Taburcu

17.9K 330 48
                                    

Gözlerimi açtığımda üstümde bana koala gibi sarılmış bir Demir gördüm. Çıplak tenine değmek bana huzur veriyordu. Demir yaptıkları yüzünden karanlık olabilirdi ama ruhu tertemizdi. Sevmesini biliyordu. Değer vermesini biliyordu. Sadece biraz fazla mı egoistti ne? Parmaklarını dağılmış saçlarının arasından geçirdim. Kapalı göz kapaklarından. Ne kadar uzun ve sık kirpikleri vardı. Çıkık elmacık kemiklerine dokundum usulca. Yüzünün en erkeksi kısmı burasıydı belli ki. Bir de uyurken şişmiş olan kıpkırmızı dudaklara baktım. Evet bu dudaklar işini çok iyi biliyordu. Buna daha öncede şahit olmuştum. Ama oradan çıkan kelimeler.. İşte onlar can alıcı noktaydı. Canımı en çok yakan o kelimelerdi. Ama o kelimelerin çıkmasını sağlayan da onun beyni değil miydi? Alt dudağında işaret parmağımı gezdirdim. Onu uyandırmak istemiyordum. Uzun süredir uyumamış gibi duruyordu. En son ne demişti o?

"Kokun bu aralar bana iyi gelen tek şey Masal.." İster istemez yüzümde bir gülücük oluştu. Ama vicdanım buna el vermiyordu.

' İris gitmişken sen nasıl gülebiliyorsun?' diyordu bana. İris Demir'in yanında olmamı istemez miydi? Onun acısını azaltmamı istemez miydi? Yatakta yavaşça doğruldum ve yatağın tam karşısında bacak bacak üstüne atmış,arkasına yaslanmış, tek eliyle çenesini ovalayan koyu gözlerle ve sinir olmuş gözlerle bakan Mert'i gördüm. Siktir. Siktir. Siktir. Siktir.

"Mert?" diyebildim fısıltıyla. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilmiyordum. Bilmemezlikten mi gelmeliydim? Ah Siktir. Üzerimde sadece sütyen olduğunu fark edince açılan yorganla üstümü örtmeye çalıştım. Gözlerinde ki kırgınlığı gördüm. Niye sessizdi? Ah lanet olsun bir şey de Mert!

"B-ben yani.." Demir'e bakıp tekrar dönüp elimle Demir'i işaret edip

"Biz şey sadece uyuduk." diye iyice kekeleyerek saçmaladım. Ne kadarını görmüştü? Demir'i incelememi görmüş müydü? Ah siktir. Ayaklanıp benim oturduğum tarafa doğru geldi. Çok yukarıda kalıyordu. Kafamı kaldırmak zorunda kalıyordum. Ona baktığımda kırgınlığın yanında şefkat gördüm. Başımı kollarının arasına aldı ve sarıldı.

"Nasıl korktum biliyor musun Masal?" dedi fısıltıyla.

"Her gün. Her fırsatta gelip uyanmanı bekledim."

"Mert.." diyebildim sadece. Ne diyebilirdim ki başka? Mert'i kıramazdım. Demir'e olan duygularım belliydi ama Mert'e karşı tamamen kafam karışıktı. Onu seviyor muyum bilmiyordum. Ben onu kaç sene sadece abim olarak görmüştüm nasıl bilebilirdim ki? Ama o beni Demir'le gördüğü için yıkılmış gibiydi. Kendimi çok iğrenç hissediyordum. Benden çekilip yanaklarımı tutup bana baktı ve gülümsedi.

"Hadi taburcu işlemlerini yapalım ufaklık." dedi. İşte tanıdığım Mert geri gelmişti. Mert dolaba gidip bir pantolon ve bir bluz getirdi. Bana verip dolaptan deri ceketimi de çıkardı ve yanıma geldi. Ben bluzumu giymiştim ve yorganı açıp pantolonu geçirdim ayağa kalkıp pantolonu da giydikten sonra ceketimi giydim.

"Şey.. Ayakkabılarım?"

"Ah pardon.." diyerek geri dolaba gitti. Demir olsaydı bu kadar utanmazdım ama Mert'in karşısında hiç giyinmemiştim ve bu çok rahatsız ediciydi. Arkamı dönüp Demir'e baktığımda hala mışıl mışıl uyuduğunu fark ettim. Mert elinde bir çorap ve spor ayakkabılarımla geldiğinde fısıltıyla

"Teşekkür ederim." dedim ve çoraplarımı ayakkabılarımı giydim.

"Ben işlemleri yapıp geliyorum hemen." dedi

"Bende eşyaları toplayayım." dedim ve Mert'in odadan çıkmasıyla derin bir nefes verdim. Söylene söylene dolabın yanına gittiğimde kendime küfrediyordum.

BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin