Welo kurduğu kelimelerin aynısını üzerinden tam bir gün geçmişken ekranda Orela'nın babasından duymayı katiyen beklemiyordu. Şaşkın, kızgın, sinirli ve daha bir sürü duygu bedenini ele geçirmişti.
Semsert gözlerle Orela'ya bakıp semsert bir sesle "Bunu nasıl yaparsın Orela?" diye tısladı dişlerinin arasından.
"Welo ben..."
Orela duraklayıp mahcuplukla bakışlarını yere eğerken "Sen ne?" diye bağırdı Welo. "Söyle. Sen ne Orela? Ne?"
"İsteyerek söylemedim," dedi Orela gözlerinde yaşlar parıldayarak. "Ekranda açıklayacağına dair en ufak bir fikrim yoktu. Lütfen bana inan."
Welo, koltuğa bir tekme atıp "Ben sana inansam ne olacak," diye bağırdı. "Sen beni ne duruma soktuğunun farkında mısın? Sana güvendim ben. Karım dedim ama en güvenilmeyecek insan senmişsin."
"Lütfen böyle konuşma."
Welo, burnundan soluyordu. Her geçen saniye daha da sinirleniyorken Zalmat Gelona hala ekranda konuşuyordu. Welo sert bir emirle ekranı kapatırken odanın içinde dört dönüyordu.
"Lord Egul ile anlaşmak üzereydi," dedi Orela hıçkırarak. "Lord Egul araştırıyormuş zaten. Babam sadece sonucu öğrenmek istediğini söyledi ben de ekranlarımızın kapanmasını istemedim. Söyledim."
Welo şiddetle "Söylememeliydin," diye bağırdı. "Lord Egul açıklasaydı. Ekranlarınız kapansaydı ve sen benim sadık, güvenilir karım Orela olarak kalsaydın."
"Risk alamadım," dedi hıçkırıklarının arasından. "Lord Egul'un finansal desteği üzerinden yeni bir ekran olsun istemedim."
"Bir de size ekran açacaktı ha," dedi Welo inanamayan bir sesle. "Yine açar sen merak etme. İnexhausta Hanedanı'nın en büyük sırrını açığa çıkardınız ya, yine açar sen tasalanma."
"O kadar da değil," dedi Orela.
Welo sinirle gülerek "O kadar," dedi net bir sesle. "Senin baban para için her şeyi yapar kızım."
"Welo, lütfen babama hakaret etme," dedi Orela. Sakin olmaya çalıştığı belliydi. "Şuan kızgınsın farkındayım ama ne dediğini bilmiyorsun."
"Gayet de biliyorum," dedi Welo. "Senin baban, senin ailen para için her şeyi yapar. Anladın mı beni? Onca yıllık aileni ben mi anlatayım sana?"
Orela, derin bir nefes aldı. Alttan almaya çalışıyordu.
"Sırf bir kehanet ona karanlık dedi diye Clara karanlık olmayacak," dedi Welo. "O kız karanlık falan değil. Bizim Miles aşık oldu kıza. Kör kütük hem de ama farkında bile değil. Sence Miles o kız kötü biri olsa ona aşık olabilir miydi? Kafan buna basıyor mu?"
"Aşkın gözü kördür Welo," dedi Orela sinirle. "Ya siz farkında değilseniz? Ya o kız karanlıksa? Ne olacak? Galaksi ne duruma gelecek? Senin buna kafan basıyor mu?"
Welo sinirle güldü. Orela'dan iki adım uzaklaşıp "Basıyor canım," dedi. Sesi ve yüzü artık daha sert ve daha kızgındı. Ses tonundan belirgin bir hayal kırıklığı ile "Ve biliyor musun aşkın gözü gerçekten körmüş," dedi.
Orela, gözündeki yaşları kırpıştırarak yok ederken "Sen ne dediğin farkında mısın?" dedi incecik bir sesle.
"Farkındayım," dedi Welo. "Senin aksine ben düşünerek konuşuyorum."
Orela, donuk bir halde koltuğa çöktü. Dalgalı saçları öne düşerken düşünceli bir şekilde yere bakıyordu. Birkaç dakika ikisi arasında buz gibi sessizlikle geçerken "Welo buna değer mi?" diye sordu Orela düz bir sesle. "Karanlık uğruna, Hanedan uğruna bizi mahvetmeye değer mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaxy of Torn: BETA
FantasyTorn Galaksisi'ne karanlık usul usul yayılmaya devam ediyorken dengeler değişmek üzereydi. ALFA'nın sonunda yeri bulunan Sultan Nersy yaşadıklarıyla kendisine bir yol çizecek ve bulunuşuyla önemli olaylara ön ayak olacaktı. Buz Yıldızı'nın araştırıl...