Welo, misafir odasındaki yatakta dönüp duruyordu. Uyku tutmuyordu. Orela ona sırtını dönmüş ve tek bir kelime dahi etmeden uyumuştu. Welo, yatak içinde son bir dönüş daha yaptığında bu yaptığından kendi sıkılıp yataktan kalktı ve odadan çıktı.
Aşağıya inerken odasının önünden geçerken durakladı ve kapıyı yavaşça açıp odaya girdi. James'in ateşi olup olmadığını kontrol ettikten sonra üzerini de örtüp odasına şöyle bir baktıktan sonra odadan çıktı.
Salona geçip karanlıkta koltuğa uzanıp tavana bakmaya başlarken bulanık olan bazı düşüncelerinin artık netleşmeye başlamasından nefret ediyordu. O düşünceler netleşip Welo onları kabullendiği an hayatı bir daha asla aynı olmazdı. Her şey tepetakla olurdu ama sanki şuan tepetakla değildi. Bulunduğu durumda artık kendisini tanıyamıyordu.
"Welo?"
Welo hafif doğrulup ışığın geldiği koridora bakarken elinde bir bardak su ile dikilen Jaben'i gördü.
"Neden buradasın?" diye sordu Jaben salona girerek.
"Misafir odasındaki yatak rahat değil," dedi Welo tekrar geri yatarak. "Uyuyamadım. Sen yat."
Ama Jaben yatmak yerine Welo'nun yanına doğru gelirken Welo doğrulmaya yeltendiğinde Jaben onun dizine dokunarak "Rahatını bozma oğlum," dedi ve yere çöktü.
"Neyin var anlat bakalım?"
"Bir şeyim yok anne," dedi Welo karanlık tavana bakarak. "Dediğim gibi uyku tutmadı."
"80 yaşında bile olsan bana yalan söyleyemezsin Welo."
Welo güldü ama annesine neyi olduğunu söylemedi. Tavana bakmaya devam etti. Jaben Welo'nun konuşmasını sağlamak adına önden "Sende bazı değişiklikler görüyorum," diyerek giriş yaptı.
Welo'nun itiraz edeceğini anladığındaysa "Bu değişimler aslında çok iyi," dedi Jaben. "Ama hayatına bazı kötü etkileri de olacak gibi."
"Ne gibi anne?"
Jaben "Hislerimize engel olamayız ama bu hisleri yanlış kullanarak düzenimizi alt üst edebiliriz," dediğinde Welo hafif doğrularak "Açık konuş anne," dedi net bir tavırla.
"Tetna'ya karşı bir şeyler hissetmeye başlıyorsun Welo," dedi Jaben. "Dikkatli ol."
Jaben, Welo'nun isteğini dakika geçirmemişti. Ne düşünüyorsa anında söyleyerek konuyu getirmek istediği yere getirmişti.
"Öyle bir şey yok."
Ses tonu buz gibi soğuk ve bir dağ kadar sertti.
"Kendini kandırabilirsin ama beni asla."
Jaben başka bir şey demeden yerden kalktı. Welo'nun dizini pat patlayıp saçlarından öptü ve onu kendisine işkence eden düşünceleriyle baş başa bırakıp salondan çıktı.
***
Ertesi gün James Kriz Merkezi'ne girdiğinde gözüne ilk takılan kişi uykusuz ve biraz aksi görünen Welo'ydu. Welo'nun sinirini daha fazla bozmamak adına onun görüş alanına girmeden aynı anda üç ekranda çalışan Tetna'nın yanına doğru ilerledi.
"Yoğunsun bakıyorum," dedi James ona doğru eğilerek.
Tetna ortadaki ekrandan bakışlarını çekmeden "Hem de ne yoğun," dedi. Birkaç işlem daha yapıp James'e döndüğünde "Biraz daha iyi görünüyorsun," dedi gülümseyerek. "Hastalığı atlattın sayılır."
"Birazcık halsizlik var sadece," dedi James. "O yüzden komutanlıktan buraya gönderildim."
"Kim gönderdi?" diye sordu Tetna ona bir sandalye çekmesini işaret ederek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaxy of Torn: BETA
FantasíaTorn Galaksisi'ne karanlık usul usul yayılmaya devam ediyorken dengeler değişmek üzereydi. ALFA'nın sonunda yeri bulunan Sultan Nersy yaşadıklarıyla kendisine bir yol çizecek ve bulunuşuyla önemli olaylara ön ayak olacaktı. Buz Yıldızı'nın araştırıl...