4-Karan

1.2K 86 15
                                    

Ayaz şaşırarak kaşlarını kaldırıp devam et der gibi başını salladı. “Banyoya girmeden senin odanı kurcaladım ve etiketi üzerinde olan bir sürü iç çamaşırından birini yürüttüm.”

-----------------------------------------------------------------

CEMRE

Ayaz bir anda aracı tekrar durdurdu ama bu sefer terslik yoktu çünkü kocaman bir evin önüne gelmiştik. Muhtemelen yeni çalışacağım yerdi. 

“Kızım o çamaşırlar senin üzerinde ki kıyafetlerden daha pahalı. Geri istiyorum.”

Cevap vermeden gülerek arabadan inip Ayaz’ın da inmesini bekledim. Gerçekten üzerimde ki kıyafetlerden daha pahalı olmalıydı. Zaten üzerimdeki kıyafetler anca otuz lira ederdi. Pazardan alınmış 20 liralık bir kot ve 5 liralık bir tişört. Otuz bile etmediğini fark edince dudaklarımı büktüm. O kadar etmese bile üzerimde güzel duruyorlardı. Gerçi iç çamaşırı da üzerimde güzel durmuştu ama bunu benim bilmem yeterliydi.

Ayaz çoktan araçtan inip yanıma gelmişti. “Gelmiyor musun?”

Gülümseyip önden devam etmesi için elimi eve doğru uzattım. Ayaz itiraz etmekle uğraşmayıp ilerlemeye başladığında kapıya birkaç adım kala tombik bir kadın kapıyı açtı. Kadın dudaklarının kenarlarını yanaklarına sıkıştıracak kadar gülümsedi.

“Yanaklarını sıkmama söyleniyorsun ama beni her gördüğünde istemem yan cebime koy moduyla bu şekilde gülümsüyorsun şekerparem.”

Kadın, Ayaz’ın bu lafından sonra elini beline koyarak yana çekilip bize yol vermek yerine bana gözlerini sabitleyip baktı ama Ayaz’a hitaben konuştu.

“Bu kızan kim?”

Tek kaşımı kaldırıp sorgular şekilde bakan kadına sevimlice gülümsedim ama kadın karşılık olarak gözlerini kısarak bakmaya başladı. Ayaz derin bir of çekip “Bir yol ver de geçelim önce.” Dedi.

“Emre Bey oğlum yok ivde. Netçen içeri girip?”

Ayaz sinirlenerek bir elini beline koyup diğer eliyle yüzünü sıvazlarken arkasını döndü. Benim sırıtan yüzüme baktıktan sonra suratını buruşturup diğer elini de beline koydu. “Tipe bak ya! Ben de olsam yol vermem.”

Ne hoş! Herkes elini beline koyup atar yapıyor. Ben de bir elimi belime koyup diğer elimi Ayaz’ın yüz hizasına kaldırarak işaret parmağımı tehdit eder şekilde kaldırdım ama sadece kaldırdım. Diyecek bir şey bulamamıştım.

Parmağımı dudaklarımın üzerine koyup düşünmeye çalıştığımda Ayaz’ın gözleri parmağımı takip edip orada kaldı ve ben nihayet söyleyecek bir şey bulunca transtan çıkıp gözlerime baktı.

“Sizinle mi uğraşacağım ben ya!”

Evet bunu buldum. İyi de oldu çünkü ikisinin de yüz ifadesi büyük beklenti içerisindeydi ve hayal kırıklıkları yüzlerine yansımıştı. Arkamı dönüp gideceğim sırada Ayaz kolumdan tutup durdurdu.

“Bekle bir nereye gidiyorsun? Nadide bir çekil sende!”

Kadın Ayaz’ın ses tonuna üzülerek hemen yana kaydı ve geçmemizi bekledi. İçeri geçtiğimizde Ayaz, telefonunu çıkararak Emre ile konuşmaya başladı. Nadide ise mutfağa ilerleyince ben de onu takip ettim. Nadide mutfağa girdiğinde arkasına dönüp beni görünce bu sabahın değişmez hareketini yaparak ellerini beline koyup konuşmaya başladı.

“Ne peşimde gezipduruveryon?”

Ya bu kadına nasıl cevap vereyim ki çok şirin! Toparlanmam lazım ama öyle yavru köpek görmüş gibi bakıyor olabilirim.

Buz ve Ateş #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin