29. Bölüm

140K 7.1K 756
                                    

Aradan geçen zamanın ardından artık öğle saatleriydi şehirde. Ofisinde olan Ares, her ne kadar masasının üzerinde olan kâğıt yığınları ile meşgul olması gerekse de, bu gönderilen kutular hala aklını kurcalıyordu. Kızlar, ne kadar güvende olabiliyordu o restorandayken, adamları yaşanabilecek herhangi duruma anında müdahale edebilir miydi? Kimdi, ona böylesine savaş açan, karşısında çıkmaya cesaret edemeyip, boyundan büyük işlere kalkışmak isteyen kim olabilirdi? Birçok düşmanın var olduğunu elbetteki biliyordu. Ancak bu güne kadar hiç kimse ile karşı karşıya gelmemişti. Bu yüzden tüm bu olanlar onu fazlası ile huzursuz ediyordu. Okuduğu ufak bir not kâğıdı ile dün yaşanan şeyin bile huzuru kaybolmuştu. Korkusuz biri olduğunu hiçbir zaman dile getirmeyen Ares' in, ailesinin üzerinde en ufak bir sineğe bile tahammülü yoktu. O çok küçük yaşında kaybetmenin en acı yüzüne tanık olmuştu. O yüzden olabilecek herhangi tehlikeli bir durumun düşüncesi bile ona uykuyu haram edebilirdi. Kızlar oradayken, onları koruyamamak, ya da onlara yetişememe senaryoları dönüp duruyordu aklında.

Ne kadar sert ve bir o kadar da katı bir adam izlenimi verse de, ailesi için dünya bambaşka dönüyordu, onun için. Onlar için birçok şeyi feda edebilecek bir adamdı o. Onların huzuru, mutluluğu için çabalıyordu. Gözleri masasının üzerinde duran saate kaydığında, aklında beliren bir isim vardı. Huzurunun kaçmış olmasının yanına, ona biraz olsa huzur bahşedebilecek birinin adı. Telefon rehberinden Beren' in adını bulduğunda, aramayı başlatmadan öylece yazılı olan adına baktı. Yapmalı mıyıdı, emin değildi ama buna ihtiyacı olduğunu biliyordu. Aramayı başlattığında, birkaç kez çaldıktan sonra arama yanıtlandı. "Ares" şaşırdığı sesine bile yansırken, ufak bir gülümseme belirdi Ares' in yüzünde. "Nasılsın?" günün böyle bir arama ile mükemmelleşeceğini hiç düşünmemişti Beren. Zira dün yaşanan şeylerin bile bir hayal olduğuna inanıyordu. Üstelik sabah Ares' in ona karşı herhangi bir yakınlaşması olmadığı için vazgeçtiğini bile düşünmeden edememişti.

"İyiyim, sen nasılsın?" "Sesini duyduktan sonra daha iyiyim" sevilen biri bunu hissettiğinde, bir taç belirirmiş başının üzerinde. Öyle bir parlarmıştı ki, bundan dolayı kendi gözü bile kamaşırmış. "Restoranda her şey yolunda mı?" sanki konuşmak için bir bahaneye ihtiyaçları vardı. Ama iki acemi de böyle şeylere fazla uzaktı. "Evet, her şey yolunda" Beren' in sözleri ile biraz daha rahatladı Ares, en azından kutu, ya da daha başka bir şey yoktu ortada. "Birkaç müşteri geldi, onarla ilgileniyoruz" konuştuğu kişinin hala Ares olduğuna kendini ikna edemiyordu. Ses tonu fazla heyecanlı çıksa da, bunu pekte umursuyor gibi değildi.

"Pekâlâ, kolay gelsin. Seni daha fazla tutmayayım" "Peki, teşekkür ederim. Sana da kolay gelsin" kapatmak zorunda kaldıkları için buruk hissetse de, yine içinden sevinç çığlıkları atıyordu. "Evde görüşürüz" "Görüşürüz" o an aklında gelen ile telefonu henüz kapatmadı Beren. "Ares" "Efendim" "Aradğın için fazlası ile memnun oldum. Şuan da sesini duymak, ihtiyacım olan şeymiş sanırım" mahcup bir tavır barındıran sesi ulaştı Ares' in kulağına. Öyle güzel geldi bu cümleler ona...

"Benim de güzelim, benim de" telefon kapandığında, Beren olanı kavrayıp, henüz telefonu kulağından ayıramadı. Ares' in ses tonundan söylediği yankılanıyordu, kulaklarında. Güzelim... Bir duayı dinlemek ve o duanın gerçekleştiği bir ana şahit olmak. Anlamı buydu belki de. Sesi kulaklarına kadar ulaşan kalbinin üzerine koydu, elini. Sanki göğüs kafesini delip, dışarı çıkabilirdi. Eşsiz bir gülümseme ile taçlanan güzel yüzü için birkaç kez şükretti. Başıma her ne gelirse gelsin, seni asla bırakmayacağım; Ares Karal...

Güneş gökyüzünü yavaşça aya bıraktığı vakit, karanlık hâkim olmuştu tüm şehre. Soğuk artık keskin bir hal almıştı. Erkekler şirketten ayrılma zamanlarının geldiği bir vakit, çıkmak için hareketlenmişti. Eve gelen erkekleri karşılayan Beren olmuştu. Are ile karşılaşmayı bekledi. Kapının önüne vardığında, kendine hızlıca çeki düzen vermesinin ardından, aralanan kapının ardından karşısına çıkan simalar arasında, aradığı yüzü ne yazık ki bulamamıştı.

Karanlığın EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin