Açelya ile kurduğumuz sofraya övünerek bakarken aynı zamanda sırıtıyorduk. Yani aslında çok marifetli kızımda kimsenin haberi yok... (sadece sofrayı kurdu)
Sinem Teyze bizi överek sofraya otururken, Açelya'nın babası gene yoktu. Deha'da daha gelmemişti. Tam gelmesin iyi derken kapının çalması ayrı ironi..
Oysa ben burada kalacağım iki gün daha Deha'yı görmem diye seviniyordum...
Açelya kapıyı açıp yanımdaki yerine yerleşti. Sinem teyze yemekleri koyarken Deha geldi ve annesine bir öpücük kondurdu. Ama gözlerinin altındaki halkalar beni bile korkutmuştu açıkçası..
"Deha iyi misin?" diyen Sinem teyze aklımdaki soruyu sormuştu bir nevi. Olumlu anlamda baş sallamakla yetindi Deha. Bir şey mi olmuştu? Geldiğinden beri bir kere bile bana bakmayan Deha'ya üzüldüm dersem çarpılırdım.
Yemeğime başlamış, Açelya'nın eşsiz yemeklerinin keyfini çıkarırken tuza uzanmak için başımı kaldırdığımda karşımda bana pişmanlık ve yakıcı gözlerle bakan bi Deha buldum. Bozuntuya vermeden gözlerimi kaçırarak tuzluğa uzanıp yemeğime tuz kattığımda izlendiğimi hissediyordum.
Tekrar ne var gibi bakacaktım ki karşımdaki sandalye çekildi ve Deha ayağa kalktı.
"Ben odamdayım. Elinize sağlık." dedi ve dokunmadığı tabağını bırakıp içeri geçti.
"Bir haller var bu oğlanda Masal gidip öğrensene." dediğinde Sinem teyze tükürüğüm boğazıma kaçmıştı. öksürmemin geçmesi için su dolu bardağımı kafama dikledim.
"Benle niye konuşsun Sinem teyze saçmalama." dediğimde bana alttan alttan bakış atıyordu.
"Hadi ya sana konuşur biliyorum ben Deha'yı." dediğinde çaktırmamak için onaylamaya karar verdim.
"Ne alaka anlamadım ama şansımı deneyeyim bakayım." diyerek yemekten sonra yiyeceğimiz karpuz tabağından, boş tabağa biraz karpuz koydum ve Deha'nın temiz çatalını alarak odasına yöneldim. Odasının kapısını iki kere tıklattığım halde ses gelmeyince kapıyı açtım.
Duvardan dolayı yatağında sadece bacakları görünüyordu.
"Sana karpuz getirdim." derken sesim tedirgindi. Kapıyı arkamdan kapayıp yavaş yavaş odaya girdiğimde Deha'yı yatağında yüz üstü uzandığını gördüm. Direk yatağa atmış olmalı kendini.
"Yemeyeceğim sağol." dedi düz bir sesle.
"Biraz konuşabilir miyiz?" dedim ve masasının üstüne tabağı koyarak dönen pc sandalyesine oturup ona döndüm. Parmaklarımla oynamaya başladım. Derin bir nefes alarak yatakta doğruldu ve duvara yaslandı.
"Ne konuda?"
"Neden böylesin?"
"Seni ilgilendirmez." dediğinde üstüme vazife olmayan şeylere karışmamaya karar verdim. Ben şansımı denemiştim değil mi?
"Pekala." diyerek dizlerimden destek alarak ayaklandım. Kapıya doğru döndüğümde konuşmaya başladı. İlla gitmem mi gerekiyor yani konuşmak için?
"Sevgili misiniz gerçekten?"
"Olmamamız için sebep yok. Resmi bir sevgililik olayı olmasa da evet o yoldayız." dedim ona dönerek. Kollarımı kucağımda birleştirdim. Yıkılmış gibi bakıyordu bana. Hadi ama bana değer vermediğini bilmeyen kaldı mı?
"Hiç üzgünmüş gibi bakma. Üzgün olmadığını herkes biliyor. Umurunda olduğunu da sanmıyorum Deha." diye devam ettim.
"Masal. Bak çok kötü davrandım biliyorum ama sana gerçekten değer veriyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEN
ChickLitBedenim benim değildi artık. Bu tanıyamadığım vücûd benim olamazdı. Peki sahibi kimdi? (+18) (19.01.2016 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır. )