58. Bölüm

86.9K 4K 222
                                    


Malikâneden arabalar, şirkete doğru yola koyulmuştu. Ares şuan kendini fazlası ile berbat hissediyordu. Hala kulaklarında sevgilisinin o hiçbir tereddütü olmadan kurduğu, o küçük düşürücü sözleri yankılanıyordu.

Dün gece yaşananlar gözlerin önündeydi hala. Sevgilisinin kurduğu cümleler, kalbinde yara izlerine sebep oluyordu. Onları yeniden yaşıyordu sanki. Beren' in gitmek istemediğine dair kurduğu sözler, yalvaran o sesi, yaşlarla dolu gözleri...

Ares farkında olmadan gaza daha fazla yükleniyordu. Bunun farkında olan arkadasındaki arabada olan kardeşleri ise arayı çok açmadan onu takip etmeye devam etti. Bu sabah Beren için endişelenen Meliha Hanımı anımsadı bu kez. Kardeşlerinin Beren ile kendi yaşadığı durumdan ötürü etkilenip, birbirlerine yükselen sesleri, her şey bir el gibi onun boğazına dolanıp, onu nefesinden ediyordu. Nefes alamıyor ve gözleri odağını kaybediyordu sanki. Yere düşen yaprakları artık canını yakar haldeydi. Bir eli boğazına gitmiş ve onun boğazını sıkan olmayan elden kurtulmaya çabalıyordu.

Ancak o an transtan çıkmış gibi kendine gelip, olanları fark edebildi Ares. Arakasında kalan iki arabada olanca gücü ile kornaya basarken, kendi şerit değiştirmiş ve karşısından gelen büyük kamyonetin üzerine son sürat sürüyordu. Kamyoneti süren adam durumu anlamış ve vites değiştirip, geri geri gitse de, Ares' in süratinden dolayı yaptığının hiçbir yararı olmuyordu.

Aralarında az bir mesafe kala frene basabildi. Olanları algılamakta hayli zorluk yaşıyordu o an. Farkında değil miydi, yoksa bunu gerçekten yapmak mı istemişti? Başını direksiyona dayayıp, derince solumaya başlamıştı. Onu takip eden, içinde kardeşlerinin olduğu araba onun arabasının yanında dururken, ileride durmuş olan kamyonete el işareti veren Cenk, yoluna devam etmesini sağladı. Hızlı adımlarla Ares' in arabasının yanına ulaşan Egemen, onun kapısını açtı. Kardeşinin bu haline bakan Egemen, boğazı düğümlendi sanki o an. Elini sırtına koyup, yüzünü görmeye çalıştı. "Ares bana bak, kardeşim"

"Ben.. iyi değilim" başını direksiyondan kaldıran Ares' in ifadesini gören kardeşleri onun ifadesinden korktu."Onu arabadan indirelim" Can' ın telaşlı çıkan bu sözlerinin ardından dediğine uymuş ve Ares' i arabadan indirmişlerdi. Kara kışın tam orasında olan kardeşler, bu havada ecel terleri döküyordu. Ares' bu sözler ağır gelmişti Bu kez canının acısını görmezden gelemedi. Gözlerden uzak durup, kendi içinde yaşamayadı acısını. Hâlbuki tuhaf gelebilir çoğu insana; bedeninde onlarca yara izleri artık iyileşmiş bir zamanına ulaşan bir adamın, birkaç sözün ardından böylesine yerle bir olması. Acı çekmeye hala dermanı kalmış mıydı?

Onu tutan kardeşlerinin elinden kurtulup, birkaç adım onlardan uzaklaştı. Kalan gücü ile avazı çıktığı kadar sesini duyurdu boş arazilere. Derdini, acısını anlatır gibi... Acı çeken bir adamın feryadı ile sarsıldı boş arazilar. Tahriş olan boğazı ile öksürmeye başlamıştı. Onun bu hallerini ölümden korkan bir adamın Azrail ile ilk karşılaşmasına tanık olur gibi izliyorlardı. O böyle bir durumun ortasına düşmüşken, onlar nasıl kuracakatı? Ares' in boğazından dışarıya ulaşan ses öyle güçlü doldu ki kulaklarına, sesini bir daha kullanamamasından korktular. "Ares, biraz sakin ol artık" kolunu tutup, artık bağırmasına engel olmak istediler. Ancak belki de Ares, kendi sesinden onu duyamıyordu bile.

"Ares, dur artık, yapma böyle" öne doğru eğilip, yeniden ciğerleri dışarı çıkmak istiyormuşçasına derince öksürmeye başladı Ares. Yeniden doğrulup, sesinin arazide yankılanmasını sağladı. Egemen' in ardından artık Mert' de onu durdurabimek için onun kolunu tuttu. Onun bir yere oturup, biraz sakin olmasını istediler. Onun bu durulmayan hali ile çaresizliğin nefesini hissediyorlardı. Can, Cenk' da katıldı onlara. Boş arazinin karşısına geçip, olanca gücü ile bağırıp, haykıran Ares' i oradan ayırmak için dayatıyorken, Ares' de onlara direnç gösterip, onlara müsaade etmiyordu.

Karanlığın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin