50k olduk ve ben bu kadar çabuk büyüdüğümüz için size hayranım. Sizden tek ricam lütfen yorum yapın. Bende ona göre yazayım. Sizin yorumlarınız bana ilham veriyor ve teşvik ediyor. Yanımda olduğunuzu biliyorum ama düşüncelerinizi lütfen dile getirin. İyi okumalar. Medyada cosmos var bu arada. Gerçek hayatta da çok değer verdiğim bir çiçektir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Arabanın ön koltuğunda Kıvanç'a eşlik ederken göz kapaklarımın kapanmaması için mücadele veriyordum. Arkada Onur'un omzuna sızmış bir Açelya, ve Açelya'ya yaslanarak sızmış bir Şule vardı. Onur'da uyumak üzereydi.
Yanımdaki genç adamın ara sıra bana bakması gözümden kaçmıyordu. O kadar keskin bakıyordu ki baktığı yerler karıncalanıp, uyuşuyordu.
Bu adamın bende bıraktığı etkiler çok farklıydı. Süslü kelimeleri ve ukalalığı beni ona çekiyordu. Ama aslında ciddi bir adam olduğu da belliydi. Ve bana farklı davranması çok hoşuma gidiyordu. Herkesin ortasında bana özel bir çiçekmişim gibi davranması ve sevgi gösterileri açıkçası hoşuma gittiği kadar egomuda okşuyordu. Bu adam işini iyi biliyordu.
Keskin yüz hatları ve yeni yeni çıkmaya başlamış minik sakalları ellerimi yüzünde gezdirme isteği uyandırıyordu. Yan profilinden bakınca özene bözene konmuş gibi duran burnu üzerine sayısız öpücük kondurma isteği oluşturuyordu içimde. Ama önden bakınca o eşsiz sulara benzeyen, okyanus mavileri sizi mühürleyip başka bir şeye bakmanızı imkansızlaştırıyordu. Sizi içine hapsediyordu. Bu adama karşı koymak imkansızın da ötesindeydi.
Bakışlarımız buluşunca dudaklarının yukarı kıvrılmasıyla kendime geldim.
Ne kadar süredir onu izliyordum ben?
Arabanın durmuş olduğunu fark ettim. Geldiğimiz yere baktığımda buraya yabancı olduğumu anladım.
Üzerimdeki elbisenin etek ucuyla oynamaya başladım. Şule'nin evine mi gelmiştik?
Şimdi siz diyeceksiniz elbiseyi ne zaman giydin? E çocuk çıplak mı duracaktı? Yani benim için hava hoş ama dikkat dağıtıyor bir kere. Bende öyle gezemezdim zaten götümde biten tşörtle. Bardan çıkmadan tuvalette elbisemi geri giymiştim.
İnen kimse olmayınca bakışlarımı Kıvanç'a çevirdim.
"Ee bura nere?" Dedim saf saf
"Benim evim." Dediğinde anlamaz gözlerle ona bakıyordum.
"İyide bizi niye sana getirdin?" Dedim melül melül bakarken.
"Çünkü hepinizi bırakmak çok zor. Şule baya bi uzakta oturuyor. Onur'la bende kalmaya karar verdik. Hem Onur'lar azıcık baş başa kalsın." Dediğinde Açelya'nın ne diyeceğini, Sinem teyzenin ne laf edeceğini düşünüyordum. Sonra umursamayarak arabada bağırdım.
"Uyanın lan geldik!" Diye bağırmamla herkesin yerinden sıçraması bir oldu.
Açelya ve Şule etrafa salak salak bakarken ben ve Onur kapıyı açmıştık Şule ve Açelya'da arabadan inince eve baktılar.
"Bura nere lan?" Dedi Açelya öküzlüğünü konuşturarak.
"Kıvançta kalacakmışız." Diyerek omuz silktim.
"Saçmalamayın abim belamızı siker Masal." Dedi korkuyla.
"Hele bir denesin." Diyerek eve yürüyen Kıvanç'ı takip ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEN
ChickLitBedenim benim değildi artık. Bu tanıyamadığım vücûd benim olamazdı. Peki sahibi kimdi? (+18) (19.01.2016 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır. )