Bölüm 47: Büyük Kararlar

2.9K 315 141
                                    

Jaben, Welo ile Orela'nın kapısının önünde Orela'nın gelmesini bekliyordu. Welo, gelmeden Orela ile bu son olanlar hakkında konuşmak istiyordu. Her şey bir anda olmuştu ve Orela hamileydi. Her ne kadar Welo'nun kalbinde Orela ile olan evliliği sonlanmış olsa da ortada bir bebek vardı.

Orela, kapnın önüne geldiğinde onu görmenin şaşkınlığı ile "Jaben anne," derken Jaben gülümseyerek ona döndü.

"Seni bekliyordum kızım," derken bakışları istemsizce onun karnına gitti.

Jaben'in bakışlarını yakalayan Orela yüzünde donuk bir ifadeyle "Haberi duydunuz demek," dedi. Jaben, başını sallayarak onaylarken ikisi içeri geçtiklerinde karşılıklı koltuklarında birbirleri görecek bir şekilde oturdular.

"Nasılsın?" diye sordu Jaben Orela'nın gözlerinin tam içine bakarak.

Bunu sormuş olmak için sormuyordu. Onun ne hissettiğini, nasıl olduğunu merak ettiğinden soruyor, onun iyi olmasını istiyordu.

"İyiyim," dedi Orela omuz silkerek. "İdare ediyorum."

Jaben, onun umursamıyor görüşüne üzülürken bakışları yine onun karnına takıldı.

"Ne kadarlık?" diye sordu merakla.

"Çok yeni," dedi Orela ve dediği an pişman oldu. Daha bu konu hakkında hiç düşünmemişti. Welo ile en son birlikte olduğu zamanı bile doğru düzgün hatırlamıyordu. İlk fireyi vermişti işte. Planlama yapmadan ilerletmek onu bocalatacaktı. Jaben gittiği gibi planlamasını yapması gerekiyordu.

Yüzüne ilk firesini vermiş olmasının bozulmuşluğu düştüğünde Jaben bunu onun üzüntüsüne vurarak "Her şey yoluna girecek kızım," dedi Jaben. "Sen kendini ve bebeğini düşün."

Orela tek kaşını kaldırarak "Her şeyin yoluna gireceğine inanıyor musunuz? Bunu gerçekten siz mi söylüyorsunuz?" diye sordu. "Oğlunuz günlerce sizin evinizde kaldı. Her şeyin yoluna girmesini isteseydiniz onu kendi evine gönderirdiniz."

"Denedim," dedi Jaben. "Ama Welo inatçıdır. Sen de biliyorsun. Kendi doğruları her şeyin üzerinde... Ki ayrıca hata sadece onda değil."

"Tabi Welo'nuz her zaman en haklı olan," dedi Orela alayla. "Aman Welo sinirli üzerine gitmeliyim. Aman Welo sert onu yumuşatmaya çalışalım. Aman Welo şunu sevmiyor onu kesinlikle yapmayalım. Bıktım. Bıktım. Welo'ya göre yaşamıyoruz hayatımızı."

Jaben, Orela'nın başta sakin ama sonlara doğru artan ses tonuyla ne diyeceğini bilemiyordu. Sadece gözlerine bakarak "Kızım sakin ol," dedi yine de. Orela'nın incinmesini istemiyordu.

"Ben sakinim," dedi Orela. Sesi sakin olabilirdi ama gözleri bunun aksini ispatlarcasına kızgın bir ateşle yanıyordu.

Jaben, kaşları istemsizce çatılarak onun gözlerinin içine sanki gerisini görebiliyormuş gibi incelercesine bakarken Orela "Sadece sizin iki yüzlülüğünüze anlam veremiyorum," dediğinde hayretler içinde kaldı.

Her zaman Orela'ya yumuşak davranan onu kendi kızından ayırmayan Jaben yumuşaklığını geri bırakarak konuşacağı sırada "Bravo Orela," diyen sesi duyuldu Welo'nun. "Her gün bir başka bilinmeyen yüzün ortaya çıkıyor. Gerçek Orela'yı bizlere sunduğun için sana teşekkür ediyorum."

Jaben, kucağındaki çantasını sıkı sıkı tutarak ayağa kalkarken Welo onun gideceğini anladığından "Oturur musun anne?" dedi ciddiyetle. "Söyleyeceklerim fazla uzun sürmeyecek."

Jaben, Welo'nun diyeceklerini az çok tahmin ederken Orela Welo'nun sesinden ürktüğünü hissediyordu. Sesi ilk tanıştıkları zaman bile bu kadar uzak bu kadar yabancı değildi. İlk tanıştığı sert adam bile bu kadar buz değildi. Dilini tutamadığı, düşüncelerini kendine saklayamadığı için kendine kızıyordu. Ah Welo biraz daha geç gelseydi.

Galaxy of Torn: BETAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin