49. Bölüm

98.2K 4.2K 129
                                    

Güneşin parlak ve sıcak olan uzuvları ta gözlerine kadar ulaştığında, rahatsız olan Beren gözlerini aralmış ve günü karşılamıştı. Etrafta gezen gözleri sevgilisinin odada olmadığını ona gösterdiğinde, merakla yatakta kalkıp, odadan çıktı. Burnuna dolan koku ile mutfak bölüme geçip, sevgilisinin bedeni ile karşılaştı. Arkası dönük olan sevgilisinin bir süre öylece kalıp, heybetine baktı. Bir çanakta çırpılan yumurtanın sesi kulağına dolduğunda, Ares' in ona gerçekten bir şeyler hazırlıyor oluşunun kutsallığına erişti. Ares Karal gibi bir adamın böyle bir anına şahit olacağını belki kırk yıl düşünse bile yine de bulumazdı.

Ares Karal, kahvaltı hazırlıyordu. Ares Karal güzel sevgilisi için bir çanağa kırdığı yumurtaları, elindeki çatal ile çırpıyordu. Masaya bir şeyler daha koymak için arkasını dönen Ares, güzel sevgilisinin, onu izlediğinin görüntüsü ile göz göze gelmişti. "Günaydın güzelim" elindeki omlet tabaklarını masaya bıraktığında, adımları doğrudan sevgilisinin yanını bulmuş ve onun tatlı yanağına ufak bir öpücük bırakmıştı. "Günaydın" karşısındaki bu romantik sevgilisi ile beyne tam anlamı ile pelte haldeydi.

"Hadi gel, güzel bir kahvaltı yapalım" dediğinde onu elinden tutup, masaya yöneldirmişti. İlgiden sevgiden başı döner miydi, bir insanın? Sevgilisinin sandalyeye oturmasını sağladıktan sonra kendi de, karşısındaki yerini almıştı. Omletin tadına bakan Beren, sandığından çok daha iyi bir tat ile karşılaştığında, şaşkın gözlerle sevgilisinin yüzüne baktı. "Bu omlet gerçekten çok lezzetli Ares, ben asla bu kadar iyisini yapamam" dediği sıra omletten bir parça daha ağzına gönderen Beren, Ares' in nasıl bu kadar lezzetli bir şey yapabildiğinin şaşkınlığını yaşıyordu.

"On üç – On dört yaşlarımdayken, Cuma geceleri televizyonda bir dizi vardı. Annem, o diziye ayrı bir ilgi duyar, gece geç saate kadar bitmesi beklerdi. Ertesi gün ise haliyle geç uyanırdı. Ben de tatil günü olmasını fırsat bilip, sabah erken kalkıp, o uyanana kadar kahvaltıyı hazırlar ve onu güzelce uyandırırdım. Bu omleti yapmayı o sıralar öğrenmiştim. Aradan çok uzun zaman geçti, belki yapmayı unutmuş olabilirim diye düşündüm ama tuhaf ki, yumurtaları elime aldığım zaman yeniden o günlere döndüm sanki" Ares' in dalgın gözleri omletin üzerinde geziniyordu.

Yüzündeki buruk bir gülümseme varken, Beren onun tüm bunlar için canının yandığını biliyordu. Masa üzerinde öylece duran sevgilisinin sargılı eline uzanıp, dudaklarına yaklaştırarak, bandajının üzerini öpmüştü. Yanında olduğunu ve her daim de yanında olacağını ona göstermek ister gibiydi. Geçmişi yok olmuş olan bu adamın, geleceğini güzelleştirmek için canla, başla çabalamak istiyordu. Bir süre sessizlik içinde boğulan çifti daha sonra bundan Ares kurtarmıştı. "Kahvaltıdan sonra biraz dışarıda dolaşalım olur, mu?" sevgilisinin sorusunu bir hevesle yanıtladı Beren. "Elbette olur"

Kahvaltının ardından çift, yola koyulmuşlardı. Sevgilisinin araba sürüşünü izleyen Beren, onun garip havaya büründüğünü fark etmişti. "Ares, bir sorun mu var?" "Hayır yok. Sadece-" ona bu konuda bir şey söylemesinin aklında doğru olup, olmadığını sorguluyordu. "Sadece böyle dışarıda olmak tuhaf hissettriyor. Neler olabileceğini hesaplayamıyorum" gerginliği sesine de yansırken, ondan gözlerini ayırmadı Beren. Onun bu hallerine anlayışla karşılıyordu.

"Biz bugün keyifli ve özel bir gün geçireceğiz sevgilim. Benim bundan hiçbir şüphem yok" söylediği bu sözlerin onun gibi bir adam üzerinde ne kadar etkisi olabilir pek emin değildi. Ares sevgilisi Beren' e yaşatmış olduğu kötü günlerin ardından, birlikte dışarıda vakit geçirmelerinin ona iyi geleceğini ve o yaşadığı günlerin etkisinden kutulmasının daha mümkün olacağını düşünmüş ve bu yüzden bu geziyi ayarlamıştı. Onun malikânenin dışında kalan hayat ile hiçbir ilgisi olmadığı gibi insanlara da hayli uzaktı.

Karanlığın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin