediğinde gülmüştüm.

"Otursana. Mekanında ayakta kalma." Diyerek boş koltuğu işaret ettim.

Fazla mı sıcak kanlıyım? Yoo alakası bile yok bence.

"Gerçekten birazdan Deha gelip beni öldürecek, bu büyük bir tuzak değil mi?" Dediğinde göz devirmiştim.

"Hayır sadece eğlenmeye geldik." Dedim bıkkınlıkla. Gözlerim yakışıklı çocukla buluşunca gerilmeden edemedim. Kıskanmış mıydı? Yada kıskanç bir erkek miydi?

"Dün Angelda olan üç kızın şuan mekanımda eğleniyor olması normalde hoşuma gider ama sizin ki ister istemez meraklanmama neden oluyor melek." Dedi başını yana yatırarak.

"Deha ile aram bozuk, yani küslük gibi değil... Nasıl açıklasam..?"

"Canını yakmış.." dedi mırıltıyla. Sadece onaylar anlamda başımı salladım.

"Ve sende bana geldin?" Dediğinde o cevabını öğrenmek istemediğim soruya gelmiştik.

"Hayır. Burada güvende olurum diye düşündüm." Derken gözlerim mekanı taradı. Aras'ta burada mıydı? Gür bir kahaha attı başını arkaya yatırarak

"Sen benim yanımda mı güvende olacağını düşündün?" Dedi kinayeyle. Omuz silkerek cevap verdim. Açelya gerilmişti belliydi.

"En azından sadece fiziksel olarak yakarsın canımı ve Aras'ın benim için bir casus olduğunu biliyorum." Dediğimde gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Siktir! Sana daha neleri söyledi?" Diye fısıldayarak etrafa bakındı duyan varmı diye. Bana yaklaştı.

"Demir'i Ufuk'un öldürdüğünü ve Burcu'nun.." dediğimde sorgular gibi ona baktım.

"Burcu'nun?" Diye devamını öğrenmeye çalıştı. Kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Burcu'nun ablam olduğunu biliyor muydun Savaş?" Dediğimde gözleri kocaman oldu. Dudakları aralandı ve dediğimi tekrar tekrar kafasında tarttı.

"Siktir! Ne?" Diye kükredi. Masadan hızla kalkıp bir yere doğru yürümeye başladı ve sonra hızla geri dönüp masanın başına geri döndü. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi panikleyerek yanıma geldi ve yanaklarımdan tutarak gözlerine odaklanmamı sağladı.

"Yemin ederim haberim yoktu melek. Sana o bilinçle hiç dokunmadım. Lütfen biliyorum pislik bir adamım ama inan bana. Şuan düşünüyor olabilirsin Burcu'dan intikam almak için kullandı beni gibi zırvalıklar ama gerçekten bilmiyordum Meleğim. O kadar pislik biri değilim." Derken yaptığı paniğe gülmüştüm.

"Bak hatta dur bekle kanıtlayacağım." Dedi ve birine eliyle işaret yaptı. Aras'ı görmemle kaslarımın gevşemesi ve mutlu olmam aynı anda gerçekleşmişti.

"Masal"dedi tek kaşı kalkık halde başıyla selam verirken. Masamdan kalkarak benden uzun olmasına aldırmadan gövdesine sarıldım. Oda ellerini sırtımda birleştirdi ve sıvazladı.

"Canım yanıyor." Diye fısıldadığımda  saçlarımı okşamıştı şefkatle.

"Geçmeyecek." Dedi fısıltıyla