“Ne oldu? Neden suratın bozuldu Ayaz?”
"Cemre’nin soyadı Ateş’miş."
-------_--------------&-----------------6-+-----------
AYAZİlk baktığımda dikkatimi çekmemişti çünkü ailesiyle değil sadece Cemre’nin kaydıyla ilgilendiğimden direk kimliğinin fotoğrafını çekip Aydın’a göndermiştim. Şimdi soyadının Avcı değil de Ateş olması bende hayal kırıklığı yaratmıştı.
Kendimi birkaç dakikada Cemre’nin babasının Osman Avcı olup, bütün sorunları halledeceğimize ikna etmiştim.
Ben telefona boş boş bakıp bunları düşünürken Emre telefonu elimden alarak bilgilere bakmaya başladı.
“Baba adı hanesinde dedesinin adı yazıyor sanırım. Annesinin baba adı Yakup Ateş ve Cemre’nin de baba hanesinde Yakup yazıyor. Hala babası Osman Avcı olabilir. Başka bir alternatif sunarsam dedesi benim akrabam ya da Ateş soyadı çok var ve bu durum tamamen tesadüf çünkü Yakup Ateş diye bir akraba tanımıyorum”“Eğer akrabaysa bu yüzden bizimle ilişkisini kesmek istiyor olabilirler” diye gözlerimi boşluğa sabitlemiş yorumumu yaparken bir anda yine aklımda şimşek çaktı. Bizim ulaşamadığımız ortak Yakup Ateş olabilirdi ve bu yüzden dayım bana, “Bırakın ben halledeyim” diyordu.
Aklımdakileri Emre ile paylaşınca tekrar Aydın’ı arayarak Yakup Ateş adında bir akrabamız var mı yok mu araştırmasını istedik ve bir saat sonra elimizdeki bilgi bomboştu. Çünkü Yakup Ateş adında bir akrabamız yoktu. Bir sürü fikir ortaya atmış ve hiçbir sonuca ulaşamadığımız için kafamız iyice karışmıştı. Saat gece yarısını geçtiğinde Özkan’a haber verip Cemre’yi yazlık eve götürmesini istedikten sonra ikimiz de odalarımıza çekildik ama yaklaşık yarım saat sonra Emre kapımı çaldı.
“Hayırdır? Ne geldi aklına?”
“Belki de saçma ama olasılıkları değerlendiriyorum. Sanem olabilir mi diye”
“Sanem’i sevmiyorum ama böyle bir şey yapacak kapasitesi yok bence Emre. Neden bunu düşündün ki?”
“Baştan beri boşuna debelendik çünkü hep akraba olasılığında durduk soy ismini öğrenince ama babam bütün akrabaların çocuğunu, gizlisini saklısını bilir ve ne o Cemre’yi ne de Cemre onu tanıyor. Anneme de sordum ve o neredeyse bütün Ateş’lerden nefret ediyor. Ben olmasam bu soyadının lanetli olduğunu bile kabul eder ama buna rağmen o da babam gibi hepsini tanıyor. Hatta babamdan daha iyi tanıyor. Sorduğumda ters tepki verir işin peşini bırakmayıp canımızı daha çok sıkar diye çekiniyordum ve meçhul ortak muhabbetine aradığımı söyledim. Bana Cemre, Gülden ya da Yakup Ateş diye akraba olmadığını ve aradığımız ortağın da zaten akraba olmadığını söyledi. Onun için Sanem geldi aklıma”
Sıkıntıyla nefes verdim. Daha çok debeleneceğiz gibime gelmeye başlamıştı.
“Dediğim gibi Emre. Tamam, Cemre akrabamız değil ve soyadı tesadüf ama Sanem… bilmiyorum. Zor bir ihtimal. Sanem düz düşünen bir kadın. Cemre’yi istemediğini direk söyler bu tarz işlere girmezdi.”
“Defalarca söyledi zaten. Sürekli okulda kızın nasıl tanıdığından bahsetti ve bir haftadır görüşmüyoruz bu yüzden. Bu da mı tesadüf?”
Emre'ye Sanem’in ağzını bir şekilde yoklayacağımızla ilgili birkaç şey söyledikten sonra odasına gönderdim ve yatmak için hazırlandım.
CEMRENeredeyse iki haftadır buradaydım. Annem sürekli “Neredesin?” diye mesaj attığı için en son numarasını engellemiştim ama bu annemi durdurmamış benim her engelimden sonra yeni bir numaradan mesaj atınca artık göremezlikten gelmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş #Wattys2018
Dragostesıcak ve soğuk buluşunca ateş ve buz karışınca karla güneş değince ilk nefesi alınca, son nefesi verince sevinçten ağlayinca, çaresizlikten gülünce bırakıp gidince, geride kalınca buz mu erir ateş mi söner?