Burnuma dolan hastane kokusunu duymazdan gelmeye çalıştım. Ne kadar alışık olursam olayım, bir yakınınız hastanedeyken bu koku sizi aşırı derecede rahatsız ediyordu.
Kulaklığımda çalan müziğe odaklanmaya çalıştım. Odanın kapısının önündeki bankta, başımı arkaya atmış bir şekilde içeriden hemşire ve doktorun çıkmasını bekliyordum.
Saçlarım omuzlarımdan düşüyor, taa iki hafta öncesindne kalma, yarısı silinmiş ojelerim gözüme batıyordu.
Göz altımda oluşan mosmor halkadan ve iki haftada kaybettiğim altı kilodan bahsetmiyorum bile...
Annemin tedavi olduğunu öğrenir öğrenmez uçağa atlamıştım. Kimseye haber vermeden. Ablama acil Ankara'ya dönüyorum demiştim o kadar.
Ufuk, Demir, Aras, Şule, Gamze kimse bilmiyordu Ankara'ya geldiğimi. Sadece Deha'nın haberi vardı o kadar.. İşlemleride o halletmişti zaten. Tüm ısrarlarına rağmen gelmemesi konusunda ikna etmiştim onu.
Kıvanç'la iki haftadır hiç konuşmamıştık..
Dirseklerimi bacağıma dayayıp başımı avuçlarımın arasına aldım ve saçlarımın iki yanımdan yere sarkmasına izin verdim.
İki haftadır annemin yanında hastaneye gidip geliyor. Günümün yarısından çoğunu onunla birlikte hastanede geçiriyordum.
Fakat bir sorun vardı. Kemoterapi ücretleri çok fazlaydı. Annemin bunu dert ettiğini çok iyi biliyordum.
Biraz geç olsada rahim kanseri ve göğüs kanseri olduğunu anca fark etmişti annem.
Kapı açıldığında ayağa kalktım ve kulaklığımı çıkarıp, mp3'ümü toplayıp çantama attım.
Annem Ankara'ya geldiğim için kızgındı bana. Nasıl öğrendiğimi söylemem için çok baskı yapsa da ona eli, kolu uzun kişilerle takılıyorum diyemedim tabi ki.
Anneme kolumu uzattım ve girdi. Çok düşünceliydi.
"Ne konuştunuz?" dedim biraz moralim yüksekmiş gibi merakla sorarak.
"Tedavi yöntemimiz üzerinde konuştuk." dedi.
"Eee neye karar verdiniz?" dedim merakla.
"Ameliyat olacağım. En kolay ve kesin çözümü bu." dediğinde engelleyemeden yüzüm düşmüştü.
"Kemoterapi niye görmüyorsun? En kolay yol o." dedim kaşlarımı çatarak.
"Çünkü tümörlerim ileri evrelerde ve kemoterapi tedavisini kaldıracak kadar gücüm yok Masal'cım." dedi bana bakmadan ilerlerken.
"Para mı dert?" dedim sessizce.
"Para olsa ne olacak?"
"Çözeceğim." dedim kararlılıkla.
"Yaa nasıl?"
"Orası önemli değil. Sen iste ben sana çok para bulurum. Ameliyat fikrini sevmedim." dedim çocuk gibi somurtarak.
"Masal. Göğüslerimi kaybetmek veya kısır kalmak benim için artık önemli değil. Ben o yaşı çoktan geçtim." dedi girdiği kolumu sıvazlarken.
"Her kadın göğüslerini sever! Yaşı kaç olursa olsun." dedim sinirle.
"Masal doktorlarım çok iyi. Ayrıca eğer çok paran varsa, çalışmaya başladığında gider bana göğüs yaptırırsın." dedi gülerek. Bende ona katıldım.
Çok yakın olsakta taksi çevirdim ve anneme kapısını açtım.
Benden de çok zayıflaşmıştı kraliçem. Bir deri bir kemik kalmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/60279666-288-k809693.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEN
ChickLitBedenim benim değildi artık. Bu tanıyamadığım vücûd benim olamazdı. Peki sahibi kimdi? (+18) (19.01.2016 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır. )