20-merhaba

390 65 45
                                    

Tekrar dersliklere doğru koşmak için arkamı döndüğümde çarptığım şeyden dolayı yine yere düştüm. Karşımda başka biri duruyordu ve vurduğum adam beni yerden kaldırıp ağzımı kapatarak depolara doğru sürüklemeye başladı.
_______________________________________

CEMRE

Depolardan birine girdiğimizde içerisi, diğer adam telefonunun ışığını açana kadar zifiri karanlıktı. Beni tutan adamın elini ısırdığımda beni kendine çevirerek ta ki diğeri araya girene kadar vücuduma gelişigüzel vurmaya başlayınca yere çöktüm.

Kollarımla kendimi korumam hiçbir işe yaramıyordu. Adam o kadar hınçla vuruyordu ki kendi kollarım bana çarparak koruyacağına adamın yapmak istediğini yapıyordu.

“Oğlum sakin olsana gerizekalı! Sadece uyaracağız”

“Kızı görmüyor musun abi? Canavar gibi. Üstelik nasıl uyaracağımızı söylemediler”

Yaşlı olan “Lan küçücük kız. Defol git!” dedikten sonra bana doğru gelmeye başladı. Donmuş bir şekilde yerde oturmuş konuşmalarını dinliyordum ama adam bana yaklaşmaya başladığı anda geri geri gitmeye başladım.

“Korkma ya da kork. Sen bilirsin” dedikten sonra tek dizinin üzerinde yere çöküp dirseğini dizine yaslayarak ellerini birleştirdi.

“Okuldan kaydını aldıracaksın. Evine yakın olan ilçedeki devlet okuluna kaydını yaptıracaksın ve bunların hepsini yarın sabah ilk iş olarak halledeceksin. Her şey ayarlandı. Onun için hiçbir zorlukla karşılaşmayacaksın. Anlaştık mı?”

Ben cevap vermeyince adam bir anda çenemi tutup sıkmaya başladı. “Anlaştık mı?” diye bağırarak yüzümü yana itip bıraktı.

“Neden?” diyerek ayağa kalkınca adam da ayağa kalktı. İlgilerini biraz çekersem buradan çıkabilirdim. Birinci sınıftayken burslulara depoları toparlatmışlardı ve çok iyi para vermişlerdi. Depoların hepsinin giriş kapısının tam aksi istikametinde bir kapısı daha vardı. Sadece küçücük bir sorun vardı ki genç olan adam arkamda diğer kapının olduğu yerde duruyordu.

“Neden değil küçük kız, tamam diyeceksin”

“Tamam. Tamam yapacağım ama nedenini söylerseniz”

“Nedenini söyleyemeyiz ama sana kabul etmen için nedenler oluşturabiliriz. Bunu istemezsin değil mi?”

Başımı sağa sola salladım. Nedenini öğrenmeliydim. Kimin bunu yaptırdığını bilmeliydim. Burayı babam istemişti ve Emre olayından sonra buradan ayrılmamı isteyebilirdi ki beni annem sanarak konuştuğunda yeterince sinirliydi. Olmaz! Babam ne olursa olsun ne yaparsa yapsın beni seviyordu bunu biliyordum. Ayaz olamazdı. Direk okuldan atabilirdi ama Emre ile arası bozulmasın istiyorsa bunu yaptırabilirdi de… Allah’ım olmayacak kişilerden şüpheleniyorum.

Ne yapacağımı söyleyen adam diğerine “Erkek, giriş kapısının açılmamasını sağla. Kızımızın inadı boyundan büyük sanırım ama kırmasını biliriz” dediğinde aradığım fırsatı bulduğumu anladım. Arkamdaki benim yanımdan geçtikten hemen sonra arka kapıya doğru koşmaya başladım. Kapının dibine geldiğimde diğeri de peşimden gelmiş ve çok yakınımdaydı. Kapıyı açmak için kolu indirdim ama kilitliydi. Neden bir kapı açıkken diğeri kilitli olur ki? Ne biçim şans bu? Birkaç kere daha, adam saçımı tutup eline dolayana kadar kapıyı açmayı denedim. Saç diplerindeki acıyla bağırınca adam daha çok çekip başımı sarsarak “Sus” diye bağırdı.
Yaşlı olana dönerek dişlerinin arasından konuşup “Abi ben sana canavar demedim mi?” dedikten sonra yüzümü kendisine çevirince parmak uçlarında yükselerek yüzüne tükürürdüm. Son gördüğüm yüzüme yaklaşan bir eldi.

Buz ve Ateş #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin