Ayaz bağırınca Cemre küfretmesine şaşırarak, ben ise bağırmasına kızarak bakışlarımızı Ayaz'a çevirdik.
************
AYAZ
Bu kız, çoğu adamı yoldan çıkarırdı ve benim odamda ne işleri vardı. Emre'nin tipi değildi. O salon kadınlarını severdi ve nasıl boktan bir zevkse sarışın kahverengi gözlülere kendini kaptırır, dış görünüşün tamamen tesadüf olduğunu öyle denk geldiğini savunurdu ama ben bir kez bile esmer ya da renkli gözlü biriyle arkadaşlığını görmemiştim. Cemre'nin ise saçları gece kadar siyah ve teni buna uyumlu olarak bronzdu ama gözleri isyancı gibi ortaya çıkan açık bir yeşildi ve Emre bu kıza bakmazdı. Umarım.
Hala Cemre'ye bakıp cevap bekliyorken Emre konuştu.
"Ne bağırıyorsun oğlum. Üstelik Karan ne alaka?"
Onu umursamadım. Zaten Emre'ye kızgındım üstüne bir de Cemre çıkmıştı. Sakin olup sormak istedim ama ses tonum ne kadar düzgün çıktıysa dişlerimi o kadar sıkmak zorunda kaldım.
"Yüzüne ne oldu Cemre? Karan mı yaptı?"
"Karan falan yapmadı. Sadece bir kazaydı."
Ne olduğunu sormak için ağzımı açtım ama Emre adisi benden daha hızlı davrandı.
"Git aşağıda Nadide'nin yardıma ihtiyacı var mı diye bak" dediğinde Cemre hemen odadan çıktı. Cemre kapıyı kapatır kapatmaz Emre vücudunu sabit tutarak sadece başını bana çevirip ellerini cebine koydu.
"Karan ne alaka Ayaz? Hem hangi Karan?"
"Nazım Bey'in oğlu. Dün bunu okulun otoparkında sıkıştırmıştı. Toplantıya onun için geç kaldım."
"Ondan mı dün kaşın yüzün dağılmıştı."
"Siktir git lan!"
"Sinirlenme oğlum. Sakin ol biraz."
Haklı. Sakinleşmek için gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
"Ulan var ya! Bu yoga moga saçmalığına da sokayım. Karan'a da sokayım sana da ..."
"Kes lan!"
Gülümsedim. Emre araya girmeseydi de son cümlemi tamamlasaydım rahatlayacaktım fark ettim. Sakince devam ettim. "Sana da sokayım Emre."
"Rahatladın mı?"
"Çok!"
"O gevşemiş sıfatına koydurtmada konuş."
"Karan'ı hırpaladım biraz. Cemre'yi arabaya bindirdim sonra biraz atıştık. O kadar.
Emre tepkisiz bana bakınca açıklama beklediğini anladım. Benim açımdan yeterince açıklayıcı konuşmuştum oysa ki.
"Oğlum kızı sıkıştırmış girmiş ergen muhabbetlerine. Yok benimsin yok bilmem ne falan deyip öpmeye çalışıyordu. Bu saksağan da elinin altında kuş gibi çırpınıyordu."
"Ee?"
"E si bu. Ben de uyardım bulaşmayacaksın kıza diye ama dinlememiş demek ki! Akşam sorarım hesabını."
"Kimseye hesap falan sormuyorsun. Cemre o değil dedi. Hem sana ne oğlum. Bekçisi misin kızın?"
"Zorla diyorum Emre!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş #Wattys2018
Romancesıcak ve soğuk buluşunca ateş ve buz karışınca karla güneş değince ilk nefesi alınca, son nefesi verince sevinçten ağlayinca, çaresizlikten gülünce bırakıp gidince, geride kalınca buz mu erir ateş mi söner?