69. Bölüm

78.6K 3.6K 202
                                    

Gelen erkekleri karşılayan Nilay, yüzündeki gergin hatları yumuşatmak adınıa yüzüne bir gülümseme yerleştirmiş ve sakin görünmeyi umut ediyordu. "Hoş geldiniz" "Diğerlerine, salona gelmelerini söyle"Ares' in katı bir tavırla söylediği bu sözleri duyan Nilay, gözlerini birkaç saniyeliğine örtmüştü. Öğrenmiş miydi, belki sadece şüphelendiği için çağırıyordu; kavgası başladı aklında. Onu başı ile onaylayıp, onun salona doğru ilerleyişini izledi. Erkekler salona ulaştığında, kendi de hızlı adımları ile yeniden mutfağa ulaştı. "Ares, bizi salonda bekliyor" telaşla söylediği sıra kızlarında aynı teleşa ortak olduğunu gördü. Tereddüt eden adımlarla birlikte salona giren kızlar, diğerleri koltuklarda yerlerini almışken, Ares' in ayakta beklediğini gördü. Beril ve Nilay' ın gözleri, o an Selin' e dönmüş ve yardım istiyorlardı.

"Beril, daha önce Beren' i okula hiç bıraktın mı?" elleri cebinde olan Ares, sert bir ses tonu ile sorarken, kızlar daha geriliyordu. Beril, onun sorunu başını iki yana sallayarak yanıtladı. "Yani daha önce gitmediğin ve nerede olduğunu bilmediğin okula gidip, Beren' e sürpriz yapmak istedin, öyle mi?" Ares' in bu sorusuna verebilecek herhangi bir yanıtı. Bahane ya da bir yalan kesinlike Ares' in karşısında söz konusu bile olamazdı. Zira Ares bunu onlara karşı hiç yapmamışken, onun güvenine en ufak gölge düşürmekten bile hicap duyuyorlardı. Ve o an Beril' de buna bağlı kaldı. "İnsanların soğuk havadan kaçıp, sıcak bir şeyler içerek içini ısıtmak isteyeceği bir zaman, siz eve gelmeyi tercih ettiniz" kızlarle tek tek göz teması kuran Ares, onların halinden çoktan bir şeyer olduğunu anlamış ve kendi istekleri ile dile getirmeleri için bekliyordu.

"Neler olduğunu anlatın bakalım. Çağla ve Beren nerede?" tüm bu zaman içinde Çağla ise Beren' i aşağaya inmesi için ikna etmekle meşguldü.

"Beren, hadi ama ya" "Ya, gelmek istemiyorum Çağla, ders çalışıyor dersin. Hem bak yalanda değil, benim ders çalışmam lazım" yatağın ortasında, bağdaş kurmuş hali ile onu ikna etmeye çalışan kardeşine bir hayli zorluk çıkarmakla uğraşıyordu. "Gelmediğinde, sonuç değişmiş mi, olacak Beren?" Çağla, yatakta oturan bedenin başında beklerken, ellerini belinin iki yanına koymuş ve gelmesi için onca sözü ortaya döküyordu. "Beni böyle görmesinin nasıl bir sonuç getireceğinden korkuyorum. Öğrenmesini istemiyorum. Bana söylenen o sözleri, onunda öğrenmesini hiç istemiyorum, Çağla" onun sözlerinin ardından haline üzülen Çağla, yatağa oturmuş ve onun ellerine uzanmıştı.

"Eğer birileri çıkıp, hesap sormazsa; o kız ve onunla aynı zihniyeti paylaşanlar, hiç utanmadan, sıkılmadan işlerini yaparak günün keyfini çıkarırlar" sözlerinin ardından tekrar ayaklandı. "Hadi gel. Bırak canın ne kadar yanıryorsa, Ares' de o kadarını görsün. Görsün ki, bunun hesabını sorup kendini dokunulmaz sanan zihniyetler, dünyayı bir de baş aşağı görsünler"

İki genç kızda yol boyunca konuşmamayı seçmiş ve adımları salona doğru ilerlemişti. "Neler olduğunu anlatın bakalım. Çağla ve Beren nerede?" Çağla yanındaki kardeşinin gerginliği fark ettiğinde, elini sırtına koyup, onu cesaretlendirmek istemişti. Adımları yeniden başladığında, yavaş yavaş kapıdan içeriye girdi, ikili. Beren o an gördüğü manzara ile büyük bir korkuya kapıldı. Kızlar öylece ayakta dururken, tam karşısında Ares onlara hesap sorar gibiydi. Ares' in bir şeylerden şüpheye düşmesi, bu duruma maruz kalmak demekti. Kızların kendi için düştüğü bu durum için hayıflandı Beren. Olanlardan sonra Ares' in karşısında durması gereken kendiydi. Ares, neler olduğunu ona böyle katı bir ifade ile bakarak sormalıydı. Zira bu durumu Ares'den gizlemek isteyen ta kendisiydi. İçeriye doğru ilerlediği sıra onu ilk fark eden Anıl ile göz göze, ardından Can ile karşılaşmıştı. Bir filmin dehşet sahnesine tanık oluyorlardı sanki. Onların ifadelerinden korktu Beren ardından da, gözlerini onlardan kaçırdı hemen.

Karanlığın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin