Arabada kız ile ilerlediği bir vakit, güzel gözlüm diyerek seslendiği sevgilisini aramış ve Beren' in ders çalışmak için evde olduğunu öğrenmişti. Araba malikâneye ulaştığında, arka koltukta perişan hali ile oturan kıza dönmüştü.
"Ayaklarına kapanarak, ondan özür dileyeceksin. Eğer ağzından seni affettiğine dair bir söz duyamazsan..." yüzünde iğneleyen bir ifade ile kızı baştan aşağaya süzdü. "O zaman, vay haline"
Kütüphande ders çalışan Beren, odaklandığı test sorusunun ardından telefonun zil sesi ile irkilmiş ve telefonuna uzanıp, ekranına bakmıştı. Anıl' ın adını okuduğunda, tuhaf karşılasa da, bekletmeden hemen açtı. "Efendim?" "Beren, ben kapının önündeyim. Dışarı çıkar mısın?" birden bire neden aradığını düşündüğü sıra onun bu söylediği ile daha da telaşa kapıldı. "Bir sorun mu var?" elinde tuttuğu kalemini açık kalan test kitabının arasına bıraktı.
"Sorun yok, merak etme" Anıl' ın ise gözleri öylece evi kapısında, onun çıkmasını bekliyordu.
"Pekâlâ, tamam" Anıl arabadan inmiş ve arka koltukta oturan genç kızı dışarı çıkarmıştı. Genç kız onu buraya getiren adamın telefonda konuştuğu kişinin dün tartıştığı kız olması ihtimalinin yüzdesini hesaplamaya çalışıyordu. Kolunu sıkıca tutan adama gözlerini çevirdiğinde, dünkü kızın; böyle adamlarla ne işi olabilir diye geçti aklından. Malikânenin kapısı aralanmış ve Beren, kapının önünde bekleyen bedenler ile karşılaşmıştı. Anıl' ın sıkıca kolunu tuttuğu kızın haline bakan Beren, öfkeye kapılmadan edemedi. Kız korkudan tüm bedeninin sarstığı bir titremeye kapılmışken, Anıl onun bu halinden keyiflenir gibiydi. Bu görüntü Beren' in kesinlikle hoşuna gitmedi. Adımları onlara doğru ilerlemiş ve kendi ile göz göze gelen kızın yüzündeki şaşkın ifadeyi es geçip, kızgın gözlerini Anıl' a doğrultmuştu.
"Ne yaptınız ona, Ares nerede?" yüzünde hâkim olan ifade kayboldu Anıl' ın. Kolunu tuttuğu kızı ileri doğru iteleyip, ona arabadayken söylediklerini yerine getirmesi için işaret verdi. Bu işten bir an evvel kurtulmanın yolu olarak, onu buraya sürükleyen adamın dediğini yapmak için adımlarını ilerletti. Beren' in karşısında yerini aldığında, ayaklarına kapanmak için değil, bacaklarında artık dermanı kalmadığı için olduğu yere çöktü. "Özür dilerim..." ağlayışının arasında dudaklarından döküldü. "O sözleri eğlenmek için söyledim. Duyduktan sonra yüzünün alacağı ifade ile kızlarla, aramızda goygoy yapmak istedik" küçük düşmekten ya da aşağalanmaktan daha beter bir halin canlı kanlı kanıtıydı, genç kız.
"Başıma bunların geleceğini bilseydim, seni her gördüğümde korkudan yolumu değiştirirdim. Lütfen affet beni Beren" iyi insanları birkaç damla gözyaşı ve samimi gibi görünen birkaç söz ile çok çabuk kandırabilirsiniz. Beren' in kızın yüzünde gördüğü gözyaşları Beren' e yaptıklarının utancından değil, bu hallere düştüğü için öfkesinden düşüyordu. "Benden uzak duracaksan, cehenneme kadar yolun var" onun sözlerini duyan kız, rahatlama ile nefes verdiğinde, ağzından beyaz dumanlar gözlerine ilişti. Arabaya binip, Anıl' ın da arabaya yerleşmesini bekleyen kızın ardından Anıl, Beren ile aralarındaki mesafeyi kapatıp, onun gözlerindeki ifadeye yakından tanık oldu.
"Dün, seni yaralamış olan bu kızın başına gelenler için kaygı duyacağına; bu aptal kız yüzünden Ares' in kriz geçirmemiş olması için dua etsen iyi olur" bu sözler, bir tokat gibi Beren' in yüzüne çarptı. "Ne demek istiyorsun?"
"Senin için bu kıza hesap sorup, senden af dilettiğimiz için bizi, sadece üç şey ile karşılamalıydın, Beren; teşekkür etmek, vefa göstermek ve minnet etmek. Bunların ne demek olduğunu hatırlamak için sözlünteki anlamlarına yeniden bakmalısın" kızgın sözleri ile onu kırmak istedi Anıl. Zira Ares' in son halini gördüğünden beri kaygılıyken, bir de Beren' in bu tavrı onun canını sıkmış ve onunda canını sıkmak istemişti. "Anıl" ardından seslenen Beren' i umursamadan arabasına ulaşmış ve sürücü koltuğuna yerleştikten sonra süratle oradan uzaklaşmıştırabası ilerlemiş ve şehrin kalabalık bir noktasına durup, kızla göz göze gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Efendisi
Teen Fiction"Kaç benden, uzak dur. Ben katilim, Azrail'im. Azrail'in bir insana sunabileceği tek şey ölümdür. Bu yüzden git Beren" "Ben elindeki kandamlaları ile sevdim seni. Gözlerin kararıp, Azrail'e büründüğünde bile sevmeye devam ettim. Atmayı unutan kalbin...