81. Bölüm

69.6K 3.2K 184
                                    

Yoğun bir dersten çıkmış olan Beren' in aceleci halleri sevgilisinin yaptığı plana bağlı kalmak içindi. İlk kez şirkete gideceği için heyecan duyarken, bir yandan da, ortada herhangi bir sorun olmadan Ares ile kabristanı ziyaret edeceklerdi. Ares ile birlikte gitmekten çok daha memunun oluyordu. Okulun bahçesinde, onun için hazırda bekleyen adam arabanın kapısını açarak onu karşılamıştı. "Ares Bey, sizi şirkete bırakmamı istedi, Beren Hanım" adamı yüzünde naif bir gülümseme ile onaylayıp, arabada yerini aldı.

Şirkete vardıklarında, heybetli şitfetin görünüşüe baktı Beren. Buraya ilk kez geliyor olmak fazlası ile gerin bir havaya sokmuştu, onu. Ona yol gösteren sarışın adam ile birlikte asansöre ulaşmış ve gözleri sayan numaralar üzerinde takılı kalmıştı. Asansör yedinci katta durmuş ve sarışın adamın önderliğinde, şirketin içinde ilerlemeye devam etmişti. Büyük bir alana ulaştıklarında, daha fazla gerildiğini hissediyordu.

Kapının hemen önüne ulaşan Beren, iyi göründüğünden, emin olduktan sonra kapıyı yumruk yaptığı ile eli birkaç kez tıklattıktan sonra kapıyı aralamıştı. Masasının başında tüm heybeti ile oturan sevgilisinin gören Beren, bu görüntüden etkilenmeden edemedi. Ares' in mental açıdan ne kadar güçlü bir adam olduğunu biliyordu. Ancak şuan ki heybetli adamın kudretinden gözleri kamaşmıştı. O masanın arkasında oturup, dünyayı onun yönetiğini söyleseler bile Beren, buna inanabilirdi. Daha ne kadar güçlü bir görüntü çizebilirdi, bir insan? Beren o an sevgilisinin gözleri ile denk geldiğinde, ona kocaman bir gülümseme sunmuştu. Ares elindekileri masasının üzerine bırakıp, masadan kalkmaya hazırlandı. "Hoş geldin, güzelim" ayaklanığında, adımları sevgilisinin yanına ilerlemişti. Ares onun gözlerinde, hayranlık duyan ifadeyi görebiliyordu.

"Hoş buldum" Beren sevgilisine doğru birkaç adımda, kendi attığında nihayet sevgilisinin kollarının arasında, yerini almıştı. Birbirlerinden ayrılan çiftin daha sonra kısa süreli dudakları buluştu ve ardından sonunda göz göze geldiler. "Gel, oturalım" sevgilisinin elini kavradığında, masasının yanında koltuklara yönelmişti. "Bugün ne yap-" Beren, cümlesine başladığı sıra kapı birkaç tıklanmış ve ardından aralandığıda, çiftin gözleri yöne dönmüş ve Anıl gözlerine ilişmişti. Yüzünde bir gülümseme ile onun kendini fark etmesini bekleyen Beren, Anıl' ın sanki durgun bir ifadeye sahip olduğunu fark etti. Elinde tuttuğu kağıtan başını kaldıran Anıl, Beren' in de, burada olduğunu fark ettiği onları rahatsız ettiği için mahcup oldu.

"Ben, senin yalnız olduğunu sandım. Affedersiniz. Bakman gereken bir dosya vardı da" mahcubiyeti ses tonuna da yansıdığında, Ares onun tavırlarından, tıpkı Beren gibi şüphe etmiş ve bir şeylerin ters gittiğini düşünmüştü.

"Sorun değil. Önemliyse hemen bak-" Ares, sözlerine başladığında, Anıl onun sözlerini yarıda kesti.

"Hayır, acelesi yok. Ben masana bırakıyorum, sen müsait bir zamanında incelersin" "Pekâlâ" Onun bu halde olmasına neyin sebep olduğunu bir an evvel öğrenmek isteyen Ares, şuan karşısında oturan sevgilisinin yanında, Anıl gibi alaycı bir adamı, bu kadar ciddiyete sokan her ne ise, bu can sıkan konuyu konuşmayı tercih etmiyordu. Anıl, yanında getirdiği dosyayı Beren' den daha uzağa koyduğuna dikkat ederek, masanın üzerine bırakmıştı. Zira o dosya, işle ilgili bir dosya yerine, ailenin başına musallat olan yeni bir belanın habercisiydi. "Tekrar kusura bakmayın, rahatsız ettim. Burada şirketimize hoş geldin, Beren" onun yüzüne bakarken, zoraki bir gülümseme sunmuş ve onunla göz göze gelmişti. "Keyifli sohbetler" Ares ve Beren çifti ise onun öylece arkasından bakmıştı. Odadanın dışına ulaşan Anıl ise derin bir nefes alıp, geri bırakmıştı. Aklında yer edinen öyle ihtimal vardı ki, canını yakıyordu. Bununla nasıl başa çıkacağını ise henüz kavrayamamıştı.

Karanlığın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin