Eskisi gibi

11.5K 206 25
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda vücudunun yarısı üzerimde olacak şekilde yarı çıplak Aras'a baktım. O kadar duygusuzdum ki ne hissettiğimi bilmiyordum.

Bundan sonra ağlamak yok! Yanlış yapmak yok! Üzülmek yok! Mutlu Masal geri döndü! Kendi mutluluğu için çabalayan kendi çıkarlarını düşünen Masal var artık. En kısa zamanda 'Unicornumla' skype yapıp konuşmalıydık. Hatta  yanına bile gidebilirdim. Onu gerçekten özlemiştim. Bizim grubun benim gibi olan diğer üyesi. Hayatımda tanıdığım en samimi olabildiğim kız arkadaşım. Evet daha önce hiç kız kardeşim olmadığını söylemiştim çünkü o beni aileden görmek istemezdi. Biz arkadaşız derdi. Aile değildik onun için. Yolun sonuna birlikte gidecek iki yoldaştık. Bu yüzden kardeş olarak değilde en yakın gerçekten bffem olarak gördüğüm birisiydi. İstanbul'a gitme fikri güzel gelse de şuan için erteledim bu fikri. Skype yapmayı aklıma koyup yataktan usulca kalktım. Banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Makyaj yapmaya gerek yoktu. Bugün Mert'le de konuşmalı mıydım? Aklımda bunlar varken düşüncelerimden arınmak için yüzüme soğuk su çarptım üç defa. Tam bu sırada kapı açıldı. Vücudundaki tüm dövmelerinin gözümün önünde olmasıyla dövmelerine göz gezdirdim. Bu kadar çok dövmeyi sevmesem de ona çok yakışıyordu. Yüzüne çıktığımda tek gözü kapalı bir şekilde diğerini de kısmıştı ve ensesini kaşıyordu. Dudakları yeni uyandığından dolayı şişmişti. 

Mavileri çok mahmur bakıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mavileri çok mahmur bakıyordu. Ama aynı zamanda ifadesiz bakmayı da başarıyordu. Duygularını anlamak gerçek anlamda zordu. Sanki her zaman hiçbir şey umurunda değilmiş gibi bir hali vardı. Ben onun pat diye içeri girmesinden dolayı şok geçirmiş bir şekilde ona bakıyordum. Oda esneyerek içeri girdi ve arkamdan geçerek tuvalete ulaştı. Tanrım düşündüğüm şeyi yapmayacak değil mi? Korkudan arkamı döndüm ve ne olur ne olmaz diye gözlerimi sımsıkı kapadım. Gerçekten benim yanımda tuvaletini mi yapıyordu? Bu nasıl bir rahatlık böyle? Sifon sesini duyduğumda ne olur ne olmaz diye yine arkamı dönmedim. Dönemedim. Ben utanmıştım? Yanımda bir sıcaklık hissedince yanıma gelip ellerini yıkadığını anladım. En azından ellerini yıkıyordu. Gerçekten. Yüzünü yıkayıp geri doğruldu ve aynadan bana baktı. Yüzünde pis bir sırıtış vardı. Bense kızardığıma yemin edebilirdim. 

"O kadar erkekle birlikte yaşamana rağmen buna alışık olmaman çok gülünç." dedi çatallaşan ve boğuk sesiyle. Bense yavaşça ona döndüm. Kaşlarımı çatmıştım.

"Af edersin. Bizde biraz mahremiyet var." dedim. Lavaboya yaslanıp beni izliyordu. Yüzünde su damlacıkları vardı. Elmacık kemiklerinden aşağı doğru damlıyorlardı. Neden bu kadar belirgin elmacık kemikleri vardı ki? Yüzünde bir tereddüt vardı. Sonra derin bir nefes aldı ve beni belimden tutarak lavaboyla kendi arasına sıkıştırdı. Ben ellerimi Kalp ve yusufçuk olan ve yazıların olduğu geniş göğsüne koydum ve aramıza mesafe bırakmaya çalıştım. Ama şaşkınlığımın yüzümden okunduğundan emindim.

"Ne yapıyorsun?" dedim mavilerine odaklanarak. Galiba hala ışığa alışamamıştı çünkü kısık bakıyordu. 

"Test ediyorum." dedi ve bana doğru yaklaşmaya başladı. Kalbimin atışlarını hissedebiliyordum. Biraz daha geri kaçmaya çalışarak 

BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin