3. Bölüm

176K 7.4K 860
                                    


Malikânenin zil sesi yeniden duyulmuştu. Nilay yemek hazırlığına yardım etmeyi bırakıp, gelenleri karşılamak için hızlı adımlar ile gitmişti. Aile'den geriye kalanlarda sonunda gelmişti. Diğerleri ayaklanıp salona gelmelerini bekledi. Tüm bireyler salonda toplandığı sıra sesi ile dikkat çekmişti Selin.

"Masa hazır, isterseniz hemen geçebiliriz" diye bildirmişti. "Afiyet olsun" demişti Ares ve yemek başlamıştı. Bir gerginlik vardı masada, belki sebebi sessizlikten rahatsız olan Can'ın da, bu gece aklının meşgul olmasıydı. Canını sıkan daha önemli bir sorun varken, bu gece ağzını açmak dahi istememişti. Yemekten sonra kızlar, masa toplama işini bitirip; bulaşıklar ile ilgilenmişti. Salonda sadece erkekler kalmıştı. Ares, Can'ın ve Anıl'ın bakışmalarını fark etmiş, bu yüzden konuşmalarını istedi.

"Biriniz, başlayın artık" Can gerildi. Söylemek istediklerini doğru ifade edebilmek adına aklında tekrar ediyordu. "Ares" deyip, yutkundu. Sevgilisi Beril, ona her ne anlattı ise o da; Ares ve diğerlerine anlatmıştı. "Beril ağlayarak anlattı bunu. Anıl, o adamın adının tahsilat listesinde olduğunu söyledi. Tahsilat, iki gün sonra" diyerek bitirdi anlatımını.

"Söylemek istediğin ne?" dedi Ares. "Demek istediğim, bunu erkene alamaz mıyız? Kesinlikle bunu isteyen Beril, değildi. Sadece Beril' i üzen bu adamın hesabını erken görmek istiyorum" diyerek kızgınlığını dile getirdi Can. "Yemeğin durgun geçmesinin nedeni de buydu. Moralleri bu yüzden bozuktu" dedi Anıl, Can'a destek vererek. "Neden tahsilat listesinde?"

"Kardeşi Rusya'dan uyuşturucu getirtiyor. Bununla ilgilenen küçük bir çetesi var. Okullara ve belirli birkaç bar ile ticaret içinde. Bu restoran sahibi olan adamda, kardeşi ile ortak sayılır. Restoranına gelen, gözüne kestirdiği kızları da bu yolla ağına düşürüyor ve on – on bir kız, onunla bağlantıdayken, ortadan kayboldu" Ares'in sessiz kalışı, Can'ın onun kabul etmeyeceğini anlamasını sağlamıştı. "Affedersin Ares, ben sanırım bencilce davrandım. Listenin sırasının bozmak doğru olmayacak" diyerek bakışlarını yere indirdi.

"Pekâlâ, bu seferlik tamam ama bu ilk ve son, bir daha hiçbir kızın adı tahsilat kelimesi ile aynı cümle içerisinde geçmeyecek. Ayrıca bu konuyu salonda konuşuyor olmanız da, hiç hoş karşılamadım" dedi Ares kızgınca. İş ile alakalı tüm şeyler bodrumda ki, toplantı odasında konuşulurdu. İzlenilen adamlar, yapılan planlar, alınan ölüm kararları tüm hepsi bu odada karara varırdı.

"Harika, eğlence başlasın o halde" dedi Anıl heyecanla. Uzun zamandır, hakkında araştırma yaptıkları adamı bulmak kolay olmuştu kardeşler için. Barın kapısı önünde pahalı büyük araç ile bekliyorlardı. Cenk ve Mert içeri girip, içtiği şeylerden dolayı artık bilinci yerinde olmayandan adamı, dışarı sürüklemişlerdi. Adamı hızla araca atıp son sürat uzaklaştılar.

"Lanet olsun, bu adamı ellerim ile öldürmek istiyorum" dedi Can, dişlerinin arasından adama, dünyanın en tiksinç şeyi; bu adamış gibi bakıyordu.

"Sakin ol dostum, bunun ne zevki var. Onun tüm hücrelerinin acıyı hissetmesi, sence de iyi olmaz mı?" diyerek onu sakin tutmaya çalıştı Anıl. Adam alkol ve aldığı haplardan dolayı çoktan sızmıştı. Depoya vardıklarında, adamı sürükleyerek sokmuşlardı içeri. Adamın şimdi elleri, ayakları sandalyede bağlı; karşılarında oturuyordu.

"Ayıltın" dedi Azrail, Anıl hazırladığı buzlu suyu, adamın başından aşağı döktü. Adam hissettiği şey ile gözlerini anında açarken, neye uğradığını anlayamamıştı. Karşısında gördüğü altı adam ile beyninde şimşekler çakmış gibiydi. Kalp ritminin nasıl düzeninin bozulduğunu dahi hissedebiliyordu o an.

"Ellerini çözün" diye emretti Azrail, adamın gözlerinin içine bakarak. Ses tonu, karşısındaki adamın sonun geldiğini; anlamasını sağlamıştı. Anıl'ın hazırladığı kâğıdı, adama uzattı Ares. Cenk ellerini çözdüğü an, önce bileklerin ovmuş, ardından Ares'in uzattığı kâğıdı almıştı adam. "İmzala" dedi Azrail. Adam seslice yutkunup, kâğıdı okumaya başladı. Restoranın Ares Karal'a satıldığına dair bir belgeydi ve tek eksiği imzaydı. Adam yavaşça Cenk'in uzattığı kalemi aldı. Kendini köle gibi hissediyordu, sahibi ne derse yapmakla yükümlü bir köle; tek kelime dahi etmiyordu. Ne derse desin, karşısında ki adamlar durmayacaktı. Zira Ares Karal' ın elinden kurtulmayı başarmış tek insanın olduğunu dahi duymamıştı. Ellenin titremesinin müsaade verdiğince, ona uzatılan kâğıdı imzaladı. Tekrar Ares' e uzattığında, adamın uzattığı kâğıdı aldı.

Karanlığın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin