26. Bölüm

141K 7.2K 1.1K
                                    

"Lütfen, artık Ares' in geçmişini öğrenmeme izin verin" dedi Beren. Onlara mani olan bu geçmiş her ne ise artık öğrenmeye hakkı olduğunu hissediyordu. Onu duyan kızlara bir yardım çığlığıydı bu. Yatağından ortasında oturan Beren' in yanındaki boşlukları doldurdular kızlar. Beren' in olanları öğrenmeye hakkın vardı elbette. "Sanırım bunun zamanı geldi sanırım" söze başlayan Selin' di. Diğer kızlarda ona onay verdiğinde, Ares Karal' ın tüm gerçeklerini anlatmaya başladılar...

10 Yıl Önce

Yüzüne dökülen bir kova dolusu soğuk su ile gözlerini açtı Ares. Bu kâbusun hala devam ediyor oluşu kahretti onu. Hala bu iğrenç kokulu eski bir fabrikadalardı. "Ölünce uyumak için bol bol zamanın olacak zaten. Şimdi bana efendi gibi bildiklerini anlat" karşısında küçük bir çocuk değilde, koca bir yetişkin duruyor gibi hiçbir acıma göstermiyordu adam. "Yemin ederim, hiçbir şey bilmiyorum" korkan Ares' in sesi, adamı hayli eğlendiriyordu. Yüzüne dökülmüş olan su ile nefesi bozulmuş, bir an boğulduğunu hissetti.

"Sabrımı zorluyorsun velet. Ya bana babanın yerine söylersin ya da şu ana kadar çektikleriniz, bundan sonra çekeceklerinizin yanında solda sıfır kalır" Ares' in gözlerinden süzülen yaşlar bu acımasız adam için hiçbir şeydi. Onun yalvarmaları, hıçkırıkları, adamın çelikten kalbine işlemiyordu On altı yaşında olan Ares' in şu an karşısıda olan bu adamlar bir insan değilmiş gibi hareket ediyordu. Acıma duygusu ve vicdan onlara bahşedilmemişti sanki. Onlar sadece paranın kölesiydi. Ona ulaşıncaya kadar da asla durmayacaklardı. Aslında bu yaşananların, çok daha ötesi vardı...

Cüneyt Karal, Davut Karal' ın ikinci oğluydu. Davut Beyin tahtında gözü olan ve güce tapan biriydi. Babası abisine olan sevgisinin farkına vardığında ondan nefret edip, onun ölüme sebep dahi olmuştu. Bunun için hiç vicdan azabı çekmedi, Cüneyt. Çok değil ondan kısa sürede annesi de vefat etti.

Davut Bey ondan nefret etse de, oğlu olduğu için uzun yıllar evinin mutfak bölümünde çalışan, kimsesi olmayan güzeller güzeli Nermin ile oğlunu evlendirdi onu. Belki sorumluluk sahibi olup, bir aile babası olmak onu biraz olsun ehlîleştirir diye düşünüyor. Memurun sorduğu "kabul ediyor musunuz?" sorusuna iki gencin cevabı evet olmuştu. Ancak bu iki evetin anlamları birbirinden çok farklıydı. Aslında ikisi de hayallerine evet demişti. Fakat Nermin artık eşi olan bu adam ile huzur dolu, mutlu bir aile olma hayaline evet demişti.

Davut beyin oğlu, babasından sonra kendisine kalacak olan malına, şanına evet demişti. Adam itiraz etmemişti evlenmeye çünkü bu kez Davut beyin, onu evlatlıktan reddedip, tüm mal varlığını, bildiği her hayır kurmuna bağışlayacağını biliyordu. O acımasızlığın beden bulmuş haliydi. O Cüneyt Karal'dı. Kimseden korkmayan, kimseye acımayan aşağılık bir adamdı.

Onun ne inancı, ne de bel bağladığı doğrular vardı. Davut beyin torun istemesi ve bunun için ısrar etmesi sonucunda, evlendikten bir yıl sonra bebekleri olmuş ve dedesi Davut Beyin istediği üzerine adını Ares koymuşlardı. Güzeller güzeli Nermin, annesiz ve babasız, onların sevgisinden mahrum büyüdüğü için Ares'i bir annenin evladını sevmesinden çok daha fazla sevmişti. Kalbinde biriken tüm sevgiyi ona adamıştı Nermin. Tüm acılarını, tüm hüzünlerini içinde tutup, Ares'i babasından çok daha farklı bir hayat yaşaması için elinden geldiğince çabalamıştı.

Onun iyi bir şekilde büyümesini ve düzgün bir hayata sahip olması için mücadele etmişti. Ares dört yaşına geldiğinde, Davut beyin yaşlı bedeni daha fazla dayanamamış ve beyin kanaması sonucunda gözlerini dünyaya sonsuza denk kapatmıştı. Bunun üzerine artık istediği her şeye sahip olmuştu Cüneyt. Babasının tüm serveti artık ellerinin altındaydı. Ancak şöyle bir durum vardı ki; Davut Bey oğlunu çok iyi tanıdığından, o ölünce Nermin ve Ares'in başına gelebilecekleri tahmin etmiş ve bu yüzden tüm mal varlığını Ares'in üstüne yapmıştı.

Karanlığın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin