19. Bölüm

133K 6.6K 318
                                    

Aradan geçen zaman sonra masaya yerleşip, erkeklerin gelmesini beklemeye başlamışlardı. Aralarında ettikleri kısa sohbet ile Meliha Hanım, Beren' i tanımaya çalışıyordu. Erkeklerin nerede kaldıklarını düşündükleri sıra arabalar, restoranın önüne sıra ile yerleşmişti. Kapıdan içeri giren erkeklere bakan kızların yüzünde, hoş bir gülümseme vardı.

Gün boyu ayrı kalmış olmak dahi özlem duygularını harekete geçirmiş ve bu yüzden onları karşılarında görmekten ötürü sevinç duyuyorlardı. Ancak bir de şöyle bir gerçek vardı ki; şuan bu ortamda birbirinde çok daha uzun zaman ayrı kalmış olan iki beden vardı. Onlar biririni haftalar sonra nihayet görebilmişti. Beren içinde gezen bu duyguların nedenini ve ne anlama geldiğini anlamıyordu. Bir özlem mi bu? Peki, kime ve neyi özlemekti? Ya hissettiği bu sevinç ne içindi? Ne için bu kadar şendi içi? Ya da Ares' in bedenini ele geçiren bu tayfun da neyin nesiydi? Bedenini sarsan ona karşı bşr kuvvet vardı sanki. Karşısındaki parlak gözlere baktığında neden her hücresi yuvasını bulmuş gibi rahatlıyordu. Bu bir kavuşma mıydı, kime kavuşmanın mutluluğuydu peki?

Onu fetheden duyguları elleri ile parçalamak istedi o an. Ama yine de, gözlerine denk gelen gözlerden de uzun süre ayrılamadı. Günlerdir kaçtığı beden şu an tam karşısındaydı, rahatsız olması gerekirken, sanki halinden memnun gibiydi. "Hoş geldiniz" gelenleri karşılayan kızlar, Mehmet amcaları ile Beren' i tanıştırmaktan dolayı bir heyecan duyuyordu.

"Hoş bulduk" Ares' in tıpkı diğerlerinin olduğu gibi dudaklarından dökülen bu sözlerinden ardından, uzun süre Beren ile göz göze kaldı. Gözleri ayrıldığında, üzerinden bir ürperti geçti sanki. Bir söz vardır; insan bazen ilk görüşte anlarmış, karşısıdaki kişinin onun kaderi olduğunu. Uzun yıllar daha onun sıcaklığını yanı başında bulmak istedi Ares. İçinde harekete geçen duyguların ne anlama geldiğini Ares anlıyordu, bunu ne demek olduğunu biliyordu. Ancak istemiyordu. Korkuyordu, rahatsız oluyordu. Beren' in onun dünyasında barınamayacağını, günden güne yok olacağına inanıyordu.

Bu yüzden günlerce onu görmekten kaçmıştı Ares, eğer karşısında yoksa belki içindekilerde, zamanla yok olurdu. Ancak Ares karşısındaki bedenin gözlerine baktığında, bir evsizin, ona bahşedilen evine kavuşması gibi bir hissiyatla doluyordu. "Sizi tanıştırayım, Mehmet amca. Beren, kızlarla birlikte restoranda çalışıyor" onu tanıştıran Can, eli ile de işaret etmişti. Karşısındaki genç kızı şöyle bir süzen Mehmet Bey daha sonra gözleri Ares' in yüzüne çevirdi. Ares' in bu aileye karışmasına müsaade ettiği bu kızın kim olduğunu merak etti. Ancak daha çok merak ettiği Ares' in bu kızı ailenin içine nasıl kabul ettiğiydi. Zira malikanenin etrafında yabancı bir kuş daha uçamıyordu.

"Memnun oldum, kızım" elini genç kıza uzatıp, kavradı ve gözleri yeniden genç kızı buldu. "Bende efendim" Fazlası ile gergin hissediyordu. Karşısındaki bu adam yıkılmaz bir dağın izlenimi ile aynı izleri taşıyordu sanki.

Sert bakışları ve katı yüzü ile eli silahlı biri olduğunu okunabiliyordu. Tok ses tonu ile gözleri sanki duvarın arkasına görebiliyormuşcasına keskindi. "Yemeğe geçelim" Ares' in sözünün ardından diğerleri de,

onaylamış ve masada yerlerini almıştı. Biten yemeğin ardından Can, gelen hediyeleri kabul etmiş ve her birine ayrı ayrı teşekkür etmişti. Pasta kesilip, yenildikten sonra artık evlere dağılma vakti gelip çatmıştı. "Bıraktığınız için teşekkür ederim" gülümeseyerek söyleyen yüzüne baktı İdil.

"Ne demek, görevimiz" Cenk' in şaka yollu olarak söylediğinde, mahcup bir gülümsemeye döndü, yüzündeki ifade. "Yarın görüşürüz Beren, iyi geceler" İdil' i başı ile onaylayan Beren arabadan inip, dairesinin bulunduğu binaya girdi.

Çiftin eve dönmesi ile birlikte salonda sohbete dalmıştı aile bireyleri. Meliha hanım evlatlarına eşlik ederken, Mehmet bey, Ares ile onunla konuşmak istediği önemli bir mesele olduğu için toplantı odasındaydı. "O kız neden etrafınızda?" Ares, Mehmet Beyin böyle bir soru sormak için tüm gece beklediğini biliyordu. "Kızlar onunla iyi anlaşıyor, onunla arkadaşlık ediyorlar" onun böyle sorular soracağını bilen Ares, yanıtlarıda çoktan hazırlamıştı.

"Bu zaten anlaşılır bir şey. Benim öğrenmek istediğim, sen neden bu kızın aranızda olması için izin veriyorsun?" onu her yanıtladığında yeni bir sorunun geleceğini hissediyordu. Onun gözlerine baktı bu kez Ares. "Kızlar ona değer verdiği için" Mehmet Bey bunun bir bahane olduğunu anında anlamıştı. Ancak üstemelesi hiçbir şeyi açığa çıkarmayacaktı.

"Bana söylemek istediğin bir şey, var mı oğlum?" onun kendi isteği ile söylemesi için ısrar eden bir tavrı vardı. Oğlunun ağzından duymak istediği birkaç kelime vardı ki; onu dünyanın en mutlu babası yapacaktı. Ares ellerinin arasında olan bir tutam kâğıdı, masanın üzerine bırakıp, onun gözlerine dikkatle baktı. Karşısındaki manevi babasının, aklından geçen ve duymayı beklediği şeylerin farkındaydı. Ancak kendinin bile istemediği bir durumu bir başkasına dillendirmeyecekti. "Hayır, yok"

Erkekler kendi aralarında futbol muhabbeti yaparken, kızlar da, Beren hayatların dâhil olduktan sonra yaşanan ve Ares' in ona karşı tavrılarını detaylıca anlatıp, üzerine konuşuyorlardı. "Gördüğüm kadarı ile Beren iyi bir kız, ailesi onu gerçekten çok terbiyeli yetiştirmiş. Ayrıca çok da güzel. Umarım bu konuşmlarımız boşa gitmemiş olur." bir annenin dileğiydi tüm bunlar.

"Bizim de tek temennliğimiz bu yönde. Ama şöyle de bir durum var ki; Ares bir kaç haftadır Beren ile özellikle bir araya gelmek istemiyor" Nilay' ın sözlerine dikkat kesildi Meliha Hanım.

"Ares rahatsız olduğundan Egemen bizden Beren'i yemeğe davet etmememizi rica etti. İki haftadır Beren ne zaman bize gelse, Ares evden çoktan gitmiş oluyor" Beril' in devam etti sözler, Meliha hanımı hayli üzmüştü.

"Akşam ki yemekte, gözlerim hep ikisinin üzerindeydi. Ares karşısındaki ile konuşurken bile göz teması kurmayan biri. Ama gözlerinin arada bir Beren' in üzerinde gezindiğini gördüm" mutlu olduğu bir durumdan bahsediyordu. "Sebebi ne, bizde bilmiyoruz Meliha teyze. Beren herhangi bir şey söylemese de, onun da bunu fark edip, rahatsız olduğu belli. Bugünkü yemek olmasa belki Ares onu daha da uzun bir süre görmekten kaçınacaktı" Selin' in sözleri ile endişelenmeye başladı Meliha hanım.

"Aralarında bir çekim olduğu çok belli ama yine de Ares, Beren' e karşı herhangi bir adım atmıyor" bu konuda bir şeyler yapmaları gerektiğini düşünüyordu o an Meliha Hanım. Sohbete dalıp, konu daha da derinleştiği sıra salon kapısında, Mehmet Bey ve Ares görünmüş, Mehmet Bey geç olduğu için otele dönmek istemişti. Kendilerine özel tahsis edilen araba ile birlikte, kalacakları otele doğru yola koyuldu çift.

Düşen her gözyaşının, evinin salonunu dolduran bu hıçkırıkların sebebini bilmeden, onlara ayak uyduruyordu Beren. Ona acı veren durum neydi ki, bu hale gelmişti? Neyin sonuna glemiş gibi hissediyordu ki? Neden onca günü geride bırakmışken, şuan birine ihtiyaç duyuyordu. Peki, ya ihtiyacı olduğu her zaman olduğu gibi anne – babası yerine başka bir bedendi. Gözlerini kapattığı an, karanlığın içinde beliren o soğuk benizli yüz neden karşısındaydı?

Ares' e karşı güçlü bir çekim hissediyordu. Beren bu gece anlamıştı, Ares tarafından sevilmek istiyordu.

Lütfen desteğinizi esirgemeyin.

Sorularınız olursa, lütfen benimle iletişime geçin.

İnstagram: aysunaltnbas

Karanlığın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin