Bölüm 50: Tek Kişilik Hücre

1.8K 164 31
                                    

Klon Clara, iç saraya geldiğinde sarayı bilmese de kendisine gelen talimatlarla nereye gideceğini biliyordu. Küçük Devaruxa'nın dediğine göre iç sarayda yolunu kaybedersen hep sağa döndüğün takdirde Mabeyn Holü'ne gelirdin ve buradaki soldan ikinci merdivenlerden yukarı çıkarsan Sultanlar Dairesi'ne ulaşırdın.

Klon Clara'da şu an bu yolda ilerliyordu ve sonunda o hole ulaştığında durmadan merdivenleri çıkmaya başladı. Sultanlar Dairesi'nin beyaz ve kırmızının hakim olduğu yuvarlak holüne geldiğinde "Ah ben de seni arıyordum," diyen bir sesle arkasına döndü.

Gelenin kim olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Küçük Devaruxa'nın kendisine gösterdiği yüzlerden biri değildi bu.

"Geliyordum," diyerek kısa kesti. "Üzerimi değiştirmiştim."

"Biliyorum," diyerek koluna girdi sarışın kız. "Sen giderken duydum. Demek bugün derste Miles seni terletti de koşarak üzerini değiştirmeye gittin."

Klon Clara, nasıl bir tepki vermesi gerektiğini bilmiyor bakışları boş ve anlamsızdı. Koluna giren kız onun boş ve anlamsız bakışlarından bir anlam çıkarabilmiş "Tamam kızma takılıyorum sadece," dediğinde Klon Clara onun dediklerini Küçük Devaruxa'nın sözleriyle birleştirdi.

"Yüzbaşı Miles Sidelif ile Kobslıcudo'nun arasında bir şeyler oluyor gibi ama netlik yok."

İç saray koridorlarında kısa bir süre ilerledikten sonra neşeli seslerin geldiği bir salona geldiklerinde "Lily bulmuşsun onu," diyerek bir kadın ayağa kalktı. İşte bu kadın Küçük Devaruxa'nın kendisine gösterdiği yüzlerdendi. Annesi Dara.

Klon Clara gözlerinin içine bakan Dara'ya bir şey demesi gerektiğini bildiğinden "Bulunamayacak bir yere gitmedim ki," dedi doğru bir tonlama yapmaya çalışarak.

Dara "Uzun sürdü ama biraz," dediğinde Klon Clara ne diyeceğini bilemezken o sırada bir cariye selam vererek odaya girdi.

"Öyle yemeğiniz hazır Sultanım," diyerek bilgilendirdiğinde Klon Clara'nın konuşmasına gerek kalmadı.

Aya ellerinini birbirine sürtüp "Acayip acıktım," diyerek ayağa kalktığında hala oturan ve bakışları Clara'da olan Vita'ya "Sen acıkmadın mı?" diye sordu. "Sabah çalışmadaydın üstelik. Acıkmış olman lazım."

Vita, bakışlarını ona çevirerek "Acıktım," dedi ve gülümseyerek yerinden kalktığında yemek odasına doğru geçerlerken usulca Clara'ya yanaştı ve "Geçti mi?" diye sordu.

Klon Clara, Eş Kehanet Vita'ya bakarken neyin geçip geçmediğini anlamadığından ne diyeceğini şaşırırken "Baş ağrın geçti mi?" diyerek bu sefer soruyu tam sordu Vita. Klon Clara parmağını başına görütüp "Ah baş ağrım," dedi. "Geçti, geçti."

Klon Clara, onun yanında fazla durmadan hemen Lily ile Dara'nın yanına geçerken Vita onun ardından kafası karışmış bir şekilde bakıyordu. Tam anlayamasa da bir gariplik söz konusuydu. Ya hala başı ağrıyordu ama geçtiğini düşünmesini istiyordu ya da kendisine anlatmaktan sakındığı bambaşka bir şey olmuştu.

Onlar yemek salonuna geçerken Lasenter ve Ralmasc, arkalarında Aaron ile beraber iç saraya gizli geçitlerden ilerliyorlardı. Ayliz, yaşananları görmek istemediğinden biraz da Zedalda ile yüzleşmeye kendini hazır hissetmediğinden onlara katılmamıştı.

Lasenter düşünceli, Ralmasc sus pustu. Teyzesinin anlattıkları kulaklarında çınlıyordu. Anlattıklarının gerçek olduğuna dair bir şüphesi yoktu ama yine de konduramıyordu, kondurmak istemiyordu aslında.

Gergin bir şekilde iç çekerken babasını elini omzunda hissetti ama başını çevirip babasına bakamadı. Kendi utancıymış gibiydi. Annesinin ihanetinin yükünü kendi omuzları taşıyordu.

Galaxy of Torn: BETAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin