EMRE
Bugün başıma gelen en güzel şey mahşerin üç atlısını yolda bırakıp eve döndüğümde herkesin gitmiş olmasıydı. Salona geçip koltuğa kendimi attım ve başımı arkaya yaslayarak gözlerimi kapattım. Bir süre sonra oturduğum koltuğun hafif çökmesiyle kalbim tek atımlık kendini hissettirdi. Gözlerimi açmaya korkuyordum çünkü kimin henüz gitmemiş olduğunu tahmin edemeyip hangisi olursa olsun canım sıkılacak tedirginliği yaşıyordum. Duyduğum hafif öksürük sesi ile gülmeye başladım ve gözlerimi açıp yanımda oturan kadına baktım. Onun da benim gibi ağzı kulaklarındaydı. Hemen ellerimi uzatıp yanaklarını sıktım ve daha çok gülümsedim ama ellerime yediğim tokatla tekrar geri çekildim.
"Nadide'm seni görmek her zamankinden daha güzel"
"Öyle Ayaz kimin şırnaşıp yavşeceksen gidem gare ben"
"Yok, yok yapmayacağım kal muhabbet edelim"
"Sen de çok mutlusun bakem. Valla ben de sevindim gare. Ben didim zate Ayaz yapmez öyle deye"
"Kime dedin?"
"Kendime deyvedim. Kime deycem başka"
"Ne dedin?"
"Eğleşme bak gediverem yoksam sende galırsın kukuma kimin göşede"
"Tamam, tamam. Neye mutlusun sen onu anlamadım ya da ben niye mutluyum?"
"Gemini göcek gadar ağzın açıyonde neye olduğunu mu bana soryon? Ayaz etmemiş ya Cemre'ye ondan mutluyum ben. Sen de ondan mutlusundur ellem"
"Haaa. Nadide benimki ondan değil be. Kafamı ütülenecek kimse yok evde diye sevindim"
Nadide cevap verecekken kapı hayvan gibi çalınınca kendi ağzıma tüküresim geldi. Bu kapıyı ancak Ayaz böyle çalar ve benim huzurlu anım da bu kadar kısa sürerdi işte. Başımı tekrar koltuğa yaslayıp gözümü kapattım ve ne derse desin konuşmama kararı aldım. Kısa bir süre sonra Nadide'nin içeri giren kişiyi durdurmaya çalışmak istemesinden bir terslik olduğunu anlayarak kapıya gitmek için hızla ayağa kalktım ama ben daha adım atamadan içeri ince uzun bir kız girdi.
Gözüm istemeden kızın vücudunda dolanıp duruyordu. Üzerinde siyah bir sporcu taytı vardı ve incecik beli bacaklarının kaslı olmasından daha da ince dururken kısa tişörtünün kapatamadığı karnının görüntüsü insanın içini gıdıklıyordu. Gözlerim yüzüne çıktı ve bu kızı bir yerden hatırladığı mı düşündüm ama çıkaramıyordum. Göz göze geldiğimizde kızın "Bitti mi?" demesi ile kendime geldim. Hayvan gibi kızı süzmüştüm ve kız sesini çıkarana kadar farkına bile varmamıştım. Kızı daha önce en azından bir kez gördüğümü düşünüyordum ama sesinden bir çok kez konuştuğumuzu anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş #Wattys2018
Любовные романыsıcak ve soğuk buluşunca ateş ve buz karışınca karla güneş değince ilk nefesi alınca, son nefesi verince sevinçten ağlayinca, çaresizlikten gülünce bırakıp gidince, geride kalınca buz mu erir ateş mi söner?