Gürültülüydü. Hatta çok fazla gürültülüydü. Bulundukları ortam Medu'nun kalbinin attığı herkesin birgün gelmek istediği ortamlardan biriydi. Milo, elinde içkisi düşünceli bir şekilde kalabalıktan uzak bir köşede oturuyorken göz alan kıvırcık saçlarıyla önünde dans eden Trista'dan gözlerini ayıramıyordu.
Öyle bir saçtı ki tüm düşüncelerini yabana atmasına neden oluyordu. Tüm hayatını, tüm neşesini... Hatta tüm ruhunu... Öyle bir zaman geliyordu ki nerede olduğunu ve niçin orada olduğunu unutuyordu.
Trista, etkisinin farkında yüzünde sinsi bir gülümseme ile Milo'nun karşısındaki yerini aldığında yine de bu akşam o istediği etkiyi yakalayamadığını hissediyordu. Bir şeyler tersti. Bu yüzden "Neyin var Milo?" diye sordu.
"Welo'da aklım," dedi Milo sıkıntıyla saçlarını karıştırarak. "Şu sıralar zor günler yaşıyor. Şuanda sıkıntılı, hissediyorum."
Trista, simsiyah kıvırcık saçlarını önüne alırken "Sıkma sen o güzel canını," dedi. "Bak ortam çok güzel. Gece güzel. Biz güzeliz. Neden takılıyorsun ki? Hem kaç gündür ilk defa görüşüyoruz. Böyle mi duracaksın."
"Hayır tabi ki de," dedi Milo kendini toparlama ihtiyacı duyarak.
"Ama?"
"Ama aklım istemsizce kayıyor," dedi Milo iç geçirerek. İstemsizce kayan aklı Trista'nın etkisine daha çok girmek üzereydi.
Trista, onun mavi gözlerinin içine bakarak "No'rra," dediğinde Milo gözleri kayarak "Bir şey mi dedin?" diye sordu.
"Anlat o zaman bana dedim," dedi Trista.
Milo, olanları anlatmaya başladığında Trista'nın yüzündeki sinsi gülüş zafer dolu bir gülümsemeye dönüşüyordu.
"James var ya sana anlattığım?" dedi Milo sorarcasına.
"Şu gelecekten gelen çocuk?" dedi Trista ilgiliyle.
İlgisi gerçekti. James, ile ilgili planları etkili olamadığından amcasıyla ikisinin ona karşı bir kini vardı.
"Evet," dedi Milo başını sallayarak. "İşte o Welo ile Tetna'nın oğluymuş."
Trista, bu bildiği gerçeği sanki ilk defa duyuyormuş gibi tepki verirken Milo "Tabi aynı anda Orela'nın da hamile olduğu ortaya çıktı," diyerek devam etti. Trista, içkisinin içine doğru gülerken "Zalmat," diye mırıldandı. "Kızını ikna edebilmiş."
Milo, Trista'nın bildiği gerçekleri kendilerine göre olan kısımlarını anlatmaya devam ederken eli masanın ortasındaki vazodaki canlı çiçeğe gitti. Parmakları çiçeğin sarı yapraklarında dolaştı.
O çiçeği canlı tutan suyun içindeki ela gözler konuşmayı dinliyor ve çiçeğe gönderdiği hislerin Milo'ya geçmesini umut ediyordu. Milo, okşadığı çiçekten ellerini "Bunları konuşmaya gerek yok," diye çekti.
Trista'nın yüzüne bir bozulma otururken suyun içindeki ela gözler bir an parıldayarak Milo'nun dikkatini çektikten sonra hızla yok oldu. Milo, birkaç saniye gözlerini kırpıştırarak suya ötesini görüyormuşcasına baktıktan sonra bir ışık oyunu olduğuna karar verdi.
Trista, gecenin başından beri olan tüm etkilemesinin yok olduğu Milo'yu neyin döndürdüğünü merak ederken bu gece planları için bir ilerleme kaydedemeyeceğini anladı. Bunun verdiği bozulmuşlukla Milo'yu izlerken Milo kendisine baktığında bozulduğu belli olmasın diye gülümseyerek onun bakışlarına karşılık verdi.
Kriz Merkezi'nde daha gece vardiyasının sonlanmasına sayılı dakikalar kaldığında Lasenter Kriz Merkezi'ne giriş yaptı. Dün akşam yaşananlardan sonra bütün gece ayaktaydı. Gram uyku girmemişti gözüne. Yatak dönüp durmuş ve düşünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaxy of Torn: BETA
FantasíaTorn Galaksisi'ne karanlık usul usul yayılmaya devam ediyorken dengeler değişmek üzereydi. ALFA'nın sonunda yeri bulunan Sultan Nersy yaşadıklarıyla kendisine bir yol çizecek ve bulunuşuyla önemli olaylara ön ayak olacaktı. Buz Yıldızı'nın araştırıl...