Kar yağışının esiri olan şehirde, güneş yavaş yavaş, yüzünü göstermeye başlamıştı. Beren uykusunun yeterli geldiği bir zamanda gözlerini aralamış ve gördüğü ilk şeyin Ares' in uyuyan yüzü olmasından dolayı kendini, güne şanslı başlamış olarak saymıştı. Daha önce karşılaşmadığı bu manzaranın öylece durup, keyfini çıkarmıştı. Alnı kırışmış ve gözlerini sıkıyor gibiydi. Elini kavrayarak uyumuş olan sevgilisi ile keyfi daha da artarken, elini sıkıca tutuyor oluşundan Beren, onun çokta huzurlu bir uyku çekmediğini fark etti. Onun hayatının ne kadar zor olduğunu her geçen gün biraz daha öğreniyordu Beren.
Onun sırtına yüklenmiş olan yükün bir türlü hafiflemediğini ve dünyanın ona biraz olsun rahat nefes aldırmadığı, her geçen gün daha çok idrak ediyordu. Boşta kalan elini sevgilisinin yüzüne çıkardı. Onun kırışmış alnına narin parmakları ile dokunduğunda, gevşediğine şahit olmuştu. Elini usulca onun yüzünde gezdirmeye ve rahatlatmaya devam etti. Artık yataktan kalkma zamanının geldiğini düşündüğü sıra yatakta doğrulmuş ve sevgilisinin yanağına, kuş tüyü kadar hafif bir öpücük bahşetmişti. Sevgilisinin ilaçları aklına geldi. İlaç içmesi için ona su getirmek adına odadan ayrıldı. "Erkencisin" merdivenlere yöneldiği sıra arkasından gelen Nilay' ın sesi ile gözleri ona döndü. "Evet, bugün okulda biraz işlerim var" Beren' in sözleri ile birlikte, iki genç kızda merdivenlerden aşağaya inmeye başladı. "Yoğun ve yorucu bir gün seni bekliyor o halde" Beren onun sözlerini ufak bir tebessüm ile karşılamış ve ardından daha sonra mutfağa ulaşmıştı. "Günaydın" iki genç kız mutfağa girdikleri sıra Selin' in kahvaltı için koşuşturduğunu görüp, aynı anda ona seslenmişlerdi. "Günaydın" Selin o sıra uğraştığı işine ara verip, onlar ile göz göze gelerek, yanıtlamıştı. Nilay kahvaltı hazırlığına yardım etmek için buzdolabına yöneldiğinde, dolabın ne kadar boş olduğunu fark etmişti. "Selin, dolapta birçok eksik var" nugget kutusu ile dolaptan birkaç şey daha çıkaran Nilay daha sonra dolabın yanından ayrılıp, mutfak masasına yöneldi.
"Ben de bugün fark ettim. Daha önce nasıl fark etmediğime şaşıyorum. Hayır, bir de birkaç malzeme değil. Resmen buzdolabı bomboş olmuş ve ben bugün fark ediyorum" Selin içlerinden en mükkemmliyetçi biriydi. Her ne yapıyorsa yapsın, en güzelini ve en kusursuza yakın olanını yapmaya gayret ederdi. Hiçbir zaman yapılan hatayı kabul etmez bu yüzden biraz sert bir mizaca sahipti. "Tamam, neyseki olanlarla şimdilik idare edilir" onun nasıl bir huyu olduğunu bilen Nilay, bunu kendine sorun etmesinde, sözlerinin onu biraz sakinleştirmesini umdu. "Zaten gerekli olan her şeyin listesini hazırladım. Evden ayrıldıkları sıra unutmadan Cenk' e verelim"
Mutfağa bu kez Beril girmişti. "Günaydın hanımlar, dedikoduya erken mi başladınız?" alayla söylediği sıra Beren' in yanına ualmıştı. "Sanada günaydın, çenesi düşük" ona kızgın bir çıkış yapan Selin, onun şaşırmasına neden olmuştu.
"Selin' i kim kızdırdı ya?" başını Beren' e yaklaştırıp, kısık sesi ile sordu. "Sanırım buzdolabı" aynı kısık sesi ile karşılık veren Beren, söylediğinin ardından Beril nasıl koca bir kahkahasını tutmaya çalıştığını gördü. Zira kızgın Selin' in dikkatini üzerine çekmek gibi bir derdi katiyen yoktu. "Ben Ares' e su götüreyim" Odaya ulaşan Beren, boş bir oda ile karşılaştığında, sevgilisinin banyoda olacağını tahmin ederek odada ilerlemiş ve elindeki su dolu bardığı komodinin üzerine bırakmıştı. Üzerinde koyu gri bir takım elbise ile banyodan çıkan sevgilisi, tüm heybeti ile ona doğru ilerliyordu. İfadesinde kötü giden bir şeyler olduğunu fark edip, onu izleyen Beren, bunun yanında birde; bir büyünün etkisi altındaymış gibi gözlerini sevgilisinden ayıramıyordu. Beren onun gözlerine yakından bakma şerefine nail olmuştu. "Uyandığımda ilk olarak senin yüzünü görmek yerine, boş bir yastık ile karşılaşmayı hiç sevmedim, Beren" böyle sözler ile karşılaşacağını o an aklına gelmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Efendisi
Roman pour Adolescents"Kaç benden, uzak dur. Ben katilim, Azrail'im. Azrail'in bir insana sunabileceği tek şey ölümdür. Bu yüzden git Beren" "Ben elindeki kandamlaları ile sevdim seni. Gözlerin kararıp, Azrail'e büründüğünde bile sevmeye devam ettim. Atmayı unutan kalbin...