2 - Domat Padişah

1.4K 88 6
                                    


Bu düşünce ve Ayaz’ın kahkahası ile hemen yüzümü buruşturdum.

" Çalışma yerinin Emre’nin evi olduğunu belirtin Jale Hanım. Herkes başvurur.” dediğinde Jale Hanım gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp “Burslulardan ayarlamaya çalışırım siz merak etmeyin. Olmasa bile Sanem’e söylerim ayarlama yapar.” dedi.

Sanem’e ben de söylerdim ve bunu çok iyi biliyordu. Hala gülmekte olan Ayaz’dan bakışlarımı çekip “Sanem’in bulmasını isteseydim sabah ona söylerdim Jale Hanım. Ben sizden rica ediyorum.” diyerek kadına baş selamı verip otoparka doğru ilerlemeye başladım.

CEMRE

Okuldan çıkar çıkmaz sıkış tıkış otobüs macerasından sonra eve giderek üzerimi değiştirmeye başladım.

Annem aceleci halimi görünce dayanamayarak her zaman ki konuşmasını yineleme ihtiyacı hissetti.

“Meleğim!”

“Dinliyorum ben Güldenaz Hatun devam et!”

“Biraz oturup konuşsak diyorum.”

Hızlı hareketlerle hazırlanmaya çalışırken bir an bile olsa annemin ‘eve gelirken ekmek al’ falan demesini ummuştum ama hayır! Annem beni yine yanıltmamıştı.

Üzerime giymek için elime aldığım iş gömleğini yatağın üzerine bırakarak anneme doğru döndüm. Acele etmezsem geç kalacaktım ve patron geçen sefer kati bir şekilde uyarıp “Yine geç kalırsan yevmiyesiz çalışırsın” demişti.

“Anne lütfen! Geç kalırsam bütün gece karşılıksız çalışacağım.”

“Orada çalışmanı istemiyorum.”

Ne yaparsam yapayım annem bu konuşmayı yapacaktı. Gözlerimi devirerek tekrar gömleğimi elime alıp giyinmeye başladım.

“İş bakıyorum ve daha iyisini bulur bulmaz ayrılacağım. Ben de orada çalışmak istemiyorum ama seninle aynı sebepten değil. Ben uykumu almak istediğim için orda çalışmak istemiyorum ama sen sürekli aklında kötü hayaller oluşturduğun için çalışmamı istemiyorsun. Defalarca konuştuk. Uzatmayalım ne olur anne geç kalacağım!”

Annem hiçbir şey söylemeden odamdan çıkınca içim acımıştı. Ona karşı gelmek istemiyordum ama şu an için elimden bir şey yoktu.

Vaktim kalmadığı için kapıdan çıkarken anneme bağırarak hoşça kal deyip hızlı adımlarla durağa ilerlemeye başladım. Otobüsler durak harici yolcu almadıkları için koşmaya başladım ama yinede binmem gereken otobüse yetişemedim ve bir sonra ki otobüs yarım saat sonra geçeceği için çaresizce durakta oturup beklemeye başladım. Yine geç kalacaktım.

Oturduğumuz yer şehrin biraz dışında kalan bir yerdi ve buradaki evlerin çoğu müstakil, en fazla seksen metrekare eski yapılardı. Evler merkeze çok uzak ve küçüktü ama çevresi insana huzur veriyordu ve evlerin kirası dar gelirli aileler için uygundu.

Bizim avantajımız ise evin kendimize ait olmasıydı. Ancak yinede kira gelirinin düşük olması merkeze daha yakın bir yere taşınarak buradan aldığımız kirayı oraya verme imkanı sunmuyordu.

Nihayet iş yerine varabilmiştim ama yarım saat gecikmeyle. Patrona görünmeden içeri girip yerimi alırsam sorun çıkmayacağını biliyordum ki şans yine bana gösterip elletmeme taraftarıydı.

Bara doğru ilerlediğimde herkes gülüp sohbet ediyordu ve kimsenin morali bozuk değildi. Demek ki sayın kırmızı buralarda değildi. Benim gibi garson olan Ayşe’ye yaklaştım.

Buz ve Ateş #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin