Öfke, pişmanlık, kendinden tiksinme, yaptıklarından nefret etme ve kendini öldürme isteği. Şuan tam hissettiğim duygular buydu. İçimdeki bayan sürtük susmuş beynimi devreye sokabilmeyi akıl etmişti.Karşımdaki çocuk boynuma kafasını yaslamış nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Elini içimden çekmeyi akıl etmişti. Bende kendime gelmeye çalışıyordum. 'aptalsın Masal' diye içimden geçirirken kafamı sertçe arkaya attım ve gözlerimi kapadım. Ama açmam bir oldu. Neden biliyor musunuz? O siyah gözler bana öfkeyle bakıyordu. Nefretle. Soğuk bir şekilde. Tiksinir gibi. Beni arzuladığını gördüğüm koyu kahve gözler nefretle bakıyordu şimdi bana. İhanet etmiştim ona. Demir'ime bunu yapmıştım. Gözlerimden bir yaş aktı. O yaşın yavaş yavaş akmasını hissettim ve boynuma yatan adamı olabildiğince güçlü bir şekilde omuzlarından ittim. Ne olduğunu anlamak için bana baktı ve ağladığımı görünce şaşırdı. Kapının önünden çekildim.
"Git" kafasını olumsuz anlamda sallayıp bana yaklaşmaya çalıştı.
"Git dedim sana. Defol ve bir daha karşıma çıkma." diye bağırdım.
"Melek yapma böyle.." dedi fısıltıyla.
"Kes şunu. Bana Melek demeyi kes!" Sessiz kaldı. Sadece beni izliyordu. Gözlerinde ki üzüntüyü görebiliyordum. Krizimin geçmesini bekliyordu. Kan alma koltuğuna oturdu ve sessizce beni izlemeye koyuldu. Ben bu hareketine hayretle bakakalmıştım. Ona açık açık git dediğim halde o küstahça karşımda oturuyordu. Hah deyip saate baktığımda dörde on dakika kaldığını gördüm. Siktir. Hemşirem her an gelebilirdi. Yerdeki iğneyi alıp iğne kutusuna attım. Tuvaletteki paspası alıp kanları sildim. Elimi yıkamaya gittiğimde saçımın başımın dağıldığını gördüm. Saçlarımı dağılmış at kuyruğundan kurtardım ve morarmış koluma baktım. Küçük yuvarlak bantlardan alıp yapıştırdım. Hala beni izliyordu. Hiç istifini bozmadan. Aldığım kanları hemen labarotuvara yolladım. Geç kalmıştım yollamak için. Geri döndüğümde hemşirem gelmiş çocukla sohbet ediyorlardı. Bana dönüp
"Çıkabilirsiniz tatlım." dedi gülerek. Ben biraz şaşırmış şekilde bir çocuğa bir hemşireme bakıyordum sonra 'teşekkür ederim 'deyip giyinme odasına gittim. Üzerimi değiştirip çantamı aldığımda odada yoktu.Kapıdan çıktığımda karşımda duvara yaslanmış gözlerini kapamış bir şekilde beni beklediğini gördüm. Fazla yakışıklıydı. Kasları t-shirtünden bile belli oluyordu. Gözleri gözleri elaydı. Değişmeye müsait elaları vardı. Elmacık kemikleri çıkıktı ve bembeyaz teni vardı. Onu incelemeyi bitirip gözlerine odaklandım. Her ona baktığımda içimde kendime olan saygım eziliyordu. İzin vermiştim. Bana dokunmasına izin vermiştim. Bana sahip olmasına izin vermiştim.
Onu beklemeden çıkışa yürüdüm. Arkamdan geliyordu biliyordum çünkü ayakkabılarının sesini duyuyordum. Omzumdan arkama baktığımda çok yakınımda olduğunu anladım. Sırtımı dikleştirerek derin bir nefes aldım ve güçlü olamaya çalıştım. Fakat lanet olsun ki o erkeksi parfümü burnuma dolmuştu. Aradaki mesafeyi çok rahat kapatmıştı ve şimdi yanımda yürüyordu. Kapıdan çıkar çıkmaz deri ceketine elini attı ve dudaklarına bir sigara sıkıştırdı. Paketi bana uzattığında ona ters bir bakış attım ve çantama attığım sigara paketimle zippomu çıkardım. Demir'in zipposunu.. Zippoyu ve sigarayı çantama geri attım ve elindeki paketi aldım bir sigara çıkardım dudaklarıma yerleştirdim. Sigarasını yakmak için durdu ve eliyle siper ederek benimkini de yaktı. Demir'in eşyalarını kullanmaya hakkım yoktu. O benim gözlerime bakıyordu bense yere. Çakmağı sigarama yaklaştırdığı anda ben derin bir nefes çekerek geri çekildim ve yaktım. Yakın olmamızın ve orada uzun uzun kalmamızın anlamı yoktu çünkü ben sigaramı çabuk yakabiliyordum. Yoluma devam ederken onun arkamdan beni izlediği hissine kapıldım. Gerçi uzun zamandır aten beni izlemiyor muydu bu çocuk? Sapık değil miydi? Sigaramın dumanını geri verdiğimde otoparkta kimsenin olmadığını fark ettim. Şansa bak ya. Arabaların arasında bir sağ bir sola giderken kolumdan çekilmemle kendimi bir arabanın kapısına yaslı buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEN
ChickLitBedenim benim değildi artık. Bu tanıyamadığım vücûd benim olamazdı. Peki sahibi kimdi? (+18) (19.01.2016 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır. )