"Hadi, çıkalım" Ares arka kapıya doğru ilerlediğinde, arkasından ona seslenen sevgilisinin ardından gözlerini onun yüzüne çevirmişti. "Hemen gidiyor musun?" Ares onun üzerini değiştirip, çalışmak için uygun kıyafetler giydiğini gördü. "Evet, güzelim. İşe dönmem gerek" aralarındaki mesafeyi kapatan Beren, sevgilisi ile karşı karşıya kalmıştı.
"Pekâlâ, kendine dikkat et, lütfen" kollarını sevgilisine sıkıca sardı. "Sen de, güzelim" onun saçları arasına ufak bir öpücük konduran Ares, kollarını yavaşça ondan geri çekti. "Akşama görüşürüz" o sıra yanlarına gelen Anıl, Beren' in gözlerine çarptı. "Merhaba Beren ve hoşça kal" onun bu hızlıca konuşup dışarı ulaşan hali karşısında, Beren ufak bir kahkaha atmıştı. Ardından kapıdan çıktı iki kardeş. "Benimle gel" Anıl onu başı ile onaylamıştı. O sıra restoranın etrafından olan birkaç çalışanına Ares, başı ile işaret verip, yanına çağırmıştı. "Buyurun efendim" "Arabayı şirkete getir" Anıl, Ares' in bunu söyleyeceğini tahmin ettiğinden, Can' ın kullandığı arabanın anahtarını cebinden çıkarıp, adama vermek için hazırda beklemişti. Ares' in sözlerini onaylayan adamın ardından ona bir ıslık çalan Anıl, onunla göz göze geldikten sonra anahtarı ona doğru fırlatmıştı.
Ares' in arabasına Anıl' ın bedeni bir gerginliğe ev sahipliği yapıyordu. Ares, her ne sorarsa sorsun, ona doğru olanı söyleme zorunluluğu vardı. Ancak Can' ın sözleri de, içine işlediğinden, ağzından bir şeyler kaçırmamak için dilini ısırıyordu.
"Seni dinliyorum Anıl" araba normal bir hızla yolda ilerlemeye devam ediyordu. Anıl aklından söyleyeceği kelimeleri toparlamaya çalışıyordu.
"Sabah Selin ile aramızda ufak bir sorun yaşamıştık. Sorunu çözmüş olsa da, içim rahat etsin diye onu görmek istedim" Ares' in sadece bu kadarını sormayacağını biliyordu Anıl.
"Şirkette ki, halin neydi?" Anıl, onun bu sorusunun ardından kendine devamlı olarak; Can' ın sözlerini hatırlatıyordu. "Bizi kutularla tehdit eden adamın Ali Özyurt olduğunu biliyoruz. Şimde de, onun yeğeni olan Timur Özyurt var ortada. Ama bir şey daha var..." boğazını temizlediğinde, bunu bir ihtiyaç mı, yoksa ağzından bir şey kaçırmamak için mi yaptığını anlamak zordu. "Bu iki adamında, yurtdışında bir bağlatışı var. Kim olduğunu bir türlü bulamıyorum. Adam işinde oldukça profesyonel, ondan yana hiçbir ipucu yok" şimdiye kadar iyi gittiği için memnundu Anıl.
"Şüphelendiğin biri var mı?" Ares' in bu sorusunun ardından daha da gerildi Anıl.
"Yok, kardeşim" sözlerinin ardından başını çevirip, Ares' in yandan görüşüne baktı. Onun başı ile onayladığını gördüğünde, derin birkaç nefes almış ve dilini tutabildiği için kendini teprik etti.
Ertesi gün, tüm bireyler akşam yapılacak olan yemeğin heyecanını yaşıyorlardı. Gidecekleri kesinliştiğinden beri, her kız; ne giyeceğine, saçına, makyajına saatlerce kafa yormuş ve bu yüzden o gün gelip çattığında, her şeylerinden emin olmuşlardı. Bugün için her biri göz alıcı görünmek istiyordu. Restorandan ayrılıp malikâneye ulaşan kızlar, İdil' in anahtarı ile açtığı kapından evin sıcaklığı ile karşılaşmışlardı. "Beril, rica ediyorum bir daha bu şekilde araba kullanma. Beni fazlası ile rahatsız ediyorsun" üstlerindeki kabanlarını portmantoya bırakan kızlar, Nilay sözlerine dikkat vermişti.
"Boşuna endişeleniyorsun. Ben son derece dikkatliyim" Beril, sözlerini sarfettiği sıra Selin' in büyü gözleri irice açılıp, onu sözlerini toparlaması için uyarmıştı. "Ama sen elbette ki haklısın. Seni endişelendirdiğim için üzgünüm" gözleri Selin' den ayrıldığında, Nilay ile göz göze geldiğinde, ona naif bir gülümseme sunmuştu
Her kızın dolabında, birçok kıyafeti vardı. Sıradan bir gün için fazla iddialı olan ancak böyle bir gün için son derece şık olan kıyafetlerini seçmişlerdi. Saçlarına ayrı bir özen gösteren kızlar, göz alıcı bir makyaj yapmayı tercih etmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Efendisi
Teen Fiction"Kaç benden, uzak dur. Ben katilim, Azrail'im. Azrail'in bir insana sunabileceği tek şey ölümdür. Bu yüzden git Beren" "Ben elindeki kandamlaları ile sevdim seni. Gözlerin kararıp, Azrail'e büründüğünde bile sevmeye devam ettim. Atmayı unutan kalbin...