***
Soundtrack: Michael Giacchino – Don't Look At The Light
***
Clara sırt çantasını kenara koyduktan sonra Miles'ın elini tutarak onun yardımıyla kurulu yer sofrasına oturdu. Bir yanında Miles diğer yanında Nersy vardı. Nesy'nin yanında Aaron vardı ve diğer yanındaki Bey Dorasto ile konuşuyordu. Herkes kendileri için düzenlenmiş bu ziyafetin tadını çıkarıyordu.
"Müzik çok sert," diye mırıldandı Clara yanındaki Nersy'ye.
"Ah evet oldukça," dedi Nersy kendi bildiği bir espriye güler gibi. "Özellikle bu tarz bir müzikle ettikleri dansları görmeliydin ya da görmemeliydin. Bilmiyorum."
Clara ortada dans eden kızlara göz attı ama Nersy'nin bu danstan bahsetmediği açıktı. Diğer dansı merak ederken kendisine servis edilmiş yemeğine bakıyor, yemekten çekiniyordu.
Siharc'a ilk geldiği zaman olduğu gibi Suqe yemeklerine de hafif bir önyargısı vardı. Sırt çantasında evden koyduğu bisküvilerin bir kısmı duruyordu. Saatler önce Miles'ın zoruyla içtiği şarabın tadı hala damağındaydı.
Şaraba karşı ön yargısını hatırladı. Bunu aşması gerektiğinin farkında yoksa Suqeliler kendilerine saygısızlık olarak algılayabilirken tabağındaki etten bir parça kesip duraksamadan ağzına götürdü ve hızlıca çiğnemeye başladı.
Baharatlı etin tadını Clara oldukça beğenirken önyargısının boşuna olduğunun fark ederek eti yuttuktan sonra bir parça daha ağzına attı.
"Beğenmiş gibi görünüyorsunuz Sultanım," dedi yanında oturan Miles.
"Evet, beğendim," dedi Clara sesi beğeni dolu ona dönerek. "Çok güzel baharatlı bir tadı var."
"Şarap bir yemek iki," dedi Miles gülerek. "Demek ki neymiş önyargımızı bir kenara bırakacakmışız."
"Evet, efendim."
Miles keyifli bir kahkaha attı. Clara da gülerken Clara uzun zamandır dünya hakkında konuşmadığının farkına vararak dünya yemeklerinden konuşmaya başladı. Kendi yemeklerinin bir savunucusu olarak öne çıkan Miles ona Torn yemeklerinin mükemmelliğini anlatmaya başladığında susmayan çenesi Clara'yı konuşturmuyordu.
Clara açık ara yenilmeye başladığında halasını dürterek yardım istedi ama Clara onun dünya yemeklerinden bir haber olduğunu sonradan sonra hatırladı. Miles ile Nersy'nin bir olarak üzerine gelmesinden sonra bir yerde artık itiraz etmeyi bırakarak susma kararı aldı.
Yenilgisini kabul ederek ayağını düzeltirken "Bir gün beraber dünyaya gidersek sizi orada alt edeceğim," dedi ikisine de bakarak. "Her horoz kendi çöplüğünde öter."
Miles ekmeğini eline alarak ısırdı. Sırıtmasına devam ederken "Belki o zamana kadar burası da sizin çöplüğünüz olur," dedi.
İki sohbet arasında gidip gelen Nersy "Ve bu yüzden belki de bizi orada alt etmek istemezsin," dedikten sonra Aaron ve Dorasto ile olan sohbetine geri dönerken Miles "Hatta belki de oradaki arkadaşlarınız siz Torn yemeklerini överken sizi alt eder," dedi. "Olabilir değil mi?"
"Şundan eminim ki eğer sen yanımda olursan şu kapanmayan çenenle beni alt etmelerine hayatta izin vermezsin," dedi Clara.
Miles gözlerinden bir ateş parıltısı geçti ve gözlerindeki maviliği daha da belirgin hale getirdi. Yüzündeki sırıtma bir gülümsemeye döndüğünde "Beni çok iyi tanımışsınız," dedi keyifli bir sesle ama ardından "Size bir sır vereyim mi Sultanım?" diye sordu ciddiyetle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaxy of Torn: BETA
FantasiTorn Galaksisi'ne karanlık usul usul yayılmaya devam ediyorken dengeler değişmek üzereydi. ALFA'nın sonunda yeri bulunan Sultan Nersy yaşadıklarıyla kendisine bir yol çizecek ve bulunuşuyla önemli olaylara ön ayak olacaktı. Buz Yıldızı'nın araştırıl...