Bölüm 36: Çizilen Bir Resim

5.3K 445 100
                                    

***

Soundtrack: Michael Giacchino – Labor of Love

***

Welo, bulundukları köşede konuşmadan James'i inceliyordu. Daha önce kendisine tanıdık gelmesinin nedeni olan benzerliklerin şimdi kimden geldiğini görebiliyordu. Ondaki kendisinden ve Tetna'dan olan benzerlikleri ayırabiliyordu. Özellikle kendi gözlerinin bir eşi kendisine bakarken şimdiye kadar nasıl bunu anlamamış olmasına hayret ediyordu.

Boğazını temizleyip "Orela biraz ağır konuştu," diyerek konuşmaya başladığında ne dediğinin bile farkında değildi. Düşünmeden aklına ilk geleni söyleyerek bir konuşma başlatmak zorunda olduğunu hissediyordu sadece.

"Bu anlaşılır bir şey Albay," dedi James anlayışlı olmaya çalışarak. "Söylediklerim herkes için sarsıcıydı. Ama senden ve Orela'dan tek istediğim anneme karşı saygılı olmanız."

"Tetna'ya anne de bana neden Albay?" diye sordu Welo kaşlarını çatarak.

James karşısında şuan tam olarak babasını görüyorken saniye teklemeden "Annem beni kabullendi," dedi. "Hem de geldiğim ilk gün. Tutuklu olmama rağmen."

Welo başını sallayarak anladığını belli ederken diyecek söz bulamıyordu. Tüm beyin fonksiyonları durmuş gibiydi. Konuşacağı, söyleyeceği her şey saçma olacak gibi geliyordu. Doğaçlama giderek, akışa bırakarak "Bana kabullenip kabullenmediğimi sormayacak mısın?" diye sordu.

"Kabullendin mi?" diye sordu James taşıdığı umudu sesine yansıtarak.

Welo büyük bir cesaretle elini onun omzuna götürdü. Yaklaşık aynı boya sahiplerdi. Yaşları birbirine yakındı ama Welo James'in oğlu olduğunu hissediyordu. Bunu hissedebiliyordu ama buna şaşırmıyordu.

"Evet," dedi Welo ciddiyetle. "Tetna gibi ben de bunu hissediyorum."

James'in gözleri, ifadesi buna sevindiğini belli ederken bir şey diyemeyen hali Welo'ya her şeyi anlatıyordu. Welo ona karşı davranışlarının kendisine verdiği mahcuplukla "Sana neden sert davrandığımı açıklamak istiyorum," dedi. "Bana çok fazla tanıdık geliyordun. Sana baktıkça tanıdık bir şeyler görüyordum ama sen ailenin kim olduğunu söylemediğin için deliriyordum. Bu yüzden de sert oluyordum, sert davranıyordum. Yoksa seni sevmediğim ya da senden haz etmediğim için değil. Gelecekten konuşman ama ailenin kim olduğunu söylememen sinirime dokunuyordu ama artık gelecekten konuşmanı istiyorum."

James onun kendisine olan gıcıklığının nedenini anladığı için kendisini hafif hissetti. Gülümseyerek "Konuşuruz," dediğinde Welo da gülümserken James her an daha da rahatlıyordu ve Welo onun rahatladığını kendi gözleriyle görüyordu. Onun aylardır kendisini ne kadar kasmış olduğunu gevşeyen ifadesinden, rahatlamış tavrından anlayabiliyordu.

"Keşke daha önce söyleseydin," dedi Welo. "Ya da ben anlayabilseydim. Bunca zaman baban olduğumu bile bile yanımda hiçbir renk vermeden durabildin. Aslında Wats dediğinde birkaç şey çakmıştı ama ondan sonra yaşananlar bana onu unutturdu."

"Wats'ı duyduğunu bilmiyordum," dedi James hafif şaşkınlıkla.

"Duydum," dedi Welo hemen. "Her dilde şafağın anlamı var ama ben Morda'yı sevmiştim. Koydurmadı demek."

James sırıtmasını bastırmak adına dudağını ısırırken "Koydurmadı," dedi. "Baya bir kavgalar olmuş."

"Tahmin edebiliyorum."

Welo bir an durularak hüzünle tebessüm etti. Karşısındaki adamın Tetna ile ikisinden bir parça oluşu kalbinin kırıklığını arttırıyorken "İyi oyuncusun demek ki," dedi.

Galaxy of Torn: BETAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin