Ağır kayıplar

6.2K 219 64
                                    

Şuan yazacağım bölümden ben bile korkuyorum canlarım. Çok duygusal bir ruh halindeyim umarım gaza gelip bir salaklık yapıp Kıvanç'ı öldürmem. Yani bende yaşamasını istiyorum hadi hayırlısı. İyi okumalar. :*

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kulaklarım uğulduyordu. Kıvanç'ın amcası dişlerini sıkmış silahını çekmişti. Açelya ise şoktaydı. Attığım çığlıktan boğazım acıyordu. Ve ağlıyordum.

Hayır bu sahneyi tekrar yaşayamazdım.

Demir gibi Kıvanç'ında ölü bedenine dokunamazdım.

Yaşlar yüzünden önümü göremiyordum. Başta ayağa kalkmaya çalıştım ama sağ bacağımdaki bıçak yarasından dolayı tekrar yere düştüm. Yürüyemeyeceğimi anlayınca sürünerek Kıvanç'ın yanına ulaştım. Etrafımda neler oluyordu algılayamıyordum.

Kıvanç yerde sol göğüs hizasını tutarken korkuyordum. Çok fazla kan akıyordu. Ben hemşireydim bir şeyler yapmam gerekmez miydi?

"Şşşş bakma. Sakın bakma. Cosmos'um bakma." diyerek bakışlarımı o içinde kaybolduğum okyanuslara çevirmemi sağladı Kıvanç.

"Şşş konuşma." dedim kendimi toparlayıp. Sonra etrafa bakındım. Efe elinde silah donmuş bir vaziyette Kıvanç'a bakıyordu.

"Efe ambulans!" dedim ama duymadı.

"Bİrisi Ambulans çağırsın!" diye bağırdım. Ama kimse hareket etmiyordu.

"Şu lanet ambulansı birisi çağırsın hemen!" diye tekrar bağırdım ama sanki hiç bağırmamış gibiydim.

"Üzgünüm kimse hareket edemeyecek Masal. Sen buradan çok ağır kayıplarla çıkacaksın." diyen arkamdaki sesle anladım her şeyi. Arkamı döndüğümde bana doğrultulmuş silaha baktım.

Bu sefer korkuyordum. Bu sefer Kıvanç'ın ölmesinden o kadar çok korkuyordum ki....

Kıvanç'ı bırakıp zar zor kendi etrafımda döndüm canım hala acıyordu ama artık hissedemez haldeydim.

Çünkü Kıvanç'ın vurulduğu nokta çok kritikti.

Dizlerimin üstünde Deha'ya dönmüştüm. Burcu korku dolu gözlerle Deha'ya bakıyordu.

Yerden kollarımla destek alarak önce sol bacağımın üstünde sonra da zar zor sağ bacağımı oynatarak ayağa kalktım.

"M-Masal. Yapma. Mas-Masal." diye titreyerek fısıldayan Kıvanç'ı duymazdan geldim.

"Beni öldürebilirsin ama onu asla!" diye tısladım dişlerimin arasından.

"Çok büyük konuşma Masal'ım. Acı çektireceğim sana. Ve bunu seni öldürerek elde edemem." dedi eğlenerek. Burcu'ya baktım korkuyla. Tek yardım edebilecek o vardı çünkü. Ama çaresizce kaçırdı bakışlarını.

"Deha ne istiyorsun yeter!" diye ağlayarak bağırdım.

"Bırak gidelim." dedim yere başımı eğerek. Kaybetmiştim işte.

"Seni istiyorum. Ancak o zaman Kıvanç ve diğerlerinin buradan çıkmasına izin veririm." dediğinde başka çarem kalmadığını anlamıştım.

"Kabul." dedim fısıltıyla.

"Ma-masal hayır!" diye öksüren Kıvanç canımı yakmıştı.

"Burcu bıçağımı getir güzelim." diyen Deha eğleniyordu.

"Abi lütfen. Yapma bunu. Yalvarırım sana." diyen Açelya'ya içimden küfrettim. Sonuçta buraya ona güvenerek gelmiştik.

Ve Deha kardeşini duymamıştı bile. Psikopat gibi sadece bana odaklanmıştı.

BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin