Ön bölüm

23.9K 325 25
                                    

Biliyorum bölüm epey gecikti  çok özür dilerim bu yüzden ama elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum. Çünkü kurgu epey değişti kafamda ve toparlamaya çalışırken epey çuvalladım ve bu benim yazma isteğimi kırdı. En kısa zamanda uzun bölümü sizlerle buluşturacağım merak etmeyin. Çok çok özür dilerim.

~~~

"Bana kendini anlat." dedim Demir'in o yumuşacık saçlarını karıştırırken. Demir göğsüme yatmış ben de saçlarıyla oynuyordum.

"Pisliğin tekiyim işte. Anlatacak bir şey yok." dedi sert sesiyle. Ama bu sefer pürüzlüydü sesi.

"Mutlaka vardır. Kitap okumayı sevdiğini biliyorum mesela. Yada ne bileyim ne seversin. Gerçekte kimsin?" Merak ediyordum. Onu gerçekten merak ediyordum. Kafasını geri çekip kendi tarafına geçti. Yatakta oturur pozisyona geçip bir sigara yaktı. 

"Kitap okuma alışkanlığım küçük yaşlarımdan beri var. En büyük hayalim büyük bir kütüphane oluşturmaktı ki başardım da. Onun dışında yüzmeyi çok severim." dedi bana bakıp sigarasından bir duman daha çektiğinde.

"Peki ailen?" dediğimde çekinerek gözlerinde ki koyuluğu gördüm.

"Ne olmuş onlara?" dedi sert bir sesiyle.

"Neden?" dedim merakla. Bir nedeni olmalıydı.

"Bunlara kafanı yorma ufaklık." dedi ama öğrenecektim bu Demir'le sohbet edebildiğimiz tek andı.

"Demir benden bir şey saklama." dedim gözlerini kapatıp kafasını arkaya yasladı.

"Öğrendiğimde  İris bizimle kalmıyordu. Annem başka kadından çocuğu olduğunu öğrendiğinde kabul etmemiş İris'i ben sonradan buldum onu. İris'le aynı anneden değiliz yani. Tabi o bilmiyor. Öldü ailen demişler zaten. Bende onları  öldürdüğümde on beş yaşındaydım yada daha büyük hatırlamıyorum. Babamdan nefret ederdim zaten. Sürekli başka kadınlarlaydı ve yaptıkları güzel bir şeymiş gibi bana öğretmeye çalışırdı."

"Neyi öğrendiğinde? Ne yaptırmaya çalışıyordu ki?"

"Babam pezevenkmiş annemde fahişesi. İris'in annesi de benim annem gibi fahişenin tekiymiş. Kendi işlerini bana bırakmaya çalışmıştı babam. Bende bunlara dayanamadım" 

" Ve sende onları vurdunmu?"

"Zaten çok karanlık işlere bulaşmıştım. Kavgacı ve serseriydim. Babam kıçımı toplardı hep. Uyuşturu dünyası o yaşlarda benim elimdeydi çevrem genişti her şeyi yapabilecek güçteydim."

"Ama Mert'ler senle çok alakasız?"

"Onlar annemin akraba tarafı annem evlenince babamla ilişkilerini kesmişti. Cenazede tanıştık."

"Anladım." dedim sessizce kendi parmaklarımla oynarken.

"Ne düşünüyorsun?" dedi beni inceleyerek.

"O yaşta ki bir çocuğun bunları yaşamayı hak etmediğini." dedim bende bakışlarımı ona çevirerek. Anlamış manasında başını salladı. Bir şey demeyince başka bir konuya geçmek istedim

"Daha önceki sevgililerin nasıllardı?" dedim merakla. Demir'i bir kızla hayal etmek çok zor oluyordu.

"Sadece bir tane sevgilim oldu. Devamı hep tek gecelikti. Bir kızla ikinci defa birlikte olmazdım genelde. Onun dışında."

"Kim o?" ben miyim? Sanmıyorum onun dışında dedi.Gözlerini tavana dikerek kendini toparladı bir süre

"Bir kız işte. Geçmişte kaldı."

"Ne oldu peki?"

"Bana ihanet etti." 

"Nasıl bir ihanet?" dediğimde artık gözlerinde saf öfke vardı

"Beni uyuşturucu için kullanıp sağ kolum dediğim kişiyle aldattı bende ikisini de öldürdüm. Memnun musun?" Öldürmüş mü? 

"Aldattığı için mi?" 

"Hayır beni kullandığı için." dedi sert bir sesle.

"Bende seni zevk için kullanıyorum beni de öldürecek misin?" dedim sert bir şekilde sırtımı dikleştirerek.

"Sen kendini benim sevgilim mi zannediyorsun." dedi duygusuzca. O kelime benim son kez öldüğüm kısım olmuştu. Gözlerim yanıyordu. Bugün kaçıncı defa ağladığımı hatırlayamıyordum. İşin en bok kısmıysa haklı olmasıydı. Gözümden bir yaş düştüğünde kendimden tiksindiğimi fark ettim. Ben bu adama vücudumu açmıştım. O ise beni tek geceliklerinden farksız görmüyordu. Hızla o yaşı silip yorganı kaldırıp yataktan kalktım. Bu kadardı işte Demir'le sohbet etmem. Tüm kelimeleri canımı yakıyordu. Kalkıp yerdeki siyah pantolonumu giydim ve açtığım valizimi kapatıp kapıya doğru yürüdüm.

"Nereye Masal yat şuraya uğraştırma beni." dedi bıkmış bir sesle.

"Haklısın." dedim arkamı dönüp ağlamamaya çalışarak.

"Neyde haklıyım?" dedi kafasını duvara yaslamış bıkkın bir şekilde bana bakıyordu.

"Sevgilim olmadığım konusunda." dedim anlamasını umarak. Tek kaşını kaldırıp

"Eee yani? "

"Sevgilim olmayan bir adamın yatağında uyuyacak değilim. Dediğim gibi seni sadece zevk için kullanıyorum ve işimiz bitti." dedim. Yerdeki çantamı da koluma takıp bir cevap vermesini bekledim ki gidebileyim.

"Ee nereye gideceksin?" dedi gözleri sert bakıyordu. Dediklerime mi sinirlenmişti?

"Seni ilgilendirir mi?" dedim aynı sertlikle.

"Yat şuraya Masal istersen yarın istediğin her yere gidebilirsin. Bu saatte gidecek hiçbir yerin yok."

"İyi geceler Demir." dedim ve kapıdan çıktım. Ona muhtaç gibi felan mı görünüyordum oradan? Merdivenlerin başına geldiğimde kapının açıldığını duydum.

"Masal bu evden çıkarsan geri gelemezsin." dedi. Şaşkınlıkla arkama dönüp ona inanmıyormuş gibi baktım.

"Oradan sana muhtaç gibi mi görünüyorum afedersin?"

"Evet." dedi kendinden emin bir şekilde. Küstah şey.

"Kendini çok  bi bok sanma Demir. Ben tanıdıklarına benzemem." dedim kafamı kaldırarak.

"Yaa nereye gideceksin peki? Nerede kalacaksın?"

"Öncelikle bir evim var ayrıca emin  olabilirsin beni sokakta bırakmayacak çok insan var ki daha önce sokakta da uyudum."

"Yaa kim bırakmayacakmış seni sokakta Mert mi?" dedi alay edercesine.

"Hayır tabi ki. Ama eminim Emre veya hımm adı neydi Halil?" dedim. Tabi ki ikisine de gitmezdim ama bunu onun bilmesi gerekmiyordu değil mi?

"O piçlere gidecek kadar düştün mü Masal. İnat etmede geç içeri." dedi tıslarcasına

"Burada kalacak kadar düştüğüme göre onlara gitmemde normal bence." dedim ve valizimle merdivenleri inmeye başladım.

BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin