CEMRE
Allah’ım birinci yem daha zordu ve onu yiyen adam bunu nasıl yemiyordu? “Tamam” deyip kalkmasını bekledim ve o aşağı inip benim tarafıma geçerken ben de içeriden güç bela yan tarafa geçtim. Şimdi benim intikam alma zamanımdı.
#(₺₺)_)&)&-)-):_!#+##+(₺(_(')':)):);CEMRE
Benimle konuşurken ayağı sol pedaldaydı ve vites D ya da R harfindeydi. Durduğu zaman vitesi yukarı çıkardı.
Sol pedala korkarak bastım ama arabadan hiç ses çıkmayınca doğru tahmin ettiğimi anladım. Bu frendi. Acaba araç R de miydi yoksa D de miydi? R ne olabilir ki? Road! Evet olur. Vitesi R ye aldım ve ayağımı frenden çekip gaza bastığımda araç hızla geri gidince panik yapıp aniden frene basmamla Ayaz öne doğru kaydı.
Ayaz’dan çok kendimden intikam alacağım sanırım çünkü kalbim duracak kadar korktum. Alt dudağımı dişlemekten canım acımaya başlamıştı demek R harfi değildi. O zaman D harfi. Ya bu da yanlış çıkarsa! Ayaz'ın bana tuhaf tuhaf bakmasına aldırmamaya çalıştım.
“Ne yapıyorsun? Neyi bekliyorsun?”
“Önümüzde bir şey vardı gibi aklımda kalmış. Taş vardı sanki. Önce geri çıkayım dedim ondan”
“Önümüzde bir şey yok. Hadi artık”
D harfi ne olabilir? De get? De haydi? De yürü? Mantık, mantık... Çağırınca gelmiyor ki. Doğru olabilir! Doğaçlama... Of…
“Neden duruyorsun Cemre? Sürsene!”
“Of! Evet of! Strese sokmasana, süreceğim arkadaş! Kafamı boşaltmaya çalışıyorum. Gereksiz tehlikeye mi gireyim?”
“Sürmeye başla bak o zaman kafanın boşaldığını hissedeceksin. Ama yok”
“Ne yok? Ne? Olmaz mı?”
“Boşalacak bir şey yok Cemre. Sür hadi”
“Dedi… aklını çok diye sıçan adam”
“Seni duydum”
“Umrumda değil”
“Biliyorum. Sür artık”
Tekrar önüme döndüm ve hemen Ayaz’a dönüp işaret parmağımı heyecanla kaldırarak “Devinim be! Devir!” diye bağırınca onun cama doğru yaslanması keyiflenmeme sebep olmuştu.Ayaz’ın “Cemre ben kullanacağım, bırak” demesi bitmeden ben vitesi D’ye atıp gaza bastım. Soğuk sıcak farketmez her türlü intikam yemeğini yiyeceğim.
Ayaz koltuğun kenarlarını tutup “Cemre” diye bağırdığında çoktan patinaj yapıp yola çıkmıştım. Araç tahmin ettiğim gibi düz gitmeyince yola sokmaya çalışırken gülerek çığlık attım.“Yürü be! Çok iyi!”
Ben bağırıp kendime tezahürat yaparken Ayaz sürekli “Cemre yavaş! Cemre kenara çek!” diye söylenip bağırıyordu. Şu an tavandaki tutacağı tutarken diğer eli benim koltuk başlığımdaydı ve kendini iyice geriye yapıştırmıştı.
"Ayaz’cım aracın frenleri var ama senin yok ki! Kendini geriye yaslaman bir şey ifade etmez çünkü frene bastığımda senin vücudun bulunduğu eyleme devam etmek isteyecek ta ki sinek gibi cama yapışana kadar. Hiç duydun mu? Eylemsizlik!"
“Niye bağırıyorsun kızım? Aklını kaçırmış gibi niye gülüyorsun? Durdur arabayı!”“Ben keyiften bağırıyorum. Sen de bağırıyorsun. Ben bir şey diyor muyum? Bu gerçekten çok iyiymiş.”
“Ben sana neden bağırdığımı arabayı durdurduğunda anlatacağım”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş #Wattys2018
Romancesıcak ve soğuk buluşunca ateş ve buz karışınca karla güneş değince ilk nefesi alınca, son nefesi verince sevinçten ağlayinca, çaresizlikten gülünce bırakıp gidince, geride kalınca buz mu erir ateş mi söner?