BEDEN

Neden?

 Bir kızın alt bedeni tam uyar da üstü neden uymaz? İris'in verdiği hiçbir şey bana olmamıştı. Olan tek şey lacivertimsi ceketiydi bende içine dar bir beyaz bluz ve altına siyah dar pantolon giydim. Makyajımı tamamladığımızda düzleştirdiğim saçımı tarayıp hazırdım. Saat yediydi ama Demir ortalıkta yoktu. Sinir bozucu bir de bana tam saatinde hazır ol diyordu. Telefonum çaldığında bilin bakalım kimdi? Bay çok bilmiş. Bıkkınca

"Efendim." dedim

"Bara kendin gel. Birkaç işim çıktı."

"İyi tamam"dedim ve kapandı telefon. Öküz. Odun işte bildiğiniz odun. Durumu İris'e anlattım ben taksi çağırmasını istemiştim ama o

"Bizde Ufuk'la geleceğiz bara . Bizimle gel." dedi bende kabul ettim. İris zaten hazırdı o yüzden beklememiz gerekmedi. Arabada kız kıza arka koltukta sohbet ederken Ufuk bizi dinliyordu ve istemsiz bir şekilde gülüyordu. Bara geldiğimiz de Ufuk önde biz de İris'le kol kola sohbet ederek içeri girdim. İçeri girdiğimde gördüğüm manzaraya alışıktım. Ayakta dans ediyorum diye sevişenler, bara yaslanıp kız kesenler, sigara kokuları... İris'le muhabbetimiz bittiğinde kafamı gittiğimiz yöne çevirdim. Geniş bir loca gibi bir yerde Demir ve arkadaşları olduğunu düşündüğüm bir grup vardı. Ama dikkatimi Demir yüzünden verememiştim. Beni gözleriyle baştan ayağa süzerken özellikle göğüslerim de uzun süre durduktan sonra oturduğu yerde biraz daha rahat oturarak dudaklarını yaladı. Gözlerime koyulaşmış simsiyah gözlerle bakarken istemeden yutkundum. O gözleriyle beni becermeye devam ederken bakışlarımı grubun kalanına çevirdim. Bildiğin hepsi bana yiyecekmiş gibi bakıyordu. İris'te farketmiş olacak ki istemeden kıkırdadı. Bende onu dirseğimle dürttüm. Demir'in tam karşısına oturup çantamdan sigaramı, telefonumu ve özellikle Demir'e bakarak çakmağımı masanın üstüne koydum. Fakat o umursamadan koyu gözlerle bana bakmaya devam ediyordu. Bir insanın gözü bu kadar siyah olamaz yani siyah diye göz rengi mi var? Gruptan bazıları yanındaki sürtüklerle yiyişsede umursamadım. Ve aynı o kızlar gibi kıçında bir etekle cilveli cilveli gelen garson

"Ne alırdınız?" dedi Demir'e bakarak. Demir bir an kıza baktı ve gülümseyip bakışlarını geri bana döndürdü. Birayla başlamaya karar verdim ve bir bira istedim. İris'te bana eşlik etti. Biram geldiğinde kız masaya -sanki başka şekilde koyamazmış gibi- eğilerek -tüm mal varlığını sergileyerek- biralarımızı önümüze koydu. Sonra Demir'e dönerek

"Başka bir isteğiniz?" dedi. Demir'de hayır anlamında kafasını salladı. Sürtük işte.

"Sen sanki değilsin." Kimin iç sesi kendine düşman olur ki? "Sen sus iç ses"

"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış Masalcım. İkimizde biliyoruz ki Demir'in altına girmeyi deli gibi istiyorsun."

Kafamı sallayarak sigara pakedimi elime aldım. Doğruydu gerçekten istiyordum. Bedenimin her tepkisi ve kalbim bunu açık açık söylüyordu. Hatta bağırıyordu. Fakat ben Demir'le, onu kendime göre yontmadan hayatta birlikte olmam ve olmayacağım. Bir kere çok dediğim dedik. Ben Masal'ım kimse bana laf geçiremez (iki dakika sonra bir lafla yerine oturdu). Sigara pakediyle bakışırken biramdan bir yudum aldım. Sigara seçip yaktım ve derin bir iç çektim. İris beni dürterek

"Düşüncelere daldın?"dedi. Kendime gelip

"Öyle düşünüyordum işte." dedim ve gülümsedim oda olumlu anlamda başını sallayıp Ufuk'la sohbete geri döndü. Sigaramdan yudum alırken Demir'e baktım ve o buz gibi bakışlar yine içimi yaktı. Bu çocuk hobi olarak beni izlemeyi mi edindi de benim haberim yok? Gözlerini kaçırıp oda bir sigara yaktı. Sonra gözlerime geri döndü. İstersen ben soyunayım yani ne anlamı var?