Saçımı halledince aşağı inmeye hazırdım. Tek bir sorun var eve gidersem annem neden staja gitmedin diye soru yağmuruna tutacaktı. Ama çok uykum vardı adam akıllı uyuyamamıştım. Ayrıca aşağıda bir Mert vakası vardı ağzıma sıçacak. Aşağı indiğimizde erkekler hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Bizi farketmemişlerdi bile . İris hemen Ufuk'un yanına gitti. Ufuk ona sarılsa da sohbete devam ediyordu. Mert İris'i görünce bana döndü ve ayaklanarak gelip sarıldı. Bir elini belime yerleştirip sarılırken diğer eliyle saçlarımı okşuyordu.
"İyi misin Masal'ım." Demir bize çatık kaşlarla bakıyordu.
"İyiyim ben merak etme." dedim.
"Meraklandırdığım için özür dilerim."
"Bunu mu dert ediyorsun gerçekten Masal? Sana bir şey olabilirdi!"
"Sen tüm olayı biliyor musun?"
"Demir anlattı." dedi eliyle arkasında duran Demir'i işaret ederek. Bende sadece başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim. Mert beni bırakıp yerine geçerken ben de yan tarafında Demir'in karşısına geçtim. Ufuk'la Mert hararetli bir şey konuşurken Demir arkasına yaslanmış beni izliyordu. Bu rahatsız edici durumdan kurtulmak için sohbeti dinlemeye çalıştım.
"Hayır abi yoktur öyle bi bug. Yani olsa ilk dakikalardan ejder alırdı adamlar." Dedi Mert.
"Ya hayır cidden var yapan çok var." dedi Ufuk.
"Son yama ile ne oldu bilmiyorum ama evet Shaco'nun wsu ile ejder buga girebiliyormuş. 2 levelken ejder kesen adamlar var." Dedim sohbete dahil olarak.
"Bakıcam ulan internetten" dedi Mert sinirlenerek. Ufukta bayağı şaşırmış görünüyordu.
"Lol'mü oynuyorsun?" dedi
"Neden oynamayayım?" Niye bu kadar garip geliyordu insanlara oyun oynamam?
"Ne bileyim garip" dedi fısıldayarak. Demir'e baktığımdaysa bana yandan bir sırıtış atıyordu.
"Varmış" dedi yüzünü ekşiterek Mert bende biliyordum gülümsememi takınarak mutfağa ilerledim. Hiç aç hissetmiyordum ve susamıştım. Hizmetliler beni görünce ne yapacaklarını şaşırdılar.
"Su içmek için gelmiştim de" dedim çekinerek. Aralarından en yaşlı olanı
"Aman kızım seslenseydin ya getiriverirdik biz." dedi tatlı bir şive ile
"Ne gerek var teyzecim benim elim ayağım yok mu sanki" dedim gülümseyerek. Teyze de sürahiden su doldurarak
"Ben senin teyze diyen dillerini yerim ne demek kızım al al yarasın." dedi. İstemeden gülümseyerek suyu aldım ve içtim.
"Su verenlerin çok olsun teyzem" dedim ve şapşal şapşal gülümseyerek salona geçtim. Böyle tatlı ve iyimser insanları görmek beni çok mutlu ediyordu. Yerime geçtiğimde İris telefonla meşguldü diğer üçü de hararetli bir konuşma yapıyorlardı. Ne konuştuklarını umursamadım ve katılmakta istemedim. Sonra tonton teyze gelip
"Hadi yavrularım kahvaltı hazır, sofraya geçin" demesiyle hepimiz ayaklandık. Aç hissetmiyordum kendimi o yüzden sadece yeşillik atıştırmıştım. Bu Demir'in gözünden kaçmamış olacak ki tabağıma ve bana sert sert bakıyordu. O sırada telefonumun zil sesini duydum. Ama iyi de benim telefonum yanımda değildi ki? Mert'e baktığımda
"Çantanı getirmiştim. Salonda." dedi. Hemen anlayıp salona koştum. Çantamın içinden zar zor telefonu buldum ama kim olduğuna bakamadan çalmayı kesti. Cidden mükemmel zamanlama. Üç mesaj, whatsapp grubundan gelen mesajlar ve 25 arama vardı. Mesajların ikisinin bizimkilerden olduğunu gördüm. Diğeri de Emre'dendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEN
ChickLitBedenim benim değildi artık. Bu tanıyamadığım vücûd benim olamazdı. Peki sahibi kimdi? (+18) (19.01.2016 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır. )