iyi okumalar jojolar :)
CEMRE
"Sana buraya nasıl girdiğini sordum!"
"Kapıyı hizmetli açtı ve zamanı dolunca bir isteğim olup olmadığını sorup ayrıldı. Görüyor musun? Bir hizmetçi bile senden daha misafirperver ve saygılı"
"Yalan söylüyorsun. Gülenay biri varken bırakıp gitmez" dedikten sonra üst üste korkuyla "Gülenay!" diye bağırdım ama cevap yoktu.
"Bağırmayı kes! Biraz ihale hakkında konuşup gideceğim"
"Ben seninle hiç bir şey konuşmayacağım anladın mı?" diyerek dış kapıya doğru ilerlediğimde peşimden gelip "Boşuna uğraşma" dedi.
Kapıyı açmaya çalıştım ama bir türlü açılmıyordu. Korkum gitgide daha çok artıyordu ve tek başıma olsam üstüne atlar Allah ne verdiyse ne kadar yapabilirsem girişirdim ama şu halimle yapamazdım. Salona doğru geçerek cam kapıları açmak istedim ama onlarda açılmıyordu ki açılsa bile panjur gibi bir şeyle baştan aşağı kapalıydılar. Ellerimi yumruk yapıp camlara vurmaya başladığımda kırılmasını geçtim sallanmıyorlardı bile.
Arkamdan gelen "Boşuna uğraşıyorsun dedim" sesiyle varlığını bildiğim halde irkilerek geri döndüğümde iyice panik olmaya başladığımı anladım. Elime telefonu alarak Ayaz'ı aradım ama açmadı ve son denememde meşgule alınca yaptığı şeye kızacak ya da kırılacak durumda bile olmadığımı anladım ve bu sefer Efraim'i denedim. Yeni ayrılmıştık ve muhtemelen buralardaydı. Gerçi Efraim'de açmayacak diye düşünüyordum çünkü bu kadar arama yapmama rağmen karşımdaki insan müsveddesi ne engel oluyor ne de kimi aradığımı soruyordu.
Telefonu kapatmak üzereyken Efraim'in sesini duyunca tuttuğum gözyaşlarımı gülerek bıraktım.
"Efraim hemen buraya gel. Evdeki bütün sistemler kapalı onları da aç"
Efraim sistemleri kendisinin açamadığını söylediğinde "O zaman kapıyı kırıp girersin Efraim" diye bağırınca boğazım acımıştı. Telefonu kapatıp kollarımı göğsümde birleştirerek gidebileceğim en uzak köşeye gittim.
"Ne istiyorsun benden?"
"Boş paniğin bittiyse konuya gireceğim"
"Sana karşı olan paniğim boş olamaz. Beni bir kere öldürmeye çalıştın ve bir daha denemek istemen sana doğal gelebilir"
"Bak şimdi! Bir yanlış anlamayı düzeltelim. Seni öldürmeyi falan hiçbir zaman düşünmedim ama Yunus'un bu şekilde olan algılamasını da düzeltmeye çalışmadım çünkü Yunus panik yapınca ya da korkunca yanlış yapan birisi. Onun yaptığı yanlışlarda benim işime geliyordu. O gün olan olaylara gelirsek evet birini öldürmek istemiştim ama o kişi kesinlikle sen değil annendi.
Hatırlamaya çalış Cemre! Yaralandığın an etraftaki kalabalık bitti çünkü çekilmelerini söyledim ama seni kandırmayacağım. O bıçak sana değil de annene girmiş olsaydı iyice dibe batırıp vücudunda çevirmeden adama bırakmamasını söylerdim"
Son cümleyi bıçağı kendi batırıp çevirecekmiş gibi gözleri parlayıp zevk alarak söylediğine yemin edebilirim. Korktuğumu anlamaması için sesimi sakin tutarak konuşmaya çalıştım.
"Bu beni rahatlatmalı mı?"
Ayşen gözlerini devirdikten sonra kendi eviymiş gibi rahat bir şekilde koltuğa oturup bacak bacak üstüne attı.
"Konumuz bu değil! İhale ile ilgili hiçbir şeyi imzalamanı istemiyorum. Bunu söylemeye geldim"
"Tamam. Söyledin ve artık gidebilirsin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş #Wattys2018
Romantizmsıcak ve soğuk buluşunca ateş ve buz karışınca karla güneş değince ilk nefesi alınca, son nefesi verince sevinçten ağlayinca, çaresizlikten gülünce bırakıp gidince, geride kalınca buz mu erir ateş mi söner?